Cadılık Nedir ? 1.1

16.1K 290 219
                                    

Cadı cadı cadı cadı geçmişten bugüne insanların dilinden düşmeyen hikayelere kötü karekterler olarak geçen bu cadılar aslında gerçekte nelerdir ve kimlerdir . Öncelikle cadılığın tanımı yapmadan önce cadılığın 2 oluşumuna değineceğim . 1. Si şuan anlatacak olduğum Gelenek cadılığıdır ileriki bölümde Modern Cadılık yani Wiccayı ele alacağım

GELENEKSEL CADILIK NEDİR ?
"Cadılık" kavramı kültürel olarak olumlu ya da olumsuz anlamlar içerebilir. Örneğin Eski Hristiyan Avrupa'da cadılar şeytani güçlerle ve şeytanla ilişkilendirilir ve idam edilirdi . Erkek cadıların aksine kadın cadılar daha çok öldürülmüştür . Cadılık, doğanın güçleriyle evreni keşfetmenin sanatıdır. Cadılık yolunda doğayla uyumlu bir şekilde onun bilgeliğinden yararlanmanın sanatıdır . Doğayla iletişime geçmek için doğayı yaratan ana 4 elementten faydalanırız ve 5 . Element olan ruha ulaşmaya çalışırız . Büyü pratikleri ile doğayı ve kendi ruhsal kişiliğimizi tanır ve keşfederiz. Büyü cadılıkta oldukça önemlidir . Çünkü büyü ve doğanın işleyişi aynıdır . Biz bu yolla doğadaki bilgeliğe ulaşmayı amaçlarız ve buna yönelik mevsimsel dönüşlerin enerjilerini kullanırız .

Bilinenin aksine, cadıların hepsi kadın değildir erkek cadıların kadın cadılardan daha fazla olduğu dönemler kayda geçmiştir . Buna nazaran, kadın cadılar daha çok ön plana çıkıp sessizliği bozdukları için fazlaca göze batmışlardır. Ortaçağda yakılmalar döneminde ilk zamanlar erkek cadıların kadın cadılara oranla daha çok yakıldığı kayda geçilmiştir. Ama sonrasında kadın düşmanı bir rahip tarafından yazılan “malleus malificarum” eseriyle birlikte cadılık dişiliğe yüklenmiş ve bir çok kadın cadı olsa da olmasa yakılmıştır .

Cadılar için en zor olan dönem bilinen üzere yakılmalar zamanıdır, birçok kişinin cadı uygulamalarından dolayı işkencelere maruz bırakılarak, ruhlarını arındırmak adına ateşte yakıldığı bir zaman dilimidir. Dini kullanarak, krallıkları yönetmeye başlayan kilise, cadı olup olmayan herkesi akla hayale sığmayacak işkencelerle öldürmüştür. O dönemde, gece dışarıda gezegen yaşlı bayanların dahi cadı olduğu iddia edilip yakıldığı tarihi kayıtlara geçmiştir. Haliyle bu dönemde kilise, işine gelen gelmeyen herkesi cadı olarak suçlayarak işkencelere maruz bırakmıştır ve bu işkencelere maruz kalan kişiler, psikolojik baskıdan dolayı cadı olsalar da olmasalar da cadı olduklarını itiraf etmek zorunda bırakılmıştır. Yakma zamanında suçlamalar o denli çığrından çıkmıştır ki, cadıların süpürgelerle uçtukları, çocukları yedikleri, ruhlarını şeytana satıp doğaüstü güçler edindikleri, hayvanları kontrol edebildikleri gibi iddialar ortaya atılmıştır. Klasik çirkin, kötü cadı tiplemesi işte tam bu dönemde bilinçaltlarına kazınmıştır. Tarihi kayıtlarda, 15. Ve 17. Yüzyıllarda 500 bin kişinin cadılıkla yargılanıp öldürüldüğü bildirilmiştir.  

Yakma ve yargılama dönemi o kadar zalimce ilerliyordu ki, bir kadının cadı olduğunu anlamak için ona bir dua verip okuması isteniyordu. Eğer kadın bu gergin ortamda dua da  en ufak  bir yanlış yaparsa dahi cadı olduğuna kanaat getirilip  idam ediliyor ya da yakılıyordu. Bunun dışında farklı bir çok yöntem de olduğu da biliniyor  örnek olarak bir farklı yöntem de , kişiyi kendi boyundan  yüksek bir suya atmaktı. Kişi sudan çıkmak için çaba gösteriyorsa , şeytanla işbirliği yaptığına kanaat getiriliyor ve derhal  yakılıyordu. Eğer kişi sudan çıkmak için uğraşmadan boğulup ölüyorsa, cadı olmadığı anlaşılıyordu . Yani genel olarak o kişiyi bekleyen kaçınılmaz son; “ölümdü”. Tekrardan bu ikisine ek  olarak  kişinin vücudunda farklı bir ben varsa, kadın çok çirkin ve yaşlıysa, gece ormanda gezdiği görülürse, kişi kilisiye çok katılmıyorsa, çok fazla çekiciyse, farklı bitkiler topluyorsa, cadı olarak yargılanır ve suçlu bulunursa işkence edilerek öldürülürdü. 

Bu şekilde haklı haksız, iyi, kötü herkesin yakıldığı dönemler, hakiki cadıların saklanmasını gerektirmiştir. Bu yüzden cadılar, takma isimler kullanmışlar, gizli notlarını saklamak için aileden aileye geçecek defterler tutmuşlardır. Hala daha  cadılar ve wiccanlar, bu anılara sadık kalmak için takma isimler kullanmakta ve gölgeler kitabı denen, pratiklerini anlatan defterler tutmaktadırlar.

Cadılık felsefesine göre iyilik veya kötülük diye bir şey yoktur. 13 kuralımızda bunu dile getiririz ve en önemli nokta olarak bizler mutlak şeytan kavramına inanmayız. Ama şeytan kavramına inanırız. Şeytana inanma kısmında cadılar özgürdür, çoğu cadı demonik varlıklara inanır ama kesinlikle tapmaz veya onları önemsemez, bir cadıya göre demonik varlıklar düşük seviyeli bilgelikten uzak varlıklardır . İyilik ve kötülük gibi kavramlar insani yargılarla oluşturulmuş kavramlardır. Bize göre erdemler, etikler ve doğanın bilgeliğinin kuralları hüküm sürer. Aydınlığın ve karanlığın bilgeliğinden bahsederiz. Bu süreçte karanlık ve aydınlık evresini benimseriz çünkü bu doğanın iki önemli dengesidir. O yüzden her cadı hem karanlık hem aydınlık çalışmalarla ilgilenebilir sonuç olarak karanlık olmadan aydınlık olmaz . Sadece aydınlığa yönelmek, karanlığı reddetmek bize göre yanlıştır çünkü her varlık karanlık ve aydınlıkla var olur. (Bilinen üzere yin yang) Doğa ve evren çok farklı kavramlar değillerdir.

Cadıların çoğu tanrı ve tanrıçalara inanır ve onları onurlandırırlar. Bunun için birçok cadı aynı zamanda pagandır. Ama tabii ki sadece paganlar cadı olabilir diye kesin bir kural yoktur . Wiccanlardan( yeni dönem cadıları ) farklı olarak biz tanrı tanrıçalara tapmayız, onlarla birlikte yürürüz ve onların yolunu takip ederiz. Yani onları çağırır, dua eder ve onların bilgeliklerinden-enerjilerinden yararlanırız . Bizim için sabbathlar( Mevsim dönümleri) eğlence ve bayram zamanları olduğu kadar büyü pratiği yapmak için enerjisel olarak güçlü ve el verişli zamanlardır .Kısaca cadılığın yolu pratiğe ve disipline dayanır. Ve cadıların çoğu öz bir güce (allah, yehova, büyük ruh veya voodoo inancındaki Nana Buluku) inanır (ve en önemli nokta cadılar her dinden olabilir, her wiccan cadıdır ama her cadı wiccan değildir. Yani cadı olmak için din değiştirmene gerek yok kendi dininde  de cadılık ilminde yürüyebilirsin.) Bu öz güc kendi benliğinde Tanrı ve Tanrıça olarak iki enerjiye ayrılır (eril ve dişil enerji). Böylece Tanrı ve tanrıça (öz tanrı ve öz tanrıça ) kavramları ortaya çıkar. Buradan da diğer tanrıların ve tanrıçaların silsilelerine inanırız. Her kültürün büyü sistemiyle çalışabiliriz. Ama biz genelde eski geleneğin yolundan yürürüz. Bu gelenek sizlerin kitaplarında yer almaz, doğanın bilincinde hala yaşamını sürdürür ve biz bu hatıraları ortaya çıkarmaya çalışırız . Tabii ki kitaplardan da oldukça faydalanırız. Her kültürün tanrı ve tanrıçaları bizim tanrı ve tanrıçalarımızdır ve bu bilgilerin dışında tanrı tanrıça kavramı benim için bilge önder ruhtur yolum da onu izleyenileceğim bir rehberdir .  Doğanın kanunlarına ve bu kanunları koruyan boynuzlu tanrıya önem veririz. Bunun yanı sıra doğanın bilinci dediğimiz Gaia'da oldukça önemlidir. Cadılık modern değil çok eski bir yoldur. Buna nazaran wicca modern bir yoldur ve aynı zamanda başlı başına bir dindir. (bu yüzden wiccan olanlar kendi yollarını modern cadılık olarak isimlendirir). 3 kat kuralı yani ne yaparsan yap sana 3 katıyla geri döner kuralı oldukça  önemlidir, çünkü bu evrenin-doğanın temel yasalarından biridir. Ve bizde doğanın ve tanrıçanın yolundan yürüdüğümüz için bu kurallar wiccanlar kadar bizim içinde kayda değer ve önemlidir .

Diğer bölümde Wicca detaylı olarak anlatılacaktır ışıkla kalın.  💙💜

CADILIK VE BÜYÜ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin