0.3

17 4 4
                                    

🌵İyi okumalar kaktüslerim! Seviliyonuz <3

                                       ●●●

"Kimi bekliyordun?" Karşımda Levent'i görmeyi hiç beklemiyordum aslında. Kapıyı yüzüne kapatacağım sırada eliyle kapıyı kapatmamı engelledi. "Müsait değilim,git." Yüzündeki ifade "Hemen şimdi o kapıyı aç!" Diye bağırıyordu. Kapıyı tutan ellerimi serbest bırakıp içeriye geçmesi için geriye çekildim. İçeriye girdikten sonra kapıyı kapatıp meraklı gözlerle evimi inceleyen soysuza "Evimi incelemen bittiyse,neden geldiğini bilmek istiyorum." Dedim. Üstündeki ceketi çıkarıp bana doğru uzattı. Ceketini elimin tersiyle itip, koltuğa yerleştim. Gülerek ceketi koltuğun üzerine koyup karşımdaki koltuğa oturdu. "Kapıyı neden öyle açtın? Söylesene sinirle kapıyı açmana sebep olan kim?" Nefes alıp verdim. Yüzümdeki ucube bakışı bozmadan "Sanane!" Dedim. Soysuz, önce güldükten sonra seğiren gözünü bir saniye bile ayırmadı. Korkuyor muydum? Hayır. Peki ya o zaman benim içimdeki bu... bu şey neydi? "Son kez soruyorum, bir daha sormam kendim bulurum. Kimi bekliyordun karşında? Yoksa bir... biri mi var hayatında? Seni üzen biri mi var? Seviyor musun peki?" Tebessüm ettiğimi anlamadığı bir ifadeyle arkama yaslanıp kollarımı göğsümde bağladım. "Bu seni neden bu kadar ilgilendiriyor enişte?" Elini yumruk yapmıştı. Yavaş yavaş canavara dönüşüyordu.

"Se...sen ne yaptın?"
Yerde yatan adama bir kez daha baktım.
"Sen benimsin. Sadece benim!"
"Neden yaptın bunu?"
Karşımdaki canavara baktım.
"Bunu sen de, onlar da hatta herkes anlayacak! Sen benimsin Sonay, sadece benim."
Sarıldı.
"Bırak beni!"
Daha da sarıldı.
"Senin olmak istemiyorum, bırak beni!"
Bıraktı.
"Benden nefret mi ediyorsun?"
Kafamı salladım.
"Konuş!"
"Evet, nefret ediyorum."
Kapıyı gösterdi.
Gittim.

"Yıllar geçtikçe daha da değişmişsin. Ama bak ben hiç değişmedim. Hep aynı Levent olarak kaldım. Senin Levent'in olarak.." Sırtımı koltuktan uzaklaştırarak öne doğru eğildim. "Biz hiçbir zaman birbirimize ait değildik. Biz diye bir şey de olmadı zaten. Sen Selma'yla evlisin, bir kızın olacak. Ailenle mutlu bir yuvan var. Beni rahat bıra-" Elini yüzüme doğru uzatıp "Böyle bir şey yok Sonay. Hiç bir şey bilmiyorsun.", Kaşlarımı çattım. "Neyi bilmiyorum ben?" Ayağa kalktı, ceketini giydi ve kapıya doğru yöneldi. Bende ayağa kalkmış şaşkınlıkla arkasından ilerledim. "Sana neyi bilmiyorum dedim!" Beni umursamadan kapıyı açtı. Koca cüssesinden gördüğüm kadarıyla öylece donup kalmasının tek bir sebebi vardı. Bora...

"Yanlış zamanda geldim sanırım?" Gerizekalı! "Sen kimsin?" Levent Bora'yı baştan aşağı süzerken "İkinizde aranızdaki tanışma faslını dışarıda çözün, beni de rahat bırakın!" Diyerek Levent'i zar zor dışarıya ittim. Kapıyı ikisinin de yüzüne kapatarak parmak uçlarımla yükseldim ve kapı deliğine baktım. Levent kapıyı açıp çıkarken Bora ise merdivenlerden evine doğru çıkmaya başladı. Bu gece de sorunsuz geçmişti...

                                      ●●●

Gözlerimi tavana dikip az önce gelen polisin söylediklerini düşünmeye başladım. Gelen polis Bora'nın dün gece evine giren hırsız tarafından öldürüldüğünü söylemişti. Bora ölmüştü... Keşke dün aptallık yapıp suratına kapıyı kapatmasaydım. Belki o zaman onun hakkında bir şeyler daha öğrenebilirdim. En son kötü ayrılmıştık Bora'yla. Özür dileyecekti ya da benim hakkımda ne düşündüğünü söyleyecekti. Kesin ukala, acımasız bir kız olduğumu düşünüyordu. Ah... kimi kandırıyorsun Sonay? Sadece bir kaç saattir tanışıyordunuz, aranızda bir samimiyet varmış gibi vicdan yapıp durma! İç sesimin haklılığına susup yataktan kalktım. Ayaklarım yatağıma geri dönmem konusunda inatlaşırken zil çaldı. Gözlerimi üç yüz altmış derece devirerek kapıyı açtım. Gelen Selma'ydı. Gözleri sevinçli bir şekilde parlarken "Günaydın!" Diye içeri girdi. Kapıyı kapatıp arkasından ilerledim. Dün akşam Levent'in oturduğu koltuğa oturmuş montunu çıkarıyordu. Elinden montu alıp fortmantoya astım. Yanına geri döndüm ve dün oturup Levent'i izlediğim koltuğa yayıldım. "Neden geldin? Bebekle ilgili bir sorun mu var?" Böyle bir şey diyeceğimi tahmin etmeyen Selma gülümseyerek "Ablamı özlemiş olamaz mıyım?" Benimle konuşuyordu ama gözleri her yerdeydi. "Neye bakıyorsun Selma? Eski günleri mi yâd edelim istiyorsun, anlamadım." Elini karnına götürüp okşamaya başladı. "Sonay ben artık dayanamıyorum. Levent benden bir şeyler saklayıp duruyor. Sanki... onun karısı değilmişim gibi, herkesten bizi saklıyor. Levent'in sırlarıyla cebelleşmekten çok yoruldum." Selma karşımda hıçkırarak ağlarken ne yapacağımı şaşırdım. "Benimle tanıştırdığın gün sana karşı çok ilgiliydi." Gözyaşlarını elinin tersiyle silip " O gün beni eve bıraktıktan sonra gitti. Zaten o günden sonra sadece telefonla görüştük ama hep bir bahane üretip durdu." Levent senin amacın ne? "Yoksa sorumluluk almaktan korkuyor olabilir mi?" Diyerek başımla karnını gösterdim. Bebeğine daha da sıkı sarılarak iç çekti.

"Şimdi sen hamile misin?"
Başımı salladım.
"Yani bir bebeğimiz mi olacak?"
Kafamı kaldırarak ona baktım. Ne yani mutlu mu olmuştu şimdi?
"Sevindin mi? Kızmadın mı?
Kaşlarını çattı.
"Neden kızayım? Korunmadığın için mi? Sonay saçmalama, en çok istediğim şeyi verdin bana. Sana minnettarım hatta."
"Neyi istemiştin? Anlamadım."
Tüm dişlerini göstererek güldü.
"Sevdiğim kadından bir çocuğumun olmasını çok istemiştim ve sen bana bunu vererek dünyanın en mutlu adamı yaptın beni!"
Sarıldı...

"En iyisi sana su getireyim ben." Ayağa kalktım ve mutfağa doğru ilerledim. Sürahiyi elime aldığımda, elllerimin titrediğini farkettim. Bardağı sıkıca tutup suyu doldurdum. Derin bir nefes alarak suyu Selma'ya vermek için odaya doğru yürüdüm. Selma cenin pozisyonu almış, uzanıyordu. Bardağı masaya bırakarak kendi mahzenime doğru ilerledim. Kapıyı kapatırken aklımdan geçeni fiile dökme niyetindeydim. Telefonumu masanın üstünden alıp istemeye istemeye Levent'i aradım. İlk çalıştan sonra "Sonay?" Sesini duymamla gözlerimi kapattım. "Selma burada, gel al karını!" Diyerek telefonu kapattım. Camın yanındaki gardırobumdan valizimi çıkarıp yatağa fırlattım. İçinden kıyafetlerimi çıkarıp üstümü değiştirdim. Valizi olduğu gibi bırakıp Selma'nın yanına gittim. Mışıl mışıl uyuyordu. Geçmişten habersiz uyuyordu. Keşke bende böyle mutlu uyuyabilseydim...

                                      ●●●

DİKKAT DİKKAT❣
HEPİKİNİZE MERHABA!
KİTABIMI OKUYUP BEĞENDİĞİNİZ VE YORUM YAPTIĞINIZ İÇİN ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM.
UMARIM BU HEP BÖYLE DEVAM EDER.
YENİ BÖLÜMLERDE GÖRÜŞMEK ÜZERE🖐🏻

🌵BİR DE SİZE BİR ŞEY SORMAK İSTİYORUM.
SİZCE BU HİKAYENİN MASUMU KİM? (Belki de en kötüsünün içinde bile iyilik yatıyordu, kimbilir?)

🌵Annem ne zaman kitap kurgusu için bir yerlere daldığımı görse dikkatimi çekmek için önüme çikolata koyar ve kitap hakkında konuşmak isterdi. Bazen dalga geçer bazen de mantıklı fikirler sunup kurguyu bambaşka bir yere çekmemi sağlardı. O yüzden annişim, bu satırları okuyup bana destek olduğun için teşekkür ederim.
İyki sen❤

SONAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin