LİNA
Burnuma gelen tanıdık parfüm kokusu ile gözlerimi araladım, bana bakan güzel gözleri ile karşılaştım
- Günaydın
dedim. Dudaklarını dudaklarıma bastırıp beni kucağına aldı ve- Günaydın güzeller güzeli sevgilim.
Kucağındayken bileğimdeki lastik tokayı aldı ve saçlarımı topladı. Ona dönüp saçlarını dağıtınca elimi tutup öptü. Sonrasında ayağa kalktı, bende düşmemek için kollarımı boynuna sardım.Merdivenlerden aşağı indik ve mutfağa girdik, beni mutfak tezgahına oturtup ellerini iki yanıma koydu. Öptü geri çekildi,öptüm geri çekildim. Bu minik oyuna ikimizde kıkırdadık, sonra dolaptan bir kaç malzeme aldı, tam inerken
-Sakın. Kal bakalım orada.
Diyip tasın içine kırdığı yumurtayı ve çatalı tutuşturdu elime, hızla çırpıp ona uzattım. Yağladığı tavaya döküp bekledi. Sonunda dayanamayıp
- Alptuğ bak kursum var gidiyim hazırlanayım. Sende hazırla kahvaltıyı olur mu?
Bana yalandan mutsuz bir yüz yapıp
-Tamam git hadi.
Dediğinde yanağından öpüp hemen yukarı çıkmak için hareketlendim. Dans kursum vardı.Spor kıyafetlerimi giyip aşağı indim. Masa hazırlanmıştı ve bardaklara portakal suları konmuştu. Mutfaktan elinde omlet ile gelen Alptuğ sırıtıyordu.
Yanıma gelip ve şaheserini gösterip mutlu mutlu gülümsüyordu. Bende ona gülümseyip masaya geçtik, gerçekten her şey çok güzeldi . Alptuğ uzanıp omleti pay etti ve benim tabağıma peynir ,zeytin vb. şeylerle doldururken çıkıştım
- Yiyemem ki ben hepsini Alptuğ.
-Yersin yersin.Hadi başla afiyet olsun.
homurdanarak "Sanada" diyip birlikte kahvaltıya başladık
Bir süre sonra kapı çalınca ikimizde şaşırdık çünkü kimseyi beklemiyorduk. Ağzımdaki zeytinin çekirdeğini bırakıp kapıya gittim .Kapıyı açtığımda karşımda Alptuğ'nun annesi Filiz hanım vardı. Bir an şaşırsamda kapıyı sonuna kadar açtım, içeri girerken
- Merhabalar Filiz hanım.Hoşgeldiniz
yanımdan geçerken omzumu sevip, tatlı bir ses tonu ile
-Merh Linacım.Günaydın bu arada.
Diyip içeri girdi. Arkasından 'Günaydın' diye mırıldandım. Alptuğ elindeki bardağı bırakıp ayağa kalktı, gelişine şaşıran tek ben değildim. Alptuğ annesine sarılıp- Anne. Hoş geldin.
Yanağını öpüp
- Hoşbulduk annecim.Ne bu şaşkınlık gelemez miyim?
-Yok anne, sadece geldiğini haber vermediniz ya o yüzden. İtalya'dan ne zaman döndünüz?
Tekli koltuğa oturup bacak bacak üstüne attı-Dün ,çok geç geldik, iş nedeni ile geldik. Geç olunca aramak istemedik
Dediğinde,Alptuğ anladığını belirten mırıltılar çıkardı. Ben yanlarına gittim- Bizde kahvaltıya gidiyoruz. Aç mısınız, size de tabak çıkarayım mı?
- Ah canım benim sağol, az önce yaptım.
Sonra Alptuğ bana dönecek kolundaki saate baktı
- Kursa geç kalacaksın.
Ben Filiz hanıma bakınca beni anlayıp keyifle
- Ah tatlım. Sıkıntı yok git hadi.
Değince gülümseyip kapının yanındaki çantamı alıp arabama ilerledim.Okul zamanları pek arabamı kullanmıyordu. Alptuğ'un yolunun üstünde olduğu için onla giderdim genelde. Arabama binip demir kapıya sürdüm. Kapıda bekleyen güvenlik görevlilerinin yanına sürdüm
-Buyrun hanım efendi.
- Kumandam çalışmıyor, yenisini 14.villaya getirirsiniz.
-Tamam hanımefendi.
Diyip arkadaşım kapıyı açmasını söyleyip , kumandayı da alıp kulübeye gitti.
Kapı açılınca kursumun olduğu yerde sürdüm.
