1:Tanışma

11 1 0
                                    

"Merhaba ben Hazar Gökkurt polis okulunu bitirdim şimdi istanbul da aksaray karakolunda işe başlamak için gidiyorum. Ben bu işi sevdiğimden değil  devleti sömürmek için girdim. Bu dünyada her şey kısır döngü içinde tekrar edip dönüyor.  Belki biraz hareketlilik olur diye cinayet masasını seçtim. Sabah erken kalkıp yola koyuldum ve 10 dk yürümeden sonra varmıştım karakola. İçeri girenleri ve çıkanları görmeme rağmen, ben girdiğim zaman etrafta hiç bir allahın kulu yoktu. Aynı şekilde dışarıda da kimse yoktu. açıkçası korkmaya başlamıştım. Karakolun içinde gezinmeye başladım. Ne zamandır yürüdüğümü bilmiyordum. Bir süre daha geçtikten sonra izlendiğimi hissetmeye başladım. arkamı dönünce kimse yoktu ve kafam karışmaya başladı. Bende biraz daha yürümek istedim koridorun sonunda bir resim görünce ona doğru yürümeye başladım. Onun karşısında dururken arkamda birinin yansımasını gördüm. kim olduğu belirsizdi, Çünkü kapşon lu bir cübbe giymişti. Bende belimdeki silaha ulaşmak için . Saçımı düzeltirmiş gibi yapıp aynı zamanda belimi kaşıyormuş gibi yapmaya başladım. belimdeki silahı tutmamla onun bacağına sıkmam bir olmuştu. Yada ben öyle sanıyordum, çünkü arkamı dönünce o gitmişti. Hayal mi gördüm diye düşününce, resme baktım camın yansımasında onu bu sefer yerde bacağını tutarken gördüm ama kafamı yine çevirince orada görünmüyor sadece camın yansımasında görünüyordu. Bende resmi alıp onun yanına gittim ve kafasına nişan aldım. Nişan alır almaz  direk ellerini kaldırıp  dur diye bağırdı. Sesi kız gibi geldi ve kapşonu nu çıkardı . Tahmin ettiğim gibi bir kızdı ama öyle güzel bir kız görmemiştim hayatımda ve aynı zamanda artık çıplak gözle görmeye başladım onu. "

Hazar: Neler oluyor burada? Neden seni ilk başta yansımadan görüyordum? Kamera şakası mı bu?

?: Silahını indirsen önce ondan sonra sorularına cevap veriyim. 

Hazar: Senin vereceğin cevaplara göre indireceğim . 

?: Görünmezlik büyüsü kullandım ve seni buraya çektim. Kamera şakası da değil.

Hazar: Kesinlikle benle kafa buluyorsun. Peki babam yolladı diyorsun onun ismi ne.

?: Hakan Gökkurt . Hazar.

Hazar: Doğru. Onun ismi hakan. Bir dk görünmezlik büyüsü mü.

?: Evet . Beni bir hastaneye götüre bilir misin ama önce buradan çıkalım olur mu?  

Hazar: Şuna da cevap ver ondan sonra hastaneye götüreceğim. Babam neden yolladı seni.

?: Baban gelmiş geçmiş en iyi şovalye  olduğundan . Onun oğlu olarak 11.usta olarak sen seçildin.

Hazar: Herhalde acıdan kafayı yedin. Seni hastaneye götüreyim bari sonra konuşalım.

" Büyük ihtimalle kafa buluyordu benle, yada açıdan kafayı yemek üzereydi ama hiç kıvranmıyordu acıdan. Kapıya doğru giderken arkamdan onun sesini duydum . Arkamı dönünce bacağını gösterdi buda onu taşımam gerektiğini anlamamı sağladı ve onun yanına gidip kucağıma aldım" 

Hazar : İki sorum daha var .

?: Nedir?

Hazar: İsmin ne?

?: Sude Altınsu. İkinci sorun nedir Hazar.

Hazar: Kaç kilosun sude ?

Sude: 58 neden?

Hazar: 85 olmadığından emin misin?

Sude: Siktir lan daha dün tartıldım sende de hiç centilmenlik yok. Of evleneceğim adam bumu yani.

 Hazar: Evleneceğim adam derken?

Sude: Boşver

"Karakoldan çıkmıştık. Biraz yürüdükten sonra sude beni bir arka sokağa götürdü orada parmağını şıklattı. Artık diğer insanları göre biliyordum ve büyünün gerçek olduğuna inanmamı birazcık sağlamıştı. Ama hayla şüphelerim var. Yoldan geçen bir taksiyi durdurup hastaneye gittik. 1 saat sonra çıkınca benim eve geçtik.  Onu koltuğa uzatıp banyoya girdim. Banyodan çıkınca mutfağa geçip yemek hazırladım ve güzel bir masa kurdum. Bunu gören sude şaşırmışa ifadesini gördüm"

Hazar: Hayırdır bir şaşırdın gailba?

Sude: Sadece en sevdiğim yemek bu o yüzden şaşırdım. Hem bunu sen mi yaptın yoksa  dışarıdan mı sipariş ettin?

Hazar: Ben yaptım ama istersen dışarıdan söyleye bilirim.

Sude : Yok hem dışarıdan söylersen, gelene kadar soğur. O zaman yeğin tadı kaçar.

Hazar: İyi sen bilirsin.

"Yemek ten bir kaşık alınca, bir süre süre yemeğe baktı. Ardından yemeği hızlıca yemeğe başladı ve şaşkınlıktan elim havada kaldı. Ben kendi yemeğimin yarısındayken bir tabak daha istedi . Biraz onu süzdükten sonra bir tabak daha verdim. Yemeğimizi yedikten sonra ortalığı toparlayıp  bize çay getirdim. İkide bir bana bakıp duruyordu."

Hazar: Yüzümde bir şey mi var?

Sude: Hayır. Böyle yemek yapabildiğini pek zannetmiyordum. Nereden öğrendin.

Hazar: Okurken yaz dönemlerinde eniştemin yanında çalışıyordum mutfakta.

Sude: Güzeldi yemek ellerine sağlık. Peki bu çay ne çayı biraz tuhaf tadı var ve rengi de öyle.

Hazar: Japon çayı ben beğeniyorum.

Sude: Evet güzel ve yumuşak bir tadı var.

Hazar: Anlat bakalım.

Sude: Dünyanın varoluşundan itibaren büyü vardı ve binlerce yıl önce cehennem lordu dünyaya geldi o zamanın bütün insanlığı onu cehenneme geri yolladı. Ama osmanlı döneminde de geri geldi. Kanuni sultan süleyman , ordusu ile onu dünya ya hapsetti . Bir yıl sonra bugün mühür bozulacak. Kehanete göre 11.Usta onu yenip kıyameti durduracak.

Hazar: Peki 11.Usta ne yapıyor şuan?

Sude: Hey. Kafanı bir yere mi çarpın?

Hazar: Hayır. Neden?

Sude: Karakolda da dediğim gibi 11.usta sensin.

"Kapının kapanmasını duydum içeri gelen babamdı ve neredeyse eve gelmeyeli bir ay olmuştu."



                                                                              Bölüm  Sonu



Not: Beğenmeyi Ve Yorum Yazmayı Unutmayın.









Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 04, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Son Değişim ( Kitap 1:Lucifer)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin