Medyadaki şarkıyla okuyabilirsiniz. ♡
Brendon Ryan'ın ağzından çok fazla güzel sözcük duymuştu. Mükemmel yazılmış şarkılar, şiirler...Ama bunlar en güzel olanlarıydı. Onunla çok fazla güzel zaman geçirmişti. Beraber çıkılan sahneler, beraber gidilen barlar, sarhoş olunan geceler, ama Brendon şu an Ryan'la en güzel anını yaşıyordu. Ryan. Ryan Ross... Lisedeki o çocuk, o şarkı söyleyen çocuk, o gitar çalan çocuk, o 18 yaşındaki çocuk... Brendon'ın önünde diz çökmüştü, ellerinde Brendon'ın elleri vardı ve ona evlenme teklifi ediyordu. Brendon zaman, mekan ne varsa unutmuştu. Tekrar Ryan'ı ilk kez gördüğü an geldi gözlerinin önüne...
Şubat, 2004
Okul yemekhanesi normalden daha tenhaydı. Brendon elinde yemeği kulağında kulaklığıyla cam kenarındaki bir masaya yerleşti. Çantasını yanına koyup kulaklığında çalan şarkının sesini artırdı. Blink-182 - I'm Lost Without You. Yanında yine kimse yoktu. Zaten genelde tek başına takılırdı. Bugün de onlardan biri diye düşünürken onunla aynı sınıfta olan bir çocuk yanına geldi. Spencer. Onunla sadece birkaç kez konuşmuştu ama iyi birine benziyordu. Spencer Brendon'dan izin alıp karşısındaki sandalyeye oturdu ve direkt söze girdi. Onun da Brendon kadar olmasa da çekingen biri olduğu belliydi.
"Selam, şey.. Spencer ben. Sen de Brendon'sın değil mi?"
"Evet." deyip yemeğine geri döndü Brendon.
"Gitar çalabildiğini duydum, doğru mu?"
Brendon'ın böyle konulara olan ilgisiyle alakalı kimse onunla konuşmamıştı. Annesi ve babası da çok destekçisi sayılmazlardı. O yüzden ne tepki alabileceğini bilemediği için direkt açıklamadı.
"Yani, biraz."
Biraz değildi. Brendon gayet iyi olduğunu düşünüyordu. Ama...ama kimse yoktu onu destekleyen o yüzden kendinin iyi olduğunu düşünmesinin bir anlamı yoktu.
"Aslında iyiymişsin diye duymuştum. Arkadaşım seni müzik odasında çalarken duymuş ve iyi olduğunu söylemişti."
Brendon kafasını kaldırdı. Başkası onu mu dinlemişti? İyi olduğunu mu düşünmüştü?
"Sen onu tanımıyorsun büyük ihtimalle. O başka bir lisede okuyor. O gün de dersinden sonra benim yanıma gelmişti. Müzik odasının önünden geçerken senin çaldığını duymuş ve dinlemiş. Benim gelip seninle bir konuşmamı istedi.. şey konusunda.. aslında şimdi kendi de gel-"
Spencer'ın sözü birini gördüğünde yarıda kesildi.
"Ah işte burada."
Brendon Spencer'ın baktığı yere kafasını çevirdiğinde çok farklı bir şey hissetti. Ne olduğunu bilmiyordu. Öğrenecekti. Ama bir şey hissetmişti.
Spencer ayağa kalkıp arkadaşıyla selamlaştıktan sonra eliyle Brendon'ı gösterip tanıştırma faslına geçti.
"Ryan. Brendon. Brendon. Ryan."
Brendon birkaç saniye bir şey diyemedi. Sonra da sadece elini kaldırıp selam verebildi. Ryan çok arkadaş canlısı birine benziyordu. Brendon'a neşeli bir şekilde selam verip Spencer'ın yanındaki sandalyeye geçti.
"Brendon'a sordun mu Spencer? Ne düşünüyorsun bu konu hakkında, Brendon" dedi. Konu her neyse o konu hakkında çok heyecanlı olduğu belliydi.
"Aa, tam söze girecektim ki sen geldin Ryan, istersen bundan sonrasını sen konuşabilirsin."
Brendon bir Spencer'a bir Ryan'a bakıyordu. Konuyu hâlâ anlayabilmiş değildi.
"Aslında en kısa şekilde açıklayacak olursak, bizim bir grubumuz var Brendon. Ben söylüyorum, Spencer bateri çalıyor ama bir gitariste ihtiyacımız var. Seni o gün çalarken gördüm,gayet iyiydin. Yani anlayacağın katılmak ister misin grubumuza?"
"Ben mi?" diyebildi Brendon. Hep içinde tutmaya zorladığı özgüven sorunları gün yüzüne çıkmıştı.
"Evet?"
"Çalabilir miyim, bilmiyorum ki. Yani...ben...sadece kendi kendimeyken çaldım...Grupta çalm-"
Spencer araya girince Brendon'ın sözleri yarıda kaldı.
"Ryan senin gayet iyi olduğunu söyledi Brendon, ben de Ryan'a güveniyorum. Eminim çalabilirsin."
Brendon bir an kendini bir sahnede gitar çalarken düşündü. Belki bunlar gerçek olmayacak hayallerdi ama düşüncesi bile güzeldi. Hem belki kendilerini geliştirirlerse okulun yakınındaki şu küçük kafede bile çalabilirlerdi. Umutlanmıştı.
"Nereye, ne zaman gelmem gerekiyor?"
"Bu evet mi demek?" dedi Ryan heyecanla.
"E-evet." dedi Brendon gülümseyip. Ryan'ın heyecanı, isteği onu daha çok umutlandırmıştı.
"Bateri Spencer'ın evinde. O yüzden orada çalışmayı tercih ediyoruz. Her gün çalışıyoruz. Okuldan sonra 4 gibi orada olursan çok iyi olur. Gelirsin değil mi?" dedi Ryan.
Brendon bir an evden nasıl izin alabileceğini düşündü. Sonra aklına bir fikir geldi. Sınıf arkadaşlarıyla kiliseye gideceklerini söyleyebilirdi. Bazen yalan söylediği için kendinden nefret ediyordu. Ama başka şansı yoktu. Annesini ikna etmenin tek yolu buydu.
"Evet." dedi Brendon. "Evet. Gelirim."