Katılmak İstiyorum Kaptan!

39 15 2
                                    

Deniz annesini hiç görmemişti. Kokusunu bilmiyordu. Gece kucağında uyumamıştı. Anne şefkati görememişti. Fakat babası ona gerektiği şefkati veriyordu. Annesinin yerini tutabilmek için elinden gelenin fazlasını yapıyordu. Zaten yaşama sebebi Deniz idi. Onun mutluluğu, sağlığı.

Deniz henüz dokuz yaşında olmasına rağmen birçok şey biliyordu. Denizcilik için doğuştan yetenekliydi. Kimi zaman babası ile beraber dalıp suyun altını, mercanları, balıkları keşfederdi. Gördüğü yeni şeyleri çizer sandığına koyardı.

Yine babasıyla beraber balık avına çıktıklarında şansları çok yerindeydi. Belki her zamankinden daha iyi iş yaptılar. Babası kafasını kaldırıp ağdan balıkları çıkaran oğluna baktı.

"Yarın kasabaya benimle birlikte gelmek ister misin?"

Deniz normalde kasabayı pek sevmezdi. Babası kasabadayken o gemide durur, güverteden gün doğumunu çizerdi. Çanaklığa tırmanır, dalgaları, yunusları izler, kuş seslerini dinlerdi.

Babası gelmek istemediğini düşen yüzünden anlamıştı.

''İlerde iş yapabilmen için benim ne yaptığımı izleyip öğrenmen gerek. Hadi yarın benimle gel. Olmaz mı?'' dedi heyecanla. Oğlunun vereceği cevaptan da emindi gerçi.

''Tamam kaptanım.''

Babasına bazen bu şekilde hitap ederdi. Onu dümendeyken görünce, yelkenlerle uğraşırken izleyince imrenirdi. İleride onun gibi olmak isterdi. Hatta bazen geceleri rüyasında kendini dümen başında görürdü.

Ertesi gün kasabaya gidip ellerindekileri çıkartmaya başladılar. 

Deniz annelerinin ellerinden tutan çocukları gördükçe hayal kurmaya başladı. Kendi annesi yanında olsa ne hissederdi? Sorduğu soruya bir cevap veremedi. Annesinin yokluğunu elbet hissediyordu fakat genellikle aramıyordu. Babası ona hem anne hem baba olmayı öyle iyi başarıyordu ki Deniz'in annesi olmadığı bazen aklına bile gelmiyordu.

Hemen önlerinden geçen iyi giyinimli bir adam Deniz'e dikkatlice baktı ve onlara yanaştı. ''Yarın kasabada çocuklar için düzenlenen bir yüzme yarışı var. Bu genç yarının şanslısı olur mu dersiniz?''

Deniz'in gözlerinin içi parladı. ''Katılmak istiyorum kaptan!''

Engin için bunun tehlikeli bir yanı yoktu. Sürekli suyla içli dışlı olduklarından korkmadı. Oğlunun istemesi yetti. ''Ne yapmamız gerekiyor?'' diye sordu adama.

''Tabii ki bu işinde bir ücreti var. Hemen şurada duran adam kayıtları yapıyor. Ona bir sorun.'' Deniz para lafını duyduğunda üzülmüştü çünkü ne kadar paralarının olduğunu az çok biliyordu.

Deniz balıkların başında beklerken Engin adamın yanına gitti. Sıra ona geldi. Adam önünde duran parşömene isimleri kaydediyordu. Kafasını hafif kaldırıp kısık gözlerle Engin'i süzdü.

''Paran var mı?''

Engin arkasını dönüp evladına baktı. Gözlerinin içi hala gülüyordu. Çok heyecanlanmıştı. ''Var.'' dedi hiç düşünmeden. Ve neredeyse o gün kazandıkları tüm parayı verdi adama. Yarışı kazanan bu paranın 50 katını alacaktı. Ve yaklaşık 80 çocuk kayıt yaptırmıştı bile.

Verdiği para, Engin'in umurunda değildi. Deniz'in kazanması da öyle. Deniz'de gördüğü o mutluluk Engin'e yetmişti. Engin için Deniz zaten birinci gelmişti. Deniz büyük ödülü kazanmıştı çoktan.

Akşama doğru kalan balıkları da satıp gemilerine döndüler. Deniz elinde tuttuğu parşömene resmettiği Deniz Meleği'ne bakıp hayal kuruyordu. Parşömeni sandığına koyup babasının yanına güverteye gitti. Babası piposunu yakmış ay ışığını izliyordu. Gönlü huzurluydu. Oğlu mutluydu çünkü. Daha önemlisi yoktu.

''Baba sence kazanır mıyım?'' Biraz telaşlıydı. Kaşlarını kaldırmış babasına bakıyordu. Güven bekliyordu ondan. Güvendiğini zaten biliyordu ama duymak istiyordu babasının ağzından.

Engin, elini Denizin saçlarına götürdü, okşadı. ''Sen benim için zaten hep şampiyonsun oğlum." dedi ''Eminim ki yarın şampiyon olduğunu göstereceksin orada da.''

Güldü Deniz. Onun da içi huzur doldu. Yatağına gitti ve babasının hikaye anlatmak üzere gelmesini bekledi. Babası hikayesini bitirdiğinde oğlu kasabanın verdiği yorgunlukla çoktan uyumuştu. Üstünü sıkıca örtüp alnından öptü, kokusunu içine çekti ve sonra düşündü. Karısının kokusunu. Oğlunu ne zaman koklasa geliverirdi hemen aklına güzel karısının mis kokusu. Sonra şükretti, karısı ölürken kokusunu oğluna miras  bıraktı diye.

Denizin İntikamıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin