-Kuzey Venüs İmparatorluğu-
Kral şaşkınlıktan konuşamıyordu.Bu kadarı çok fazlaydı.Elleri titriyordu.
Son dakikada aldığı habere göre kraliçe yasaları çiğneyip insanlara haberleri bile olmadan büyü yapıyordu.
Bu İnsan Hakları Kanunnamesi'ne aykırıydı.
Kral nefes almakta zorlanırken dengesini sağlayamayıp yere yığıldı.
-Güney Venüs İmparatorluğu-
Kraliçe heyecanla oturmuş planını tasarlarken bir anda kapı hızla açıldı.
Kraliçe yerinden sıçrarken odaya giren hizmetçi kıza ezici bakışlarını gönderdi.
Kız telaşla konuşmaya başladı"Kraliçem kızlar odalarında yok!"deyince kraliçe hızla yerinden fırladı.
Hizmetçi kızı ittirerek dışarı çıktı ve altı aptal kızı yerleştirdiği odaya yöneldi.
Odanın kapısının önüne gelince kapıyı hızla ittirdi ve delici gözleriyle odayı taradı.
Yoklardı!
Kraliçe yere çökerken umutları tükenmişti.Gözünden birkaç damla yaş narin yanaklarından süzülürken koridorda duyduğu sesler sonucunda hemen toparlanıp ayağa kalktı.Onu böyle görmemeleri gerekiyordu. En son ağladığında 18 yaşındaydı.Göz pınarlarının kurulduğunu sanarken bu yoğun çaresizlik duygusu onu ağlamaya sürüklemişti.Artık aklında tek bir düşünce vardı.
Ne pahasına olursa olsun o kızları bulacaktı!
Koridordaki adım sesleri yaklaşırken yanaklarını elinin tersiyle sildi.Öfkeli haline yavaş yavaş geri döndü.
Koridorda karşısına elçilerinden birisi çıktı.Kraliçeye gülümseyerek baktı ve kraliçeye doğru yaklaştı.
"Kraliçem emrettiğiniz üzere araştırma askerleri dünyaya gönderildi.Ve bugün bir işçinin tesadüf eseri yerini bulduğu madenlerden çok ilginç bir şey çıktı.Sizinde görmeniz için bir kısımını laboratuvara getirdik."
Kraliçe elçiye soğuk bir sesle "Kızlar kaçmışlar."dedi.
Elçinin yüzü solarken ağzından şaşkın bir "hahh" nidası döküldü.
Sonra hemen toparlandı ve kraliçeye "Kraliçem askerleri görevlendirelim mi?"dedi.
Kraliçe onaylayan bir bakış attı.
Elçiye eliyle kızların odasını gösterdi ve"Şu odayı da arasınlar."dedi.
Sonra ise elçinin bir şey demesine izin vermeden konuşmaya devam etti"Askerler halktan birisiymiş gibi giyinsinler birde halkın tatavalarıyla uğraşamam.Kızları bulunca direkt olarak buraya getirsinler."
Elçi "Peki efendim"dedi ve selam vererek uzaklaştı.
Kraliçe ise şüphelenmişti.Çünkü odanın kapısındaki muhafızlar yerlerinde değildi.Bunu nasıl daha önce fark edememişti.Sinirle soludu.
Kraliçe iyice gerilmişti. Gözlerine dolan yaşları gözlerini kırparak geri itti ve o soğuk havasına geri döndü.Aklındaki düşünceler de yavaş yavaş yerine oturmaya başlamıştı.Kızlar o zayıf insan beyinleriyle iki muhafızı etkisiz hale getirezmedi.Yardım almış olmalılardı.
Kraliçe taht odasına ilerlemeye başladı.Hemen bir toplantı ayarlayacaktı.
Taht odasına girince eliyle alarma iki kez bastı.Bu acil durum alarmıydı.
Kraliçe sandalyelerin arasından dolanarak geçti ve tahtına oturdu.
Kraliyet odası yaklaşık iki dakika içinde saray görevlileri ve elçiler tarafından dolduruldu.Kraliçe hepsini tek tek ezici bakışlarla süzdü.
Artık insanlara zorla iyi birisiymiş gibi davranmasına gerek yoktu.Nede olsa küçük kuklaları artık onu görmüyordu.Artık daha da insafsız olma vakti gelmişti.
-
Merhaba nasılsınız?
Bu bölümde taş kalpli kraliçenin ağladığını da gördük. 😂
İki aydır yoktum.Kurguyu toparlayıp geri döndüm.
Çok değişik şeyler olacak ortalığın karışmasına hazır mısınız?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümün Feryadı(Düzenleniyor)
Misterio / SuspensoBir"masal"dı.Kasabalıların uydurduğu bir masal... "Kitap düzenlemeye alınmıştır.Bazı farklılıklar yapılacak.Takipte kalın."