1.bölüm

400 20 24
                                    

Merhabalar. Öncelikle bana ve hikayeme bir şans verdiğiniz için çok teşekkür ederim❤️❤️
Bu benim üçüncü kitabım fakat kurguları içime sinmediği için sildim. Herneyse.
"Herşeyim misin?'e"şans verdiğiniz için pişman olmayacaksınız. Keyifli okumalar.🌹🌹

Başladığınız tarihi yazar mısınız?

Gökyüzü mavisi kulaklıklarımı takmış sahilde yürüyordum. Hava o kadar güzeldi ki mavinin her tonu vardı gökyüzünde. Yürüyüş için ideal bir gün. Hafif tempoda olan koşumu biraz daha arttırdım. Fakat karnımın guruldamadıysa birşeyler yemem gerektiğini anladım. İleriden karşıya geçip karşıdaki simitçiden simit almayı düşündüm. Hızla o tarafa doğru koşmaya devam ettim. Denizin hemen üstünden doğan güneşe baktım. Çok güzel parlıyordu. Gülümsemem büyüdü. Çok huzurlu ve mutlu hissediyordum. Işıklara gelince karşıdan karşıya geçmek için tempomu yavaşlattım. Artık yürüyordum. Sağa sola bakma gereği duymadan ilerledim. Ama çok büyük bir hata etmiştim. Bana doğru hızla gelen arabayı fark etmedim ve kendimi önce havada sonra yerde buldum. Arabanın sahibi koşarak yanıma gelirken bilincimi kaybettiğimi hissettim. Adamın yüzü telaş içinde bana bakıyordu. Ben ise acıdan dayanamayıp bayılmıştım...

Gözlerimi zorlukla açtığımda hastane odasındaydım. Başımda abim korku dolu gözlerle bana bakıyordu.

"Alya?"
"Abi?"
"İyi misin birtanem?"
"Bilmem iyi miyim?"
"Bekle doktorunu çağırayım."

Abim kapıdan çıkınca olanları hatırlamaya çalıştım. Sahilde yürüyüş yapıyordum. Karşıya geçmeye çalışırken araba çarpmıştı. Şu anda hastanede yatıyordum. Bacağım sargılarla doluydu. İki bacağımda. Belki de alçıdır ? Ben düşünürken içeri esmer uzun boylu orta yaşlarda bir doktor girdi.

"Merhaba Alya hanım. Daha iyi misiniz?"
"Evet. Teşekkür ederim. Bacağıma ne oldu?"
"Ah evet. Ağır bir kaza atlattınız. Ve ağır bir ameliyat tabiki. Bacaklarınız çok büyük hasar görmüş. Yarıldığı için dikiş atmak zorunda kaldık. Sizi bir kaç hafta misafirimiz olarak ağırlayacağız. Sargılarınız bir kaç haftaya kadar çıkacaktır. Tekrar geçmiş olsun."
"Teşekkür ederim."

Doktor gülümseyerek çıkarken içeri tekrar abim geldi. Abim , Edis. Bana tek kalan şey. Ailem. Herşeyim. Annem ve babam biz küçükken trafik kazasında öldüler. Bize kimse sahip çıkmadı. Biz de zaten kimseyle yaşamak istemiyorduk. Kimseye yük olmayı sevmem. Ailemizden Kalan mirasla geçiniyoruz.Kısaca abimle birlikte yaşıyoruz. Ve ben onu çok seviyorum.

Abim tekrar odaya girip yanıma oturdu.
"Aç mısın?"
"En son simit alacaktım."

Ne kadar da komikti. Simit almak için karşıya geçecektim. Gerçekten tek amacım buydu fakat olanlara bak. Bacaklarımı kullanamıyorum bile.

"Tamam o zaman ben sana yiyecek bir şeyler alayım."
"Tamam."

Abim odadan tekrar çıktı. Oda dediğime de bakmayın baya dört beş kişinin yaşayabileceği bir oda. Yani iki hasta var. Hasta yakınları için de geniş koltuklar var. Yanımdaki kişi kimdi acaba? Neyi vardı? O da bacaklarını kullanamıyormuydu? Perdeyi açıp onu görmek isterdim. Ancak açabileceğimi sanmıyorum.

Karşıdaki televizyonu izlerken yemeğimi yemiştim. Abim iyi olduğumu bildiği için şirkete gitmişti.Ailemizden büyük bir para kalmıştı. Hayatımız boyunca o parayla geçinebilirdik.

Ben televizyona dalmışken hemşire geldi. Serumumu kontrol etti ve ilaçları ekledi. Tam çıkacakken seslendim.

"Eee şey.. acaba yan tarafta kim var?"
Hemşire gülümseyerek yanıt verdi.
"Açmamı ister misin?"
"Evet.Lütfen."

EVANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin