Dudağıma değen hafif baskı ile gözlerimi açtım. Alptuğ geri çekilip
- Güzelim hadi odamıza gidelim.
Belin ağarmasın burda.
Dediğinde hafif tebessüm edip kapalı gözlerle başımı salladım.
Bana kalmam için hafifçe yardım etti. Ayağa kalkıp paytak adımlarla merdivenlere doğru yürümeye çalıştığım sırada beni kucağına aldı. Normalde beli ağarmasın diye itiraz ederdim ama bu sefer uykum beni engelle
di.Kendimi daha yumuşak bir zeminde hissedince hafifçe gülüm
sedim.Alptuğ üstümdeki sweat'i çıkardı. Bir süre adım sesleri, kesildi. Dolap kapağının sesi ve
yine adım sesleri. Başımın üstünden tişörtü geçirdikten sonra özenle kollarımı geçirdi. Belimi de düzeltip üstümü örttü. Bir süre sonra diğer taraf açıldı ve kendini örttü. Beni hemen kollarının arasına aldı. Ona sarılıp kendimi karanlığa saldım.ALPTUĞ
Yatağa girip üstümü örttükten sonra hemen huzuru aradım.Onu kollarımın arasına alınca gülümsedim, bana sarılınca gülümsemem daha da büyüdü.Nefes alış verişleri kısa süre sonra düzene girip yavaşlayınca sırtını okşadım. Bu hareketime karşı bana daha da yaklaşıp yüzünü boynuma gömdü. Sıcak nefesi boynumu okşarken gözlerimi kapattım.Onu mutlu etmek için her şeyi yapıyordum. Bu bana huzur veriyordu. Son zamanlarda işler
çok yoğunlaşmıştı ve bazen ona eskisi kadar ilgi gösteremediğimi
düşündüğümde canım çok sıkılıyordu. Ama o çok olgun bir kızdı ve her şeyi anlıyordu. İnsan nasıl hem inatçı hem sakin olabiliyordu?Aklıma onu ilk gördüğüm gün geldi. Burak kardeşim sayılırdı.
O zamanlar bir kızla görüşüyordu. Onu eve bırakacağım gün, yolumuzun üstündeki lisede kızın
okuduğunu söyledi sonra onu ve arkadaşını almamızı istediğinde itiraz etmedim. Lisenin önüne park edip kızları bekledik. Burak kızı arayıp beklediğimizi söylediğinde bir sigara yakmış bekliyordum.Bir süre sonra onca kişinin içinden iki kişi bize doğru yürümeye başladı. Biri ela
gözlü, kahverengi saçlı bir kızdı. Sonra gözüm diğerine takıldı. Saçlarının ön tutamları normal sarılarından daha açık sarı, mavi gözleri yorgun olsa da cam gibi parlıyordu. İyice süzdüm bu kızı. Üstündeki beyaz sweat'in yakasından çok açık mavi okul lacostunun yakaları çıkıyordu, altında siyah pileli eteği ve çok ince ilk bakışta anlaşılmayacak ten rengi çorapları vardı.Yanımıza geldiklerinde kızla Burak öpüştüler sonra kız bana kendini tanıttı, sonra arkadaşını gösterip ikimize bakarak
- Buda benim en yakın arkadaşım Lina.
Burak ile tanışma faslından sonra bana döndü. Elini uzatıp
- Lina ben.Tanıştıma memnun oldum.
Elini sıkıp pek tebessüm etmeden
- Alptuğ. Bende.
Diyip hep birlikte arabaya bindik.
Burak arkada kızın yanına oturmak isteyince. Yanıma oturmak zorunda kalmıştı.Yola çıktığımızda bana dönüp
- Radyoyu açsam senin için sıkıntı olur mu ?
-Hayır, istediğini yapabilirsin.
Diyip yola bakmaya devam etmiştim. Hemen hızlı hareketlerle bir şarkıyı seçip ve yaslanmıştı .Sağ aynadan bir araya baktıktan sonra gözüm bacaklarına kaymıştı. Vücudu o zamanlarda çok güzeldi. Dönüp ilk kimi bırakacağımızı sorduğumda ,Burak Açelya'nın evinin daha yakın olduğunu söylediğinde tarif ettikleri yere sürdüm. Kızın evine geldiğimizde ani bir kararla Burak'ta kızla inmişti.
Mavi gözlerini bana dikip
- Şey bende burda inebilirim aslında seni de yor...
Dönüp kıza baktıktan sonra
- Benim için önemli değil.
Dediğimde mırıldanmıştı. Gittiğimiz yolda ışıklara takılmış
tık. Camlar açıktı, o sırada arabanın yanına bir kız geldi elinde tam hatırlamadığım bir şey vardı. Övgülü sözlerle satmaya çalışırken, bir anda Lina'ya bakıp
-Maşallah abla. Gözlerin çok güzel
Dediğinde hafif bir tebessüm edip kıza baktı ve
-Teşekkürler, seninkilerde çok güzeldedi.Kız buralarda dururken Lina çantasından bir şey çıkarıp kıza vermişti. Kız ilk istemesede ışıklar sarıya dönünce teşekkür edip almış ve kaldırıma çıkmıştı.
Yolda ilerlerken ona dönüp
-Ne verdin kıza?
Dediğimde utangaç ve şaşkın gözlerle bana bakıp
-Bir kaç tane simit vardı. Yeni almıştık ama son iki ders boş olunca yeme şansımız olmamıştı.
Dediğinde kafa salladım.Evine gelince bana dönüp teşekkür edip aşağı inmişti. O kısa yolda ilerlerken onu izledim. Kapıdan girmeden önce kenarda duran kediyi kısaca sevip bana el
salladı ve içeri girdi.Hatırlıyorum, tüm gece onu düşünmüştüm,istemsizce.
Yatağa attığımda kendimi hep o gelmişti aklıma. Hatta bir ara düşünmemek için duşa girdiğimde bacakları vardı gözümün önünde. İlk defa "sapıklaşma lan" diye çıkışmıştım kendime. Sonrası ip söküğü gibi gelmişti. Bir haftadan biraz fazla bir süre hiç görmedim onu. Bir gün artık aklımdan çıkmayan bu kızı görmek için delirdiğimi kabullenince çok değiştim. Normalde pek kızları takan bir değildim ama güzel fizikli bir kıza bakardım. O hafta boyunca bir kızla birlikte olmamış hatta bir kıza " vay güzelmiş" bile dememiştim.
Tam dayanamadığım günlerden birinde Burak yanıma gelip Açelya ile çıkmaya başladıklarını ve o gece kutlama yapmak için bir yerlere gideceklerini söyledi tam itiraz edecekken cümlesinde Lina'nın da geleceğini duyduğum an kabul etmiştim.
Sonrası bu. Üçüncü senemize girecektik. Çok zorluklar yaşadık ama yine de pes etmedik. Kimi zaman ayrı kaldık ama hep yan yanaydık. Sadece bedenler uzaktaydı.
Yanında uyuyan kız sıçrayınca ona baktım. Gözlerini açıp bana bakınca kısık bir sesle
- Yok bir şey güzelim. Hadi uyu.
Diyip saçlarını öptüm. O sırada telefonumu elime aldım. Saat ikiyi çoktan geçmişti. Bende yatakta iyice kaykılarak, kollarımdaki kadının kokusu ile uykuya bıraktım kendimi.