Bölüm 32

18.3K 1.6K 626
                                    

Gözlerimi yatağımda açtığımda nefes nefese bir halde ter içinde kalmıştım. Bu çok tuhaftı. Bu olayı sindirmem zaman alacaktı. Azrail geçmişteki kendisine uyarı gönderiyordu ve bunu benim aracılığımla yapıyordu. Gelecekte bu yaşanacaksa bizi uyarmasının ne anlamı vardı ki? Yaşanmışlıklar değişebilir miydi?

Azrail yanımda kaşları çatık bir şekilde düşüncelere dalmışken biraz daha sakinleşerek yatakta doğruldum.

"Gördün değil mi?"

Azrail başını olumlu anlamda sallarken çenesini sıkarak derin bir nefes verdi. Bu durumdan çok rahatsız olmuştu.

"Gördüm."

Ellerimle yüzümü sıvazlarken 'aklım almıyor' dedim.

"Tehlikeli bir durum yok. Ama bir şeyler yaşanacak."

Azrail düşünceli beklerken kendi kendine konuşurmuş gibi sessiz bir tonda konuştu.

"Seni bulamayacağım nasıl bir yer olabilir ki? Bu mümkün değil."

Yataktan çıkarken 'bilmiyorum' dedim.

"Senden daha güçlü ancak özeller var. Üstelik Fiona'nın bebeği nasıl kaçırılacak? Bir tehdit var ve bu tehdit bizi vuracak."

Sesli bir şekilde oflarken 'neden böyle oluyor ki' dedim. Azrail omuzlarımdan tutarken 'bir şey olmayacak' dedi.

"Kendi uyarımı dikkate alacağım ve bu konu üzerinde düşüneceğim. Kesitleri aklına takma. Ben düşüneceğim."

Bir müddet bekledikten sonra odamdaki saate baktım. Saat henüz çok erkendi. Banyoya ilerleyerek elimi yüzümü yıkadıktan sonra derin bir nefes aldım. Soğuk su biraz olsun beni yatıştırmıştı. Odaya geri döndüğümde Azrail bir noktaya dalmış şekilde düşünüyordu. Ona seslendiğimde irkilerek arkasını döndü.

"Sen de bu kadar derin düşünme."

Azrail başını olumlu anlamda sallarken surat ifadesi düşüktü. Bir kesitle tüm moralimiz bozuluyordu. Nefret ediyordum bu durumdan!

"Kahvaltıyı beraber hazırlayalım mı?"

Azrail bakışlarını bana çevirdiğinde gülümseyerek 'hazırlayalım' dedi. Başımı olumlu anlamda sallarken ses çıkarmadan mutfağa ilerledik. Hazırlığa başlamadan önce söze girdim.

"Başımıza neler gelecek bilmiyorum ama en azından o zamana kadar mutlu yaşayalım. Hemen moralimiz bozuldu."

Dudaklarımı büzerken Azrail surat ifadesini değiştirerek güldü.

"Ben yan yana olduğumuz için hep mutluyum."

Buna gülerken Azrail'in omzuna vurdum. Azrail ile birlikte kahvaltı masasını hazırladıktan sonra bizimkilerin uyanmasını bekliyorduk. Önce Dasha uyandığında günaydınlaştık. Yanıma gelerek sarıldı.

"Sabah uyandığımda hep bu evde olsan keşke abla."

Omuzlarımı düşürürken 'istediğin zaman yanıma gelebilirsin' dedim. Dasha gülümserken söze girdi.

"Babam izin verse sürekli olarak gelirdim."

Buna gülerken kaşlarımı kaldırarak 'ama o tarafta daha sıkı okul eğitimleri var' dedim. Dasha'nın yüzü asılırken 'okul mu' dedi. Başımı salladığımda annem ve babam da uyanmışlardı. Annem esnerken hazırlanmış kahvaltı masasını görerek gözleriyle memnuniyetini göstermişti.

ATALANTE 2 | [TAMAMLANDI] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin