-KR-3

349 74 11
                                    

Multimedia ; Alev

Bu bölümü Zeynep Demirdelen ve Ceyda Güreycan adına yazıyorum gerçekten çok yardımınız dokundu kızlar.

Bavulumu hazırlarken düşünüyordum babam nasıl bu kadar umursamaz olurdu? Babam yatılı okula gideceğim söylediğinde şoka girdiğimden hangi okula gidecegimi sormayı unutmuştum. Ki aslında bunun bir önemi yoktu.

Kapı tıklandığında aklımdaki düşüncelerden sıyrıldım. " Müsait misin?" "Evet" diye seslenmem ile içeri girdi " 5 dakikaya aşağıda ol. Ben arabada bekliyorum."

Söyledigi şey karşısında başımı sallamak ile yetindim. Bir iç çekti ve kapıyı çarparak gitti.

Çıkmadan önce aynaya son kez baktım. Annemin sıcak ellerini omuzlarıma koydugunu görüyorum. Kafamı sallayarak aklıma gelen düşünceden kurtulmaya çalıştım.

Hızlıca merdivenleri inip arkama bakmaktan korkarak kendimi dışarı attım. Koşarak arabaya attım kendimi.

Suratımdaki ifade babamın dikkatini çekmişti fakat bir şey söylemedi. Yol boyunca konuşmadık.

.......................................................

Havaalanına geldiğimizde arabadan kendimi dışarı attım. Bagaj dan bavulumu çıkardı.İçeri girdik. Babam işlemleri hallederken etrafı incelemeye koyuldum.Sanırım buradan nefret ediyorum.

"Sanırım veda vakti". İç geçirdim." Sanırım" Hiç beklemedigim bir şey yaptı. Birden bana sarılarak beni şaşırttı fazlasıyla. Gözlerim irileşirken, bende hafifçe kollarımı sardım.

Yüzümde belli belirsiz bir gülümseme oluştu.

"Seni özleyecegim" dedi babam normal sesiyle fakat ciddi olmadığını biliyordum.Kollarını yavaşça benden ayırdı . "Görüşürüz" dedim duygudan yoksun sesimle . Aynı şekilde cevap verdi. Üzülmüstüm fakat bunun böyle olacağını biliyordum.

Bavulumu sürükleyip kayıt işleminin yanına gittim

.......................................................

Bavuluma beklerken sıkılmaya başladım. Bavulumun geldigini görünce elim bavuluma uzandı ama biri benden önce davrandı.

" Hayriye?" tek kaşımı kaldırarak yüzünü hatırladım ama ismini unuttugum çocuga baktım.

"Senin burda ne işin var?" diye cırladım. Bana pis sırıtışından göndererek " Sana daha çok görüşecegimizi söyledim" "Beni takip mi ettin?" dedim sinirli bir sesle

"Asıl senmi beni takip ettin? Ben burada yaşıyorum zaten!" Kafam karışarak " " Ben de buraya yatılı okula geldim" dedim.

"Bir dakika sen Başak Ersöz müsün?" "Evet de soyadımı nereden biliyorsun? " dedim. Büyük bir kahkaha patladı ama ben burada gülünecek bir şey göremiyordum.

Anırması bitince " Sezgin Kolejine hoşgeldin Başak. Ben Mert Sezgin ."

..........................................................

" Nasıl yani sen cidden benim gideceğim okulun sahibinin oğlu musun?" " Daha kaç kere söylemem gerekecek anlaman için ?"

Bir of çektim. " Peki deniz deniz kenarında karşılaşmamız tesadüf müydü?" " Tamam tesadüf " dedi güven verici bir sesle

" Okula yeni gelen kişileri sen mi götürürsün okula ?" Pis bir sırıtma ile " Sadece kızları" dedi.Gözlerimi devirdim.

" Peki sen her zaman bu kadar soru sorar mısın?" Sorusuna cevap vermeden dışarı izlemeye devam ettim.Yol boyunca bir daha konuşmadık.

..........................................................

Bavulumu sürüklemeye devam ederken odamı bulmamın sevinci ile bir oh çektim. Odamda benim dışımda 2 kız daha vardı.

Onlar çoktan yerleşmişti. Adının Eylül olduğunu öğrendiğim kız bana odaya girdiğimden beri bana sıcak davranıyordu.

Fakat diğer kız fazlasıyla soğuk davranıyordu.Eylül benim eşyalarımı yerleştirmeme yardım ederken. Diger kız telefonda birisiyle konuşuyordu.

Eylül bana agız oynatarak Savaş dedi. Fısıltı ile " Savaş kim?" diye sordum.Eylül bana fısıltı ile " Sevgilisi" dedi.

Anladıgımı göstererek homurtular çıkardım. Diger kıza bakmaya bakmaya başladım. Bir erkeğin dikkatini kolayca çekecek kadar güzeldi.

Sarışında fakat çakma oldugu çok belli oluyordu. Gözleri maviydi fakat soluktu.

Bakışlarımı Eylüle çevirdim. Bana sinir bozucu derecede annemi hatırlatan gözleri vardı. Fakat saçları koyu kahverengiydi.

Sanırım aralarında en soluk kalan bendim. Sonunda tanımadığım kız bana dönüp baktı.

"Merhaba ben Alev" dedi. Yapmacık gülümsemesi ile yüzümü buruşturma isteğim uyansa bile kendimi tuttum ve bende ona aynı gülümsemeyi gönderdim.

" Ben de Başak" Alev " Umarım senin ile iyi anlaşırız. Yoksa kötü olur " dedi. Cevabımı beklemeden odadan çıktı.

Eylül arkasından " Sürtük " diye cırladı. "Aranız kötü mü?" Eylül küçük bir kahkaha attı. " Ondan nefret ediyorum sana iyi şanslar."

" Ben çok acıktım kantin nerde?" "Dur bekle bende geleceğim" dedi. Eylül gerçekten çok iyi bir kızdı. Kantinin önünde toplandıgını gördüm.

Alev'in yanında  şu ana kadar gördüğüm en yakışıklı şeye  baktım sesli bir şekilde yutkundum. Eylül beni dürterek " Alev'in sevgilisi sanırım kavga ediyorlar" dedi.

"Her neyse umrumda değil . Şu an tek umrumda olan şey aç karnım" dedim.

Kalabalığı yararak kantine ilerledim. Eylül arkamdan geliyordu. Alev ve Savaş bana garip gözlerle bakıyorlardı.

Hepsi  bana tuhaf bir şekilde bakıyordu. Kantinci bile bu hareketimi garipsemişti.

Herkesin bana baktığı gerçeğini yok sayarak " 1 tost 1 hamburger 1 ayran" dedim. Parayı uzattım.

Arkamdakilerin bu kadar garipsemeleri saçmaydı. Karnım açsa ne yapabilirdim?

Tostum ve hamburgerim hazır oldugunda elime alıp kimseyi takmadan yukarı çıkmaya başladım.

Eylül benden önce odaya gelmişti. Bana sırıtarak baktı " 2 yıldır bu okuldayım hayatımda böyle bir şey görmedim"

" Çokta umrumda" Derken tostumun yarısını yemiştim.  Eylül tostumun yarısını almaya çalışınca eline alayla vurdum " O BENİM"

" Gerçekten çok tuhafsın" dedi. Gülümsedim fakat gülümsemem yarıda kaldım. Odaya giren kişi......

Selam bu bölüm çok uzun oldu hdbkjfl. Ve hala 100 okuma olmadı. 4. bölümün yarısı hazır. 1 Yorum gelse mutluluktan havalara uçarım. Öpüldünüz

Karanlık RüyalarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin