Mrs.Tozier: "İçerisi hava alsın biraz... Ben teyzen ile alışverişe çıkacağım bugün tamam mı tatlım..."
Richie'nin çenesini okşayıp, odadan çıktı.
***
Richie'nin evine doğru yürüyordu. Elini paltosunun cebine atar atmaz marlboro paketini çıkardı. Paketi açtığında hiç dal kalmadığını gördü. Anlaşılan akşam Richie'den aldığı dolu paketi yalayıp yutmuştu. Kendine şaşırıyordu. Sigaradan bu kadar tiksinen bir insan bir paketi bir gecede nasıl bitirirdi...
Sonunda, evin önündeydi. Derin bir nefes aldı. Ve zili çaldı.
Richie yatakta, gözleri açık dalmıştı. Zil sesini duyduğunda irkildi ve ikinci kez yataktan düştü.
Zil sesi ikinci kez çaldı. Aceleyle kendini toparlayıp, koştu. Kapıyı açtı ve Eddie'yle karşılaştı...
Richie: "Heey..."
Demeye kalmadan Eddie Richie'ye sımsıkı sarılmıştı. Kulağına fısıldadı.
Eddie: "Bütün gece seni düşündüm..."
Kollarını Richie'den ayırdı. Richie çok utanmıştı... Aslında utanmamalıydı ne de olsa dün akşam aşkını ilan etmişti.
***
Salonda oturuyorlardı. Eddie paltosunu çıkardı.
Eddie: "Dışarısı buz gibi..."
Eddie'nin yanına oturdu. Ve ellerini yanaklarına koydu.
Richie: "Gerçekten üşümüşsün!"
Eddie'nin yanına oturduğunda yoğun bir sigara kokusu almıştı.
Richie: "Sigara içiyorsun değil mi!"
"Benim sigaralarımı" diye geçirdi aklından.
Eddie: "Evet."
Richie çapraz oturan Eddie'nin arkasından kulağına yaklaştı. Ve fısıldadı.
Richie: "Hem de benim marlboro mu..."
Eddie Richie'nin sıcak nefesini bütün vücudunda hissetmişti. Tüyleri ürperdi.
Richie'nin kafası, arkası dönük olan Eddie'nin omzuna düşmüştü. Kokusunu içine çekiyordu... Eddie'nin vücudunu, bacaklarından yukarıya doğru ateş kapladı. Utanıyordu.
Ellerini Eddie'nin kollarında gezdiriyordu. Giderek cesaretleniyordu. Boynundan öpmeye başladı. Eddie'nin eli Richie'nin saçlarına gitmişti. Gözleri arkaya gitti. Bir an için hiç bir şey umursamayarak kendini Richie'ye bırakmak istedi. Richie yine Eddie'nin kulağına fısıldayarak:
Richie: "Senden başka bir şey düşünemiyorum..."
Yapamayacaktı. Elini Richie'nin kıvırcık saçlarından çekti. Dilini yutmuş gibiydi. Boş gözlerle bakıyordu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
...Eddie'nin boynunu öpmeyi bıraktı. Yüzünde hayal kırıklığı vardı. Bir an Eddie'nin onu sevebileceğini düşünmüştü. Ağlamaklı bir hali vardı.
Richie: "Seninle paylaşacak zamanım yok Eddie!"
Deyip hızlıca camın kenarına gitti...
Eddie ağlıyordu. Richie'nin bu sözü onu kırmıştı. Sadece korkuyordu. Aynı Richie gibi.
...Ama artık Richie'nin korkusu kalmamıştı. Ne istiyorsa onu yaşamak istiyordu. Yeterince beklemişti zaten!
Eddie Richie'yi seviyordu. Ama ailesi ve ezikleri hesaba katmamıştı, onlara ne derdi! Zor gelmişti bir erkeği sevmek...
Ne yapacağını bilmiyordu. Daha önce bir kızı bile öpmemişti.
Peki kasabadaki insanlar ne derdi? Homofobiklerden her gün dayak yer miydi? Sorular Eddie'yi içten içe kemiriyordu...
Richie umursamıyordu. Hayatındaki birçok olayı umursamamıştı zaten. Eddie'ye arkasını döndü. Şimdi sadece gökyüzüne bakıyordu.
Richie: "Defol burdan Eddie!"
Eddie artık Richie'nin bu haline katlanamayarak ağaya kalktı, kapıyı açtı. Çıktı ve sertçe kapatıp, oradan uzaklaştı.
Richie'nin gözlerinden yaşlar indi. Hiçbir şey yolunda gitmediği gibi buda gitmemişti.
Eddie'ye dokunmak istemişti... Birine dokunmayı uzun zamandır bekliyordu. Ama olmadı.
Eddie'nin kalbini kırmıştı. Kestirip atmıştı. Ne olduğunu sormamış, hemen agresifleşmişti.
Böyle olmasını istememişti. Ama artık dayanamıyordu...
