1.Bölüm

187 39 31
                                    

   Her şeyin başladığı gün

Etraf  yoğun bir sisle kaplanmıştı ,o kadar yoğundu ki bu anı kaçırmak istememiş ve bir maceraya atılmak istemiştim.

Bu yüzden  arkadaşlarımla dışarı çıkmıştık.Sisli bir ortamda olmanın heyecanını taşıyorduk ve hayranlığımızı gizleyemeyip etrafa bakıyorduk.

Burası küçük bir kasabaydı.Genelde çok macera yaşayamazdık.Zaten macera yaşayacak çok vaktimiz de olmazdı.Üçümüzde kasabadaki tek okula gider ve çıkışta küçük bir kütüphanede ders çalışırdık.Gelecek için umutluyduk.Bu yıl bir sınava girecek ve hayallerimizi gerçekleştirecektik.Ya da en azından biz böyle sanıyorduk.

Ama hayat sürprizlerle doluydu.Yaşadığımız şeyleri yaşamamak isterdim.Keşke normal bir şehire gidip ,normal bir insanla tanışıp,normal bir hayat yaşasaydım diye düşünüyorum.Ama hayat planlar üzerine işlemiyordu.Ve biz sonumuzu tahmin edemiyorduk.

Derin bir iç çektim olacaklardan habersiz bir şekilde yürüyor,kayıtsızca gülümsüyor ve espri yapıyordum.Hayatımın en normal dakikalarıydı sanırsam.

Dışarıya hem eğlenmek hemde son zamanlarda sıkça duyduğumuz ve aklımızı bulandıran bir halk efsanesi için gelmiştik.Bu hikayeyi ayrıntılı bir şekilde  öğrenmem merakımı arttırmıştı.Annemin sözleri kulağımda yankılanmaya başladı.

Ben her zamanki gibi rahat bir pozisyonda oturmuş   kurabiye kemirirken annem tedirgin bir şekilde yüzüme bakıyordu.

Ona baktım ve sıcak bir gülümseme gönderdim.Gülümsememden güç almış olmalıydı ki konuşmaya başladı."Kızım aslında sana söylemek istediğim bir şey var!"

"Tabiki anne seni dinliyorum"dedim ve merakla yüzünü inceledim.Kaygılı haline geri döndü.Kekeledi ve konuşmaya başladı.
"Kızım"dedi derin bir nefes verdi."Dışarı çıkmasan senin için daha iyi olur.O söylenenler gerçek olabilir!"

"Anne hadi ama çok da telaşlanma bize bir şey olmaz.Hem anne cidden bu saçmalığa inanıyor musun?"

"Ama kızı-"

Anneme baktım kafasını salladı.Beni ikna edemeyeceğini anlamıştı sanırım.

"Tamam kızım nasıl istersen öyle yap."

Gülümsedim ve ona sarıldım .Aklına babamın dediği bir şey gelmişti.Buna o kadar emindim ki!Bir nefes aldım ve "Anne,anlatsana neden bu kadar korkuyorsun ?"

"Kızım kasaba halkı anlattı ya işte.Bir büyücü varmış.İnsanları bilinmeyen bir yere götürüyor."

"Anne bir masalda değiliz ki.Büyücüler gerçek değil."

"Kızım giden bir daha geri dönmüyor.Zaten babanı  kaybettim.Seni de kaybedemem."

Dedi ve bir anda bir şey unuttuğunu söyleyip kollarımdan ayrıldı.Babam hakkında bir sır saklıyordu.

Annemin asıl demek istediğinin bu olmadığını anlamıştım.Babam hakkında bir şey diyecekti.Anlamıştım.

Düşüncelerimden Şura 'nın sırtımı dürtüklemesiyle kurtuldum.

" Kanka ormanın içine de girecek miyiz ?"

Ona baktım ve sırıttım."Tabi kanka."

Mehtap ürkek ürkek baksada Şura ve ben ormana girince arkada kalmaktan korkup oda hızla bize yetişti.

O kadar telaşlı bakıyordu ki kahkaha atmaya başladım.Ben gülünce bana sinirli  bir bakış attı.Hemen gülmeyi kestim.

Daha on adım atmadan Şura bana kedi gibi bakmaya başladı."Kanka ben yoruldum.Hem Mehtap korkudan altına yapacak gibi duruyor."

Mehtap dediğine aldırmayıp etrafına boş bakışlar atmaya başladı.

İnsanları davranış ve bakışlarından anlardım.Şura yorulmamıştı.Korkuyordu.

Bunu bize farkettirmemeye çalışıyordu.Onu daha çok tedirgin etmek istemedim.

Mehtap da kafasını salladı."Hem kanka yarın okul var."

Aslında saat daha çok erkendi.Bu saatte asla uyumazlardı.

Onlar bana bakarken "Hadi gidelim o zaman ,haklısınız okul var." dedim.

Onlar sevinçle sırıttı.Macera severdim ama arkadaşlarım korkarken mutlu olamazdım.

En iyisi onlar gittikten sonra kendi başıma gelmekti.Ormandan çıkarken bir ses duydum.

Arkamı döndüm.Meraklı yanım hep ağır basıyordu.Ben durunca kızlar da durup arkasını döndü.

Ve şok oldum.

Gözlerim yanmaya başladı.O kadar yoğun bir ışık huzmesi vardı ki.Ormanın her yeri aydınlanmış ve ağaçların korkutucu gölgesi üstümüze düşmüştü.

Ormandan bir feryat yükseldi.O kadar acı bir feryattı ki.

Kanım dondu.Uzuvlarıma kramp girdi.Bacaklarım titriyordu.Mehtap krize girmiş gibi ağlıyor,Şura put gibi duruyor ve ben bense arkadaşlarımın önüne geçip onları korumak ister gibi  kendimi önlerine siper etmiştim.Kalbimin üstündeki tenim yırtılıyor gibi bir acı saplandı.

Ve o an onu gördüm.O karanlık bakışlarıyla beni süzüyordu.

Boğazıma bir şeyler düğümlendi,nefesim  kesildi nefes almak için ellerimi boğazıma sardım.

İnsana benzeyemeyecek kadar tuhaf olan yüz tekrar bana döndü.

Boğazımdaki yanma geçti ama Bu sefer istemsizce bağırmaya ve ayaklarımla yeri dövmeye başladım.

Çığlık seslerim kulağımda netleşmeye başladı.
Bu sefer feryat eden bendim.Ormanda kendi çığlığımı duyuyordum.Yer gök sallanacak kadar sesli bir feryat...

Yankılanan sesim o kadar acıydı ki tenimden süzülen kan damlalarını bile hissedemiyordum.Başım dönmeye başlarken bilincimi açık tutmakta zorlanıyordum.Her şey bir anda oldu.

-

Merhaba ilk olarak.Nasılsınız ?

Bölümü beğendiniz mi?

Diğer bölüm çok uzun olacak bölüm gecikirse çok üzgünüm.

Fikirlerinizi ve önerilerinizi bekliyorum.

Görüşmek üzere 😊❤

Ölümün Feryadı(Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin