( Taehyung'un dilinden )
Zamana ihtiyacı vardı.
Bir şeyler canını sıkıyordu. Bir şeyler gerçekten canını çok sıkıyordu.
Sebebi ben miydim, yoksa bir başkası mıydı bilmiyordum.
Hiçbir şeyi hissedemiyordum.
O gün yanından ayrılalı, tam 3 ay oluyordu.
Üç ay on dokuz gün.
Zaman tanıyalım dedi ama zamanın ne getireceğini akıl edemedi. Benden, beni ben yapan her şeyimi götürmüştü.
Jennie. Şimdi ismi dudaklarımda, bedeni iki sokak ötemdeydi.
Eskisi gibi gülümsemiyordu artık. Evden çıktığını hiç görmüyordum. Mesaj da atmıyordu ve artık instagramınıda kullanmıyordu. Resimlerimiz anasayfasını süslemiyordu. Kaldırmış olmalıydı.
Benimkiler hala yerini koruyordu.
Biliyordum. Emindim. Ona her zaman güvenmiştim. Ona haketmediği kadar güvenmiştim.
3 ay on dokuz gün.
O, her zaman dönerdi.
Saçlarımı uzatmıştım kahküllerimden önümü bile zor görür olmuştum. Kesmek için uğraşmadım. Yeni şeyler denemeyi seviyordum. Uzayan saçlarımı ensemde üstün körü topladım. Tişörtümü çıkarıp üzerime babamın geçen yılbaşı hediye ettiği yünlü siyah kazağı geçirdim. Hava bugün soğuktu.
Çöpleri elime alıp kapıyı üzerine örttüm. Evde tek kalmanın en büyük sorunu bir yerlere hep kendi başına gitmek zorunda kalmandı.
O yanımdayken bunların hiçbirinin önemi yoktu.
Ama artık oda yoktu.
Gözlerimi sıkıca yumdum. Unut. dedim ve umutsuzluğumu, umut adı verilen ucurtmanın uçlarına bağladım.
Ne o uçtu, ne de ben unuttum.
Aklımdan çıktığı tek bir saniye bile olmadı.
Çöpü komteynırın içine fırlattığım anla eş zamanlı olarak başımdan aşağı kaynar suların dökülmesi bir oldu. Gözlerim hiç takılmaması gereken bir yerde takılı kaldı ve pişman olmam sadece birkaç saniyemi aldı.
Titriyordum. Uzun zaman sonra onu ilk kez başka birinin yanında görüyordum. Titriyordum ve bu sadece fiziksel değildi.
Üzerinde lacivert bir kazak altında ise siyah kot pantalonu vardı. Saçlarını omuzlarında kesmişti. Bu onu ayrı güzel göstermişti.
Ona yakışmayacak hiçbir şey yoktu.
Saçlarını kesmek istediğini söylediğinde ona saçlarına kıyamayacağını söylemiştim ve iddiaya girmiştik. Kazanan kaybedeni öperdi. Kazananda kaybedende yoktu ama ben kaybetmiştim.
Namjoon'u gördüğümde gözlerimi kıstım. Jennie'de, yanındaki adamda beni fark etmemişti. Fesat düşünmemiştim çünkü Jennie bunları yapacak bir insan değildi.
Namjoon ile göz göze geldiğimde istifimi bozmadan yüzüne bakmaya devam ettim. Biçimsiz suratını dağıtmamak için kendimi zor tutuyordum.
Beni görmeyen ikiliyi yanı başlarındaki küçük restorana soktu ve iri yarı adamın kulağına bir şey fısıldayıp geri çekildi. Jennie ile adını bilmediğim adam restorana girdiğinde kaşlarımı çatıp ne işler çevirdiğini kavramaya çalıştım.
Namjoon trafik ışıklarının yanmasını beklerken diğer yandan kıstığı gözleriyle, gözlerimi süzmeye devam ediyordu.
Ellerimi cebime yerleştirdim ve birkaç adım attım ona doğru. Oda karşıya geçtiğinde tam karşımda yerini alıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
crystal snow | taennie
Fanfictionjendeukie: seni ilk radyoda çalan şarkınla tanıdım. jendeukie: ve o gece sabaha kadar, o şarkının tekrardan çalmasını bekledim. tamamlandı. angst. © yosia, 2019. [ Kim Jennie ✘ Kim Taehyung ]