İstila Edilmiş Bölge 1 (Yaşamak İçin Öldür)

Bölüm 1 (Acı Çığlık) (Prömiyer Bölüm)

Uyanmıştı. Birden otobüsü kaçırdığı duygusuyla doğruldu yattığı yerden. Ama sonradan kaçıracağı bir otobüs bile olmadığının farkına vardı. Bir evi, ailesi, hiçbir şeyi yoktu. Çünkü şehir istila edilmişti. Her yer birbirine girmiş, yıkık dökük binalar, parçalanmış otomobil hurdaları, parça parça olmuş insan vücutları. Her şeyi görebiliyordu buradan. Burası şehrin en yüksek yeri idi. Bir tek burada bir sorun yoktu. Ya da Jack öyle sanıyordu. Etrafındaki yanık çimlerin haricinde bir sorun yoktu aslında. Zaten o normalde ağacın dalında uyuyordu. Ama bu gece oturduğu yerde uyuyakalmış, şansına bir aylak bile yanına gelmemişti. Jack sarı saçlı,mavi gözlü pek de yakışıklı bir delikanlı. Orta boylarda, zayıf bir delikanlı.

Bir sırt çantası taşıyordu. Çantanın içinde bir silah,bir bıçak,çeşitli yiyecek ve içecekler bir de ailesinin fotoğrafı vardı. Silahı şehire indiğinde gittiği silah mağazasından almıştı. Gerçi iyi ki almıştı çünkü mağazanın çıkışında bile saldırıya uğramıştı. İki aylak gelip üstüne saldırmış ancak Jack elindeki silahla onları beyninden vurmuştu. Bu aylaklar beynine darbe almadığı müddetçe ölmüyorlardı. Bıçağı ise yaşadığı ağaçtan bulmuştu. Ağacın gövdesine saplanmıştı. Yanında ise bir şeyler yazılmıştı (kazılmıştı) ağaca. ''ISVANION'' yazıyordu ağaçta. Bir anlam verememişti Jack. Sonradan aldığı anagram dersi sayesinde harflerin yerini değiştirerek bir kelime bulmuştu ve bulduğu kelime onu ürpertmişti. ''İNVASİON'' YANİ ''İSTİLA'' demekti. Kimin yazdığını bilmiyordu. Ancak o kelimenin yanında bir de ''L.A'' yazıyordu. Herhalde bunu yazan kişidir. Ama neden ismini tam yazmamış ki ? 

Jack şehire doğru bakıp iç geçirdi. Tüm yaşanmışlıkları o şehirdeydi sonuçta. Okul,aşk ve daha bir çok yaşanmışlık. Ama şimdi hepsi gitti. Ailesi bile yoktu. Aylaklar gözünün önünde annesiyle babasını yemişti. Jack oradan canını zor kurtarmıştı. Kardeşini de oradan göndermiş ve güvenli bir yer bulup orada kalmasını söylemişti. Daha sonra zaten kardeşinide bulamadı. Ağlaya ağlaya kilometrelerce yol yürüyüp sonunda şehirin tepesine tırmandı ve orada konaklamaya başlamıştı.

Jack düşüncelere dalmıştı. Birden arkasındaki çalıların sesiyle titredi ve kendine geldi. Arkasını döndüğünde bir şey göremedi ama çalılar hala kıpırdıyordu. Jack kaçmak istedi. Çantasını sırtına takmak için arkasını döndü ve eğilip çantasını aldı. Tam o sırada acı bir çığlık koptu !