KB/23

702 27 7
                                    

"... sonra döndü arkasını gitti," dedim başımı geriye yaslayarak. Bardağın dibindekini kafama dikleyip güldüm belli belirsiz.

"Çok güzel gitti ama, adımları, saçları. Hele gitmeden evvel gözlerime bakıp kalbime dokunması? Dokunduğu yeri küle çevirdi." Barmene işaret ettiğim gibi yeniden doldurdu bardağı. Yarısına kadar içtim, ardından dans eden başıboş, dertsiz kafası uçuk insanlara baktım.

"Aslında şu an sevinmem lazım. Bana engel oluyordu, kısıtlıyor, her kime dokunacak olursam onu görüyordum. Şimdi gittiğine göre, eski Meriç olabilirim dimi?" Başından beri sessizce beni dinleyen Doğukan'a döndüm.

"Olabilirsin," istediğim cevabı verdi başını sallayarak. Sakallarımı kaşıdım. Tıraş olmam gerekiyordu. Altıncı sigarayı paketten çıkarttım ve hızlıca yakarak büyük bir nefes çektim içime.

"Neden yapmıyorum o zaman!? Neden bu siktiğim koltuktan kalkıp sıradan bir orospuya istediği zevki yaşatmıyorum?!" Bardağı sertçe masaya vurdum. Köşede ki masada oturan, kadın bu tarafa baktı. Cebine yüz lira koymam için ruhunu bile satardı bana. Ya da diğer köşede ki esmer, altıma yatmak için yalvarabilirdi. Ama ben kalkmıyordum. Kalkamıyordum bu lanet koltuktan. Kalkıp, tek bir hamlede geçmişe dönemiyordum. İstiyor muydum ki bunu?

"Yapamıyorsun çünkü aşıksın." Başımı geri atarak güldüm. Doğru tahmin, çok aşığım.

"Aşığım," bardağı kafama dikledim ve bu sefer işaret etmeme kalmadan doldu bardağım. "Çok aşığım hatta. Öyle ki arkasını dönüp giderken, sırf mutlu olma ihtimali var diye durduramadım onu. Hayatımda ilk defa bencil olmadım. Kendim için değil onun için yaptım ne yaptıysam. Hatırlaması için yapmadığım kalmadı! O küçük aklını zorlasın diye kendimi yırttım ama bir şey, küçük tek bir şey bile hatırlamadı! Sikerim lan böyle şansı!"

Bardağı yere fırlattım sinirle. Kimsenin umurunda olmadı. Yapışık danslarına devam ettiler durmadan. Doğu, telefonuna gelen mesajla yanımdan kalkarken ben önüme koyulan viskiyi kafama diklemekle meşguldüm. Sigaranın dumanını dışarı bırakmadan ciğerlerime hapsettim ve gözlerimi kapadım. Başımda, ensemin hemen arkasında sinsince yayılan büyük bir ağrı vardı. Gittiği andan beri artıyordu.

"Sigara dumanını serbest bırakmazsan, ciğerlerine daha fazla zarar verir."

"İstemiyorum," dedim başımdan savmak adına. Bu gece, her hücrem o diye yalvarırken, başka bir kadını alamazdım yatağıma. Kıkırdadı kadın. Başımı çevirip o tarafa bakmadım. Onun da gözleri bende değil, karşıdaydı.

"İnsanlar buraya, yalnızca birbiriyle yiyişmek için mi geliyor?"

"Buraya normal insan gelmez."

"Peki sen? Sen anormal misin?" Kadının sesi, müzik yüzünden uzaktan geliyordu. Boş bardağı dolduran barmen ona yönelince başını iki yana sallayarak istemediğini belirtti.

"Ben aşığım. Normallikle alakam yok."

"Aşık... bir adam için söylemesi de söylenmesi de zor bir kelime. Nasıl aşık olur bir erkek?"

Biten sigarayı küllüğe bastırıp başka bir tane daha yaktım. Kadına uzatmadım paketi. Bir kadının yanımda sigara içmesini sevmiyordum.

"Diğerlerinin ne bok yiyerek aşık olduğunu bilmiyorum. Ben nefes alışına bağlandım. Gülüşüne sevdalandım, gözyaşlarına aşık oldum."

Kaçıncı bardağımdı bu, saymadım. Boş bardağın içine döktüğü kehribar rengi sıvıya bakıyordum. Saçları, aynı bu tonlardaydı. Kızıla çalan kumral... bardağı sallayarak yayılmasını sağlarken ensemi ovuşturdum ağrıyı sakinleştirmek adına.

Kabuslarda Buluşuruz-1 #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin