R̶o̶x̶a̶n̶n̶e̶

55 14 0
                                    

Saçlarının ucundan damlayan suları boynundaki havluyla tekrar silerek yok etti.Tişörtünü mutfak tezgahının hemen bitişiğinde duran bar sandalyesine attı ve belini soğuk zemine yaslayıp tabağına koyduğu balkabaklı turtadan ağzına bir parça atıp kese kağıdı rengi zarfı açtı.Okumadan önce yazıyı incelediğinde işlenmiş bir oya gibi olduğunu fark etti.Dolma kalem ile yazılmıştı.Özenildiği belliydi.Kendisinin yazdığı yazıdan kat be kat güzeldi.Kendi yazısının güzel olmayışına pişman olarak başını yana eğip sırıttı.Okumaya başladığında kendisiyle aynı şekilde başlamasına güldü.


Merhaba

Aslında bu zaman kapsülünden şansıma bir mektup çıkacağını beklemiyordum.Ama en azından bunu bırakan biriyle iletişime geçebilme şansım var değil mi?

Aslında cevap verip vermemek arasında çok arada kaldım hatta arkadaşlarım bana bunu yapmamamı söyledi ama şansıma böyle bir mektup çıktıysa denemeliyim diye düşündüm ve buradayım.Bana cevap verir misin bilmiyorum ama bunu dediğin yere göndereceğim.Bu teknoloji çağında mektup arkadaşı edinmek güzel olur.Ayrıca Maya Angelou'nun sözünü paylaşman hoşuma gitti.Şiirlerine bayılırım iğneleyici ifadeleri hoşuma gider.Umarım göz boyamak isteyenlerden değilsindir.

Eğer sen bana cevap vermek istersen okulun yakınındaki postaneye gönderebilirsin ve adının Phoenix olduğunu sanmıyorum ancak hoşuma gitti.Bu yüzden ben de bir takma isim kullancağım. Seninle tanıştığıma memnun oldum Phoenix. Cevabını bekliyor olacağım.


"Boğazımızı sıkanlar ki ne umursarlar ne de merak ederler,
ÖLÜM İÇİMİZDEDİR."


Roxanne


Mektubun en sonunda yer verdiği Maya dizeleri ile gülümsedi.Bileğinin içindeki dövme ile göz göze geldi."Hala, yükseliyorum." yazılı bileğinde parmaklarını gezdirdi.Normalde şiirlere çok hayran biri değildi.Ama boş zamanlarında Maya'nın şiirlerini okumaya bayılırdı.Mektubu mutfak tezgahına bırakıp önce tatlısının geri kalanını dolaba daha sonra kirlenmiş tabağını makineye yerleştirdi ve sandalye de asılı siyah tişörtünü giyindi.Telefonuna gelen mesaj ile gülümsedi.Yeni bir hastası vardı.Danışmandan unutmamasına ve sabah saat 09:00 da orada olmasına dair bir mesaj gelmişti.Hastası umarım gerçekten hastadır diye düşündü.Eğer değilse bedel ödemesi gerekecekti.Telefonunu gri eşofmanın cebine atıp ayaklarını sürükleyerek odasına adımladı.Evin içinde Roxanne'i mırıldanıyordu bunu da mektubunda dile getireceğini aklına not etti.

"Roxanne...kırmızı ışığı yakmak zorunda değilsin"



Sürekli bölüm atasım geliyor zor tutuyorum kendimi niye böyle oldum.Her neyse oy vermeyi ve yorum bırakmayı unutmayın.Öpüldünüz kızçelerim😘😘😘

𝘗𝘩𝘰𝘦𝘯𝘪𝘹 & 𝘙𝘰𝘹𝘢𝘯𝘯𝘦/𝘑𝘶𝘯𝘨 𝘏𝘰𝘴𝘦𝘰𝘬Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin