Kafamı kaldırıp lisenin isminin yazdığı tabelayı heyecanla süzdüm. Teog'a gerçekten fazlasıyla çalışmıştım ama buna değmişti çünkü okudum şehrin hatta ülkenin en seçkin liselerindendi. Ben bunları düşünürken kendimden emin adımlarla okul koridorlarında sınıfımı arıyordum. Evet, en sonunda sınıfımı bulmuştum. Ne yazık ki ne tuvalete ne de kantine yakındı. Sınıfa girdiğimde itişip kakışan salaklar göreceğimi zannediyordum neyse ki artık orta okul geride kalmıştı artık lisedeydim. Hemen pencere önünü kaptım ve yerime iyice yerleştim.
Yaklaşık 5 dk sonra yanımda bir kız belirdi inanmıyorum onu tanıyordum! Heyecanlı bir sesle " Selin? Aman Allah'ım inanmıyorum " dedim.
Selin ortaokuldan arkadaşımdı sınıfta onunla neredeyse hiç konuşmuyordum yani o da bende farklı arkadaşlar edinmiş ve kendimiz yeniliklere kapatmıştık ki yeni tanışmış iki insan kadar uzaktık birbirimize şimdi. Ayrıca Selin'in dersleri berbattı. Nasıl oldu da burayı kazandı bilmiyorum. Fakat yanlış hatırlamıyorsam babası kesenin ağzını açıp onu dershaneye yazdırmıştı. Buna fazlasıyla şaşırmıştım o zamanlarda, çünkü Selin evde şiddet gören bir kızdı. Okulda söylediği ahlaksız kelimelerin ise haddi hesabı yoktu.
Selin sırama yönelerek "oturuyorum tamam mı?" diye sordu. E bende tabii ki de "oturabilirsin" dedim. Selin gerçekten mutsuz ve asık suratlıydı o gün. Özellikle bana karşı çok kabaydı. Yine ben düşüncelere dalmışken, Selin arka sıradaki iki çocuğu göstererek "Çüş lan çok yakışıklılar" dedi.
Ne?
O az önce çüş lan mı dedi? Hemde bir erkeği göstererek!
Ve yine aynı kabalıkla "hele de şu siyah saçlı çocuk taş" dedi. Ben daha henüz Selin' e yüzümü bile dönememişken Selin çocuğun yanına fırlamış kendini takdim ediyordu. Herhalde babası onun bu hallerini görseydi...
Her neyse Selin'e ne olmuşsa bu yaz tatili olmuş kızın şu haline bak!?