Yemek

46 3 2
                                    

Mükemmel. Normalde okula girmek istemeyen ben şimdi okuldan çıkmak istemiyordum. Ben bizimkilere ne diyecektim şimdi? Kesin tartışma olacak ya off. Neyse bizimkiler beni dışarda bekliyorlardı.

Dışarı çıktım. Hemen farkettim. Dikkat çekiyorlardı. E sonuçta benim kardeşlerim. Havalı ceketleri,fizikleri ve kusursuz tipleriyle gerçekten düşülecek ve kaldıranı döverim denilecek cinsten duruyorlardı. Zaten ilk günden dikkat çekmişlerdi. Özellikle Ali ve Gökhan. Gökhan'ın ilgi çekmesinin bir sebebi de piercingiydi. Bu okulda ki kızlar belli ki böyle detayları seviyorlardı. Anlaşılan Ali bu okulda da Buz Prens lakabını alacaktı. Hiç kimseye yüz vermiyordu ama kalbi altından olduğu için kızları koruyordu.

Neyse yanlarına gittim ve "kanka valla yakıyorsunuz düşüyordum da pantolonumun dizlerinin yırtılmasını istemedim."dedim. Güldüler. Sonra Ali'yi övmeye başladılar. Çünkü Ali ilk günden kahraman olmuş sanırım. Bir kız okula günlüğünü getirmiş. Bir tanesi de okuyormuş herkes bana at falan diyormuş (sadece erkekler) oğlan da "ben atcağım kişiyi bilirim" demiş. Kız ağlıyormuş. Ali gelmiş. Noluyor falan demiş. Anlatmış kızlar sonra Ali de "bana at" demiş ve atmış.
Kız "seni iyi biri sanmıştım ama erkek değilmisiniz hepiniz aynısınız" demiş. Ali kıza gülümseyerek defteri vermiş ve "başka türlü alamazdım kusura bakma bu arada kimsenin özel hayatını merak etmem" demiş. Sonra da oğlana dönüp "Senin gibileri iyi tanırım ben şerefsizsiniz siz. Kızlarla iyi anlaşmak,kankaları olmak için sırları öğrenmek için deli oluyorsunuz ama yapamıyorsunuz. Beceremiyorsunuz. Güvenmiyorlar size. Siz de zorla güzellik yöntemini deniyorsunuz. Ama sizden daha da nefret ediyorlar. Ama size bir sır veriyim mi? Duyamadım? Aynı oğlan "ver" demiş. Kızlara 1 adım atarsanız onlar size 5 adım atar. Artık bu sınıftaki kızlara bir şey yapan karşısında beni bulur ama o zaman bu kadar anlayışlı olmam" demiş. Kızda teşekkür etmiş. Ya ben bu çocuğa ne diyim şimdi. Kalbi altından ya. Neyse konuşa konuşa Ali'nin eve geldik.
-Ben size bir şey anlatıcam. Ama kızmak yok.
-Söyle bitanem.
-Aynen başkan doğruları söylediğin sürece sıkıntı yok.
-Bu akşam sizle olamıycam. Eve gitcem.
-Bu muydu küçük titan kendi evine gitmek için bizden izin mi istiyorsun?
-Şey bize bugün biri gelicek. Yemek'e o yüzden gidiyorum. Gelecek kişi ...
-Kanka Acun Ilıcalı gibi ne bekletiyon hadi ya!
-Barış.
-Niye daha önce söylemedin?
-Bugün belli oldu.
-Beyler ekildik diyenler.
Hepsinin eli havadaydı.
-Yok artık. Abi ekecek olsam niye haber veriyim ya?
-Kanka gitmesen napcan gidip de?
-Sözüm var.
-Bize de sözün var ya babuş.
-Yok artık. Kendinizi Barışla mı kıyaslıyorsunuz? Barışı sizin kadar sevmem için...
-Sevmen için??
-Yani öyle bir şey olmaz. Hem abartmayın o kadar da kötü biri de değil ful destek attı herif bize.
-Peki sonunda nooldu yaprak paso kavga oldu demi?
-Valla o kadar konuşmuycam.
-Söz mü?
-Söööözzz diye bağırdım pardon böğürdüm.
-Ama Yaprak eğer birşey olursa arıyorsun dedi Ali ve elimizi ortaya koyup "Hepimiz Kızımız Kızımız Hepimiz İçin" diye bağırdık. Ve ordan ayrıldım.

Eve geldiğimde annem masayı donatmıştı. Tövbeler tövbesi yaa. Sanki istemeye geliyorlar.

Belki bir gün Barışla o da olur
Kes sesini iç sesss.
-Anne
-Kızçem hoş geldin.
-Anne açım ben hadi çabuk.
-Aa Yaprak ne kadar ayıp misafir gelmeden mi yiyceksin dedi babam.
-Evet.
-Yaprakk
-Off tamam be. Laf bile söyletmiyorsunuz Barış'a
-Herhalde kızım çocuk sana ücretsiz ders veriyor.
-Para bol onda niye para istesin ki!
-Off Yaprak. Git üstünü değiştir.
Odama çıktım. Odam herzamanki gibi aşure kazanı gibiydi. Ceketimi ve çantamı koltuğa koyup mavi kotumla siyah t-shirtimi giydim ellerimi de yıkayıp aşağı indim. Annem
-Kızım sana elbise bıraktım. Niye giymedin?
-Ben böy-le ra-hat e-di-yo-rum dedim bağırarak. Annem tamam be bağırma dedi. Sonra kapı çaldı. Barış geldi kesin. Evet Barış'tı gelen.
-Hoşgeldin oğlum
-Hoşbuldum Oya teyze Taner amca
-Kızım hoşgeldin desene
-Hoşgeldin Barış
-Hoşbuldum bunu nereye bırakıyorum?
-Ay deli çocuk ne zahmet ettin?
-Olur mu öyle şey ilk gelişimde tam denk getirememiştim.
-Bana ver onu. Siz içeri sofraya geçin ben geliyorum.
-Tabi.
Aslında anne babamın yerinde olsam bende Barış'ı severdim. Yani sonuçta kibar çocuk. Ama bu egoist ve sinir bozucu olduğu gerçeğini değiştirmez.

Sofraya oturduk. Babam;
-Barış duyduğumuza göre sen de okul değişikliği yapmışsın. Hangi okul?
-Yaprakla aynı okul Taner amca.
-Sen neden devlet okuluna gidiyorsun?
-O okuldan bunalmıştım. Hem daha iyi oldu Yaprak ile konularımız aynı giderse daha iyi olur.
-Senin için zor olmayacak mı?
-Sanmam Oya teyze. Dedi ve imalı imalı bana sırıttı. Sonra yemek yedik sohbet ettik. Daha sonra ben odama çıkmak istediğimi söyledim. Ama annem izin vermedi ve saat on buçukta Barış giitti ve bugün böylelikle bitti. Ama bir sorun vardı. Bizimkiler hala Barış'la aynı okulda olduğumuzu bilmiyorlardı. Ya karşılaşırsalar??
Acaba karşılaşacaklar mı?😈
Ali ne tepki verecek?😠😠
Kavga olacak mı?🔕🔕

Arkadaşlar okunmam çok az. Eğer hikayeyi beğeniyorsanız yorum yapın ve tanıdıklarınıza söyleyin. Çünkü gerçekten ben yazarken mutlu oluyorum ve hayalimdeki Yaprak Barış hikayesini yazıyorum. Siz de yardımcı olursanız çok sevinirim. Görüşmek üzere💜💜😍😍😂😂

Aşık YAPBARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin