• 1. BÖLÜM •

454 11 1
                                    

Merhabalar! Kendimi tanıtmadan hikayeme başlamak istemediğimden ilk olarak kendimi tanıtmakla başlamak istiyorum.

Ben Asel Altun. Bir köy okulunda öğretmenlik yapıyorum. Boyum 1.70'lerde, kilom 51. yaşım ise 23. Buğday tene, kahverengi uzun saçlarıma ve ela gözlere sahibim. Aslen Sivaslıyım. Çocukları seven, sevecen, her zaman her şeye pozitif bakan birisiyim. Bir köy okulunda öğretmenlik yapıp, 2 senedir bu köyde yaşıyorum. Bu kadar anlatmam sanırsam şimdilik yeterli diye düşünüyorum. O halde hikayemize geçeliiimm!

Sabah uyandığımda ilk iş olarak tuvalete girip elimi yüzümü yıkadım ve banyodan çıkıp mutfağa doğru ilerledim. Üst dolabın kapağını açıp çaydanlığı çıkarıp ocağa koydum. Çaydanlığın alt kısmına su koyup ocağa koydum. Ocağın altını çakmak yardımıyla açtım ve suyu kaynamaya bıraktım. Dolaptan yumurta ve tereyağı çıkardıktan sonra tezgahın üzerine koydum. Mutfak dolabının kapağını açıp içinden çelik tavayı çıkarıp ocağın üzerine koyduktan sonra çakmak yardımıyla ocağın altını açtım. Çekmeceden bıçak ve kaşık çıkararak kaşığı tezgaha koyup bıçağı elime aldım. Tereyağının bulunduğu kabı açıp tereyağından biraz kesip tavaya koydum. Tereyağı eriyene kadar masaya kahvaltılıkları dizdim. Yağ eridikten sonra hemen yumurtayı üzerine kırdım ve tezgahın üzerindeki kaşığı alıp yumurtayı karıştırmaya başladım. Yumurta da piştikten sonra tava sıcak olduğundan hemen hafif ıslak bezi masaya koyup tavayı bezin üzerine koydum. Kolumdaki saate bakarak kapıya doğru ilerledim. Bir kaç saniye sonra kapı çalacaktı biliyorum. Kapıya birinin vurduğunu duyunca adımlarımı hızlandırdım ve kapıya gittim. Kapı deliğinden bakınca gelenin okulda yanımda benimle birlikte öğretmenlik yapan Melek olduğunu gördüm. Melek de 1 yıl önce atanmıştı ve onunla birlikte çok güzel şeyler yapmıştık okula. Ve burada en sevdiğim insanlardan biridir. İyi bir dosttur kendisi. Kapıyı açtıktan sonra kollarımı boynuna dolayarak sarıldım. O da ellerini belime sardıktan sonra sıkı sıkı sarıldık birbirimize. Havanın soğukluğu yüzünden içerisinin daha fazla soğumasını istemediğimden Melek'ten kollarımı ayırarak geriye çekildim. Kızaran burnuyla bana bakıp gülümsedikten sonra eğilip ayakkabılarını çıkarttı. Beraber içeriye doğru yürürken gözlerini kapatıp derin nefes aldı. ''Oh! Mis gibi yumurta kokuyor.'' gülümseyip yanağımdan öpünce bende gülümseyip göz kırparak öpücük attım. Kıkırdayarak mutfağa girdik. Ben çekmeceden çatal ve bıçak çıkarırken Melek de ekmeklikten ekmeği çıkarıp ikiye bölerek masaya bıraktı. Elimdeki çatalları ve bıçakları masaya bıraktıktan sonra camlı mutfak dolabının kapağını açıp çay bardaklarını çıkardım. Çay bardaklarını da masanın üzerine koyduktan sonra kaynamakta olan çaydanlığın yanına gidip ocağın altını kıstım. Çaydanlığın üst kısmına çayı koyduktan sonra üzerine kaynamış suyu döktüm. Çaydanlığın altına su ekledikten sonra ocağın üzerine çaydanlığı tekrardan koydum ve altını açtıktan sonra masaya doğru ilerleyip sandalyeye oturdum. Melek'in yüzüne baktığımda oda bana baktı. Gülümseyerek, ''Ellerine sağlık kuzum.'' dedi. Bende gülümseyerek ona öpücük attıktan sonra, ''Afiyet, bal, şeker olsun maviş gözlüm.'' dedim. Daha fazla konuşmadan ayağa kalkıp çaydanlığı alıp çaylarımızı doldurdum. Sandalyeme tekrar oturduktan sonra kahvaltımızı yapmaya başladık.

Neşeli bir sohbetle geçen kahvaltımızdan sonra ayaklanıp masayı toparladık. Kolumdaki saate baktığımda okula gitmemiz için sadece 1 buçuk saatimizin olduğunu gördüm. Bugün günlerden pazartesiydi ve bizim okula gidip hemen sınıfı temizleyip, yerleri silmemiz ve sobayı yakmamız gerekiyordu. Hemen Melek'e dönüp, ''Mavişim hemen hazırlanmamız gerekiyor.'' dedim. Elindeki bezi yıkarken bakışlarını bana çevirdi. ''Ne kadar süremiz kaldı?'' dedi. Mutfağın kapısına ilerlerken konuştum. ''Yaklaşık olarak şuan 1 saat 27 dakikamız kaldı mavişim.'' dedim ve mutfaktan çıkıp odama ilerledim. Melek de arkamdan gelip odama girdi. Yüzüme baktıktan sonra, ''Kuzum ben o zaman hemen eve gidip giyinip okula geçiyorum. Sen gelmeden de biraz etrafı silerim. Sende gelirsin tamam mı? Hadi ben kaçtım!'' dedi ve bana öpücük attıktan sonra odamdan hızlıca çıkıp gitti. Ben de oyalanmadan hemen dolabımı açıp içinden açık mavi kazağımı ve gri kumaş pantalonumu çıkarıp yatağımın üzerine bıraktım. Çabucak üzerimdeki pijamaları çıkarıp yatağın üzerine attığım kıyafetleri üzerime geçirdim.

Öğretmen HanımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin