Aradan günler geçmesine rağmen Selin'le hiç iyi arkadaş olamamıştık çünkü Selin'in ettiği laflar öylesine kabaydı ki. Bunlar beni zaten fazlasıyla rahatsız ediyordu bir de üstüne Eren'le bu denli yakın olması beni delirtiyordu. Eren hatırlamadınız mı? Siyah saçlı olan. Hayır, ondan hoşlanmıyorum onunla konuşmadım bile. Beni rahatsız eden Selin' in onunla olan konuşmasıydı dostum tam bir kezban!
Kezban lafını oldum olası sevmemişimdir bir insana dış görünüşü bakımsız veya çirkin olduğu için yargılamaktan başka birşey değildi doğrusu. Ama Selin farklıydı o dış görünüş olarak değil iç görünüş olarak tam bir kezbandı.Zaten son günlerde Selin Zeynep'le konuşuyor. Yani onunla fazlasıyla iyi anlaşmışlardı. Ve sanırım Selin beni dışlıyordu. Ne zaman Zeynep'e yaklaşsam, sinirli aç bir kedinin yemeğini önünden almaya çalışırsınızda o da size tıslarya, işte Selin'de öyle tıslıyor bana. Şuan yalnızım.
Bu sabah yolda Hakan'la karşılaştım. Daha doğrusu sadece gördüm ve selam verdim ama bir karşılık alamadım neyse çok da umrumdaydı. Hakan içine kapanık değildi. Yalnızca kızlarla konuşmayarak havalı görünmeye çalışıyordu ve bu beni fazlasıyla güldürüyordu. Bir çok kız ise bu numaraya geliyordu. Ama sınıfın gözdesi Eren'di çünkü çok küstahtı yani ne biliyim bence gıcık biri ama kızlar onun bu küstahlığını havalı buluyorlardı. Ne garip.**************************************************** ****************************************************
Aniden dersin ortasında Selin'in sesiyle irkildim.
"Pışt! Doğa! Okulun şarkı yarışmasına katılacağız Zeyneple, sende gelsene ne dersin?"
"Selin bilemiyorum"
"Tamam, Doğa'da katılıyormuş Zeynep"
Ne!
Bende mi katılıyorum? Anlamadım. Aaa! Şu Selin'i bir türlü anlayamayacağım.
Dersin sonunda Eren koşarak yanıma geldi. Neler oluyordu?