Jimin ~bakış açısı~
Jin hyung hamile kaldıktan sonra boş yere hep bağırıp kıyametı koparıyordu. Yanlış yaptığım her şey için bana kızıyordu. Yanlış bir şey yapmasam bile ondan hep azar işitiyordum. Yaptığım her şey için beni azarladı. Sadece beni değil, evdeki herkesi. Kendime biraz su almak için mutfağa gittiğimde ve onun için su getirmediğim için Jin hyung tarafından azarlandım. Televizyonda kanalı değiştirdim diye yastıkla vurmaya başladı. Yaşlı adam şakalarına gülmediği için Tae'yi azarladı,Namjoon hyung ona yeterince şefkat göstermediği için trip atıyordu. Yoongi'ye onunla aynı anda konuştuğu için bağırdı.
Jin Hyung normalde bile çok huysuz ancak hamile kaldıktan sonra huysuzluğu gerçekten çekilmiyordu.
Salonumuzdaki beyaz koltukta oturuyorduk. Jungkook her zamanki gibi Jin Hyung ile uğraşıyordu.
"Kaç yaşındaydın sen?"
"Ben 21 "
“Öyleyse hyungunu dinlemelisin. Çikolatalı kekler daha iyi !!”
"Neden yaşlı bir adamı dinlemeliyim ki?"
“Yah !! Ben yaşlı bir adam değilim daha 25 yaşındayım !!”
"Ben 25 yaşına geldiğim zaman sen kaç yaşında olacağını biliyor musun?"
"Çocukça davranmayı bırakın ikinizde!!"diye bağırdım. İkiside bana bakıp gülmeye başladılar. Namjoon hyung sadece onlara baktı ve başını salladı gerçekten bıkmış görünüyordu. Muhtemelen onların bu hallerine çoktan alışmıştı. Çocukların geri kalanı da onlarla birlikte güldü. Tabii ki Yoongi hyung hariç.Tüm dünya ona aitmiş gibi kanepede yatıyordu.
Jin Hyung u gördükten sonra“Hah… Gerçekten hamile kalmak istemiyorum” dedim içerken. Jungkook yüzünde tuhaf bir bakışla bana bakmıştı. Belki de çocukları seviyordur. Ben de çocukları seviyorum ama hormonlar ile başa çıkabileceğimi sanmıyorum.
********
Akşam yemeği yedikten sonra herkes evine dağılmıştı. Bir kez daha Jungkook'la birlikte bu büyük evde yalnız kaldım. Şikayet etmiyorum ama bazen ... yapayalnız hissediyorum. Evin insanlarla çevrili olmasına alışkınım. Buradaki insan faaliyetinin eksikliği çok sıkıcıydı. Şimdi düşünüyorum da, bir çocuk sahibi olsak çok güzel olurdu.
Jungkook, dizüstü bilgisayarında her zamanki gibi çalışıyordu. Gerçekten tam bir işkolik. Ofisindeydik ve yapacak daha iyi bir şeyim yokmuş gibi sandalyesinde oturuyordum.
"Jungkook-ah ben sıkıldım"
"Git ve uyu istersen"
"Hayır uyumak istemiyorum ... Benimle ilgilen lütfen..."
Jungkook bana döndü ve bana karanlık ve şehvetli gözlerle baktı.Tae ' nin bana verdiği hediye aklıma gelmişti ve hemen odamıza koşmuştum. Tae'ye Jungkook çalışırken ne kadar sıkıldığımı ve Kookie'nin dikkatini bana vermesi için ne yapmam gerektiğini sormuştum oda bana bir hediye vermişti.
Telefonumu alıp Jungkook’a şöyle bir mesaj yolladım: “Oynamak istiyorum babacık lütfen çabucak gel.”
Hediyeyi pembe çantasından çıkardım ve sırıttım. Jungkook bunu çok severdi.Giysilerimi çıkardım ve toka ile tasmayı taktım diğerlerini hemen yatağın altına attım. Jungkook için sabırsızlıkla yatağa oturdum. Giydiğim kıyafetle oynuyordum. Vücudum sıcaktı ve elim farkında olmadan kasıklarıma geçti. Kendimle oynamaya başladım ve deliğime parmağımı soktum. Diğer elimi de aletmin ucuna yerleştirdim ve inledim kapı açıldı. Jungkook kapının önünde durdu. Bana azgınca baktı ve hareket etmedi.
Onun gözlerinin içine baktım ve "Babacık" diye fısıldadım. Bana sinirle baktı ve dedi ki:
"Kendine dokunmayı bırak!!"
*****************************
Okuduğunuz için teşekkür ederim 💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FAKE WEDDİNG (ÇEVİRİ)
FanfictionJimin tavuk teslimatı için gidiyordu ve bir oyun hayatını değiştirdi. Kibirli bir CEO olan Jeon Jungkook ile evlenmek zorunda kaldı. https://my.w.tt/DGrLJjoG7V