Uzun bir ağlama seansında sonra fazlasıyla rahatlamış ve yorulmuştum. Güzelce temizlendikten sonra duştan çıkarak kurulanmış ve üzerimi giyinmiştim. Vücudumda kesik kesik kılıç darbeleri vardı. Kendi çapımda onlarla da ilgilenmiştim. Ayrıca o kadar çok ağlamıştım ki göz kapaklarım istemsiz kapanıyordu. Hemen yatağa ilerlemiş ve yatağa uzanmıştım. Örtüyü üstüme alırken sıkı sıkı sarıldım. Ağlamaya mecalim kalmamıştı. Devam edebilseydim ağlamamı sürdürecektim. Göz kapaklarım iyice ağırlaşırken bu yalnız evde bu sessizlikte uyumak üzereydim. Azraili yalnız kalmak istediğimi söyleyerek göndermiştim ama onu bunu yaparken üzdüğümü biliyordum. Yine de biraz yalnız kalmaya ihtiyacım vardı. Kimseyle konuşmadan bu kadar hızlı bir şekilde yaşanılan olayları sindirmem gerekiyordu. Duşta saatlerce kalarak derin derin düşünmüş ve ağlayarak içimi dökmüştüm elbette. Daha fazla düşünmeye gücüm kalmamıştı. Uzun zamandır uyumuyordum ve uykusuzdum. Kendimi uykuya teslim etmiştim.
......
Şaya bir yöne doğru ilerlerken çevresini kontrol etti. Ormanın içinde ağaçların çok sık olduğu bir bölgedeydik. Şaya birini görmüş gibi bakışlarını o bölgeye çevirdiğinde elini kaldırdı. Hızla o yöne döndüğümde gelen kişinin tuhaf kadın olduğunu gördüm. Bu kadın Şayaya kesitleri sunan ve Fate'nin yazdığı laneti, bir büyücü tarafından yazılmış kitabı bularak, etrafa yayan kadındı. Onun adını bilmediğim için o kadına tuhaf kadın diyordum çünkü görünümü fazlasıyla tuhaftı.
Kadın Şayayı gördüğünde hızla onun yanına ilerledi.
"Gündüzlerin kraliçesi Şaya!"
Şaya ciddi bakışlarıyla 'ne istiyorsun' diye sordu.
"Sana sunduğum kehanetleri diğer özellere söylememeni. Onlara her seferinde anlatıyor ve onları uyarıyorsun. Bunu yapma!"
Şaya yerinde kıpırdanırken 'neden' diye sordu.
"Bunun ne gibi bir zararı var ki?"
"Bunun için önlem alacaklardır. Bu yaptığın büyük bir hata."
Şaya kaşlarını çatarken 'nasıl bir önlem' diye sordu.
"Yüzyıllar sonrasını etkileyecek bir önlemi nasıl alabilirler ki? Zaten hiçbiri bu kehanetlere inanmıyor. Bana bunları izletmemiş olsan ben de inanmazdım."
Tuhaf kadın gülümsediğinde 'inanmamaları daha iyi' dedi.
"Onlara artık anlatma."
Şaya bir tepki vermediğinde aniden konuyu değiştirdi.
"Merak ettiğim bir şey var."
"Nedir?"
"Ben çocukken benim bir özel olacağımı nasıl biliyordun?"
"Enerjinden."
Şaya yerinde kıpırdanırken 'bizden önce başka özeller mi vardı? Enerjiyi nasıl anladın' diye sordu. Tuhaf kadın biraz hazırlıksız yakalanmış gibi yerinde kıpırdandı. Şaya o sırada tekrar söze girdi.
"Sen büyük kabile cinisin değil mi?"
Tuhaf kadın şaşkınlıkla bakarken Şaya gülümsedi.
"Kesinlikle öylesin. Bunu bu zamana kadar nasıl sakladın anlamış değilim. İşaretler bunu gösteriyor. Enerjin ise normal bir cin gibi. Bu nasıl olur?"
Tuhaf kadın bir süre daha yerinde kıpırdandığında arkasını dönerek ilerledi. Şaya bu duruma kaşlarını çatarken onu hemen kolundan yakaladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATALANTE 2 | [TAMAMLANDI]
Fantasy"Ben delirmedim sadece yaşanılanları kimseye inandıramıyorum." | Seri 3 kitaptan oluşmaktadır. Serinin ilk iki kitabı yayımdadır ve tamamlanmıştır. Serinin ikinci kitabıdır. |