Ruh Hastası | Yarı Texting

on beş

Telefonumun o sıra çaldığını duyunca çantamdan çıkardım, şuan da Badelerdeydim ama olmaz olaydım.

Yaren sürekli Barışʼın numarasını istiyordu bende vermiyordum tabii.

Ekranda 'Barış Arıyor..' yazısını görünce sessize aldım.

"Kim arıyor Sude?"

Badeye bakış attım ki hemen anlayıp yalan uydurmaya başlamıştı canım kankim.

"Ya, Yarencim şimdi Sudeʼye aşık olan tipsiz, gıcık, sümüklü bir erkek var arayıp duruyor. Sude de rahatsız olup sessize alıyor"

"Sudeʼyi anca sümüklüler sever zaten"

Deyip bir kahkaha patlatmıştı, yapışıcam şimdi saçına da görecek şamşeytanı.

"Yoo, Barış benim sevgilim o sümüklü değil ve Barış istemiyor o çocukla konuşmamı tatlım"

Yalandan dayak atsalar en çok ben yerdim herhalde, Allahım ne diyorum ben?

"B-barış sevgilin mi?"

"Ah, evet tatlım hatta şuan da o arıyor, sümüklü Ercan arıyordu şimdi Barış"

Telefonumu ona doğru çevirip ekranı gösterdim, ay götüm.

"Sende hani numarası yoktu?"

"Kim sevgilisinin numarasını bir sürtüğe vermek ister ki değil mi?"

"Sürtük mü ne diyorsun sen be?!"

Diyerek üstüme atlamıştı, son anda Barışʼın cevaplamasını açmıştım ve tam o anda üstüme atlamıştı koca götlü şempaze kılıklı arizona kertenkelesinin kıllı bacağı.

Elim yanlışıkla hapörlere gidince işte şimdi sıçmıştım.

" Kezban seni! Sen kim köpek benim sevgilime yavşıyorsun be koca götlü"

"Bana koca götlü mü dedin sen?!"

"Ay götüm, sana dedim tabi kime olcak"

Karnına tekme atmıştım, saçımdan uzaklaşmıştı.

Bade Yarenʼi bırakıp benim yanıma gelmişti.

Duyduğum ses ise Barışʼın 'Sude?!' sesiydi..