1700'lü yılların sonları, fazla küçük olmayan bir balıkçı kasabasında doğum yaparken kaybettiği karısından ona kalan son hatırası, küçücük ama onun dünyası olan oğluna, Deniz'e bakan bir adam vardı... Engin.
Geçimini balıkçılık ile sağlıyor, çıkardığı üç beş kuruş para ile oğluna bakıyor ve çok sevdiği gemisini, Yunus'u yenilemeye çalışıyordu. Yunus onun için sadece bir balıkçı gemisi değildi. Hem evi hem işi hem de aracı idi. Adını Yunus koymuştu. Sisli, yağmurlu, bozuk havalarda, yağışlı, rüzgarlı bakmaksızın Yunus ona yoldaş olmuştu. Karanlık havalarda yol göstermişti.
Engin'in en çok önem verdiği, hayatında ona bir tek ama en değerli miras kalan oğlu idi Deniz.
Deniz henüz dokuz yaşındaydı. Ama elinden geldiğince babasına yardım ederdi. O küçücük elleriyle yakaladıkları balıkları ağdan ayırmaya çalışırdı. Babasına yardım etmeyi çok severdi çünkü ne zaman babasına yardım etmek için çabalasa babasının yüzünden gülücükler eksik olmazdı. Hem bir işi becerebilmenin mutluluğu hem de babasının mutluluğunun verdiği mutluluk havalara uçururdu onu.
Deniz'in de bu küçük yaşında en değerlisi babasıydı. Zaten başka arkadaşı, ailesi yoktu ama insanların yokluğunu hiçbir zaman hissetmemiş, babasıyla bu kasabada yalnız olduklarını anlamamıştı. Babası hiçbir zaman buna fırsat vermemişti.
Engin, boş olduğu her vakitte hikaye anlatırdı. Anlatmayı çok severdi sevmesine ama bazen çok yorulurdu gündüzleri. Yine de oğlunun hikayeleri çok sevdiğini bildiğinden hiç üşenmeden başlardı aynı hikayeyi anlatmaya. Çünkü biliyordu ki Deniz en çok onu beğenirdi. Deniz Meleği'ni.
Deniz Meleği, denizdeki iyi insanlara yardım eden, onlara yol gösteren, kötü denizcilerle (korsanlarla) savaşan bir karakterdi. Devasa kanatları vardı ki onu tüm kötülüklerden korurdu.
Deniz onun maceralarını dinlerken hemen hayallere dalıp gidiyordu. Deniz Meleği'ni anlatırken babası Deniz'e örnekler verirdi. Hele ki korsanları yendiği anlar geldi mi Deniz'in en beğendiği kısım oydu.
Babası ona Deniz Meleği'nin aslında Deniz olduğunu söylerdi. "Sol kanadı benim..." derdi. "sağ kanadı ise gemimiz." Bunları anlatıp oğlunun hareketlerini izlerken düşünüyordu. "Bu hayatında sana yaklaşmaya çalışan çok kötülük olacak Deniz. Ama senin kanatların sayesinde sana hiçbiri yaklaşamayacak."
Babası cümlelerini bitirdiğinde Deniz Engin'in kucağında uyumak üzereydi. Gözleri kısılmıştı.
''Beni hiç bırakmayacaksın değil mi baba?'' Babası bu sorudan sonra eğildi, kucağında büzülmüş bir şekilde oturan biricik oğlunun saçlarının mis gibi kokusunu içine çekti. Deniz'in en büyük korkusu buydu. Tek ailesini, babasını kaybetmek. ''Eğer sana kötülük gelecek olursa kanatlarımla seni de korurum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Denizin İntikamı
ActionArkadaşlar kitap yazmaya yeni başladım. İlk zamanlar da biraz imla hatam olabilir, idare etmeye çalışın bu problemi yakın zamanda çözeceğim.