Yatakta uzanırken kollarımı Jay'e sardım, uyumaya çalışıyordum ve Jay de benim yastığım olmuştu. "Sadece mağazaya geldiğimde bana çok nazik davranıyorsun."
Gözlerimi açmadan el yordamıyla yanağını buldum ve sıkarken konuştum, "Kapıdan içeri girdiğin anda benim müşterim sayılırsın. Aylık müşteri memnuniyeti sıralasında yerimi kaybedemem."
Vücudu çok sıcaktı, benimkinin aksine sürekli sıcaktı. Gözlerimi uykulu bir şekilde açıp Jay'in yüzüne baktım, herif uyurken bile çok yakışıklıydı. Dudaklarının arasındaki çizik gibi olan yaraya yavaşça dokundum. Dirseğimden destek alarak onun üzerine doğru eğildiğimde yüzü tam olarak dibimdeydi, kulağına fısıldadım. "Jay... Niye yine buradasın.."
Onun kolları arasında yatıyordum, onun kokusunu içime çekip onun tenine dokunuyordum. Bana bakan derin gözlerine bakıp dudaklarını öpüyordum.
Ve Jay ile yaptıklarım diğer müşterilerle yaptıklarımdan çok farklı hissettiriyordu, korkuyordum... Parmaklarımın arasındaki siyah saçlarına bakıp gülümsedim, tamamen kendini bana bırakmıştı.
Eğer... Jay'e bir şans verseydim... Yüzüne bakarken kaşlarım çatıldı.
Abim... Bu illet yüzünden ölmüştü, bunu birinin suçu olarak görmüyordum ama bir şeyin suçu olduğunu biliyordum. Abim de benim gibiydi, aşık olunca gözlerine perde iniyordu. Başka birini kendinden öncelikli yere koymuştu, aşk yüzündendi. O kişiyi korumak için ölmüştü, aşk böyle bir şeydi. Gözleri tamamen kör ediyordu, korkuyordum. Gözlerimin önünde kendini bana teslim etmiş bir şekilde uyuyan bu çocuğa bakarken içimde filizlenen duyguları farkındaydım.
Ne kadar reddedersem edeyim beni bırakmayan, sürekli gözlerini üzerimde tutup benimle ilgilenen çocuğa tamamen güvenmek isteyen tarafımı bastıramıyordum.
Artık bana sarılırken ağlamasını istemiyordum, dudaklarımda onun göz yaşlarını hissetmek istemiyordum. Jay bana karşı duygularını içime işlemişti, yavaş yavaş işlemişti bu yüzden tereddüt edemiyordum korkuyordum ama son kez buna cesaret etmek istiyordum.
Jay bunu hak ediyordu.
Sağ gözümden bir yaş aktı, Jay'in gözleri kısık bir şekilde açıldığında yanağımdaki bir damla yaşı parmağıyla durdurmuştu. "Niye ağlıyorsun?" Burnumu çektim. "Senin yüzünden."
Güzel kaşlarını hafifçe çattı, "Benim yüzümden?" sorusune cevap vermeden konuyu değiştirdim. "B-Beni neden seviyorsun?" İstemsizce konuşmakta zorluk çekiyordum.
Jay kolunu yastık olarak kullanan bana inanılmaz bir şey söylemişim gibi baktı. "İlk defa..." Kolunu bana sardı ve omzuma daireler çizerken konuştu. "Seni başta sadece çok havalı buluyordum. Ne kadar havalı olduğunu farkında değildin ama benim gözümde ulaşılamayacak bir yere geldin. Seni izledikçe daha çok hoşuma gidiyordun, seninle herkesten fazla vakit geçirmek istedim, sana yakın olmak istedim,sana dokunmak istedim." Bakışlarını gözlerimden çekemiyordu, omzuma dokunuşlarından mıydı bilmiyordum ama beni büyülemişti.
"Seni tanıdıkça kendini geri tuttuğunu fark ettim. Sürekli sevdiğin şeylerden vazgeçiyordun... Sevdiğin şeylerden biri olmak istedim." Jay diğer eliyle belimi kavradı ve kendine çekti. Gözlerim büyürken devam etti. "Ama benden hiç vazgeçeme istiyorum..."
Sesim çıkmıyordu, dedikleri doğruydu beni bu kadar incelemesinin utancıyla yanaklarım kızardı. Jay bana yaklaştıkça kalbim uçacak gibi atıyordu, "Utanırken çok güzelsin." Kulağımı dişleri arasına aldı, ben farkında olmadan dudaklarımdan ufak bir inleme firar etti. "Bana istediğimi ver Jake." Belimdeki eli dediklerinin aksine öyle yumuşak dokunuyordu ki için ürperiyordu. Masum dokunuşları beni tahrik etmeye başlamıştı. İstediği şeyi şimdi söyleyemezdim ama biliyordum. Jay bugün şimdiye kadarkinden tamamen farklı bir yere gelmişti. Kalbim artık bana ait değildi, o yaklaştığı zaman çıkıp ona gitmek istiyordu. Bir gün o cümleyi söyleyeceğim.