15.Bölüm

499 43 5
                                    

Bana yardım et sevgilim, beni hiç bırakma olurmu? sadece senin ellerin benim tenime değsin. Sadece senin o dudakların benim dudaklarımda hüküm sürsün. Sadece o güzel ve anlamlı bakışların beni bulsun.Bekliyordum,ne zaman mutlu olacağımı bekliyordum. Ne tepki verecektimki ona? boynunamı atlayacaktım veya ondan nefret etmeye devam mı edecektim? hangisini yapacaktım?. Kararsızlık bedenimi ele geçiriyor gibiydi. Busefer ne hissedeceğimi bilmiyordum. Ne demeliydim?. Derin bir nefes verdikten sonra, elimdeki kitabı masanın üzerine bıraktım ve aşağıya inmeye karar verdim. Tam 3 saattir odamdan çıkmıyordum. Jennienin bugün okulu vardı.Ben gitmeyi tercih etmemiştim. Belkide duyacaklarımdan korkuyorumdur. Joonda okuldaydı ve ben evde tektim. Aniden çalan kapı ile merdivenleri daha hızlı inmiş ve kapıya ulaşmıştım. Kapıyı açtığımda, gelen kişi jungkooktu. Soğuktan kızarmış burnu, ellerini ceplerine sokmuş kapıda öylece dikiliyordu. Bir süre benim gibi durduktan sonra, ben bişey dahi diyemeden içeri geçti ve eli ile kapıyı kapattı.

Jungkook:Ben... konuşmak istiyorum lisa.

İstemsizce onayladım onu. Sanki bir sözümle onu yıkabilirmişim gibi geliyordu yani yüzünden anlaşılan buydu.Oturma odasına geçtik,ikili koltuklardan birine oturduğumuzda, cümleleri kafasında toparladı ve konuşmaya başladı.

Jungkook:Bak lisa... Ben seni seviyorum ve seni çok özledim. Senin yokluğuna alışamadım, gülümsemen olmayınca, kokun olmayınca olmadı lisa. Ben.. özür dilerim lütfen affet beni.

Dedi ellerini ellerimin üzerine koyarak. Ne demem gerekiyorduki? sanki beyin hücrelerim donmuş gibiydi. Dudaklarım aralansada birşey diyemeden geri kapandı. Yavaşca kafasını yere eğdi ve soğuk ellerini benim ellerimden çekip gitmeye hazırlandı. Eğer o şimdi buradan giderse, birdaha onunla asla bir arada olamazdık. Ayağa kalkıp gidecekken onun kolunu tuttum ve kendime çekip sıkıca sarıldım. Kokusu, kokusunu seviyordum. Kafası saçlarımdayken, saçlarıma minik mink öpücükler konduruyordu.

Lisa:Eğer birdaha beni bırakırsan, buradan giderim sadece buradan değil! Bu dünyadan göçerim.

Bu şu demekti:Eğer beni birdaha bırakırsan kendimi öldürürüm demekti. Yavaşca geri çekildi ve ellerini yanaklarıma koydu ve parmak uçları orayı okşadı yavaşca. Şuan o kadar mutludumki, kelimeler kifayetsiz kalıyor gibiydi.

Lisa:Söz ver.

Jungkook:Söz veririm.

Lisa:Ne için diye sormayacakmısın?

Jungkook:Hayır, hayır sevgilim sormayacağım. Eğer sen yanımdaysan, ben seninle ölüme bile gelebilirim. Ve seni ölüm dahi olsa bırakmam.

Jennie:Burada ne oluyor?

Dedi arkadan gelen ve bizi muzipce gülümseyip izleyen jennie. Ne olduğunu gayet iyi biliyordu. Ve bahse girerimki konuşmanın en başından beri bizi dinliyordu.

Jungkook:Ah, jennie bizi başından beri dinliyordun ve onunla konuşmaya geleceğimi sende biliyordun. Bana hiç öyle bakma.

Gözlerim yavaşca jennieye kayarken, elini ensesine koyup mahcupça kaşıdı ve gülümsedi.

Jennie:Ben ramen yiyeceğim isteyen var mı?

Jungkook:Biz yemeyeceğiz çünkü, ben sevgilimi dışarıya çıkarıp yemek yedireceğim. Çünkü çok zayıf!

Lisa:Neden bundan benim haberim yok? ve ben zayıf değilim.

Jennie:Belli belli. Herneyse gel seni giydireceğim.

Lisa:Üzerim gayet iyi jennie.

Jennie:Sana gel dedim.

Dedi ve beni kolumdan tutup odaya çıkarttı. Dolabından çiçekli gömlek, tam dizde biten kahverengi bir çan etek çıkardı. Daha sonra beni masaya oturtup, uzun sarı saçlarıma birkaç birşey denedikten sonra, düzleştirip bıraktı. Yüzüme hafif makyaj yaptı ve dudaklarıma nemlendirici sürdü. Yani onu ben sürdüm. Verdiklerini üzerime giydikten sonra, aynada kendime baktım. Cidden güzel olmuştum. Jennie elini 👌👌 bu şekilde yaparken, gülümsedim ve aşağıya indim. Jungkookun gözleri büyürken bana o güzel gülümsemesini bahşederken, bende gülümsedim. Daha sonra ayağıma hafif topuğu olan kısa botlarımıda giydikten sonra, evden çıkıp arabasına bindik. Bir eli benim elimi tutarken, biryandanda arabayı kullanıyordu.

Jungkook:Lisa, diyorumki:Alışverişe çıkalım ha? ama eğer sen istersen.

Lisa:Cidden benim giydiklerimde bir sorunmu var? kendimi garip hissediyorum.

Jungkook:Hayır... hayır demek istediğim sadece benim aldıklarımın bedeninde olmasını istiyorum sadece. Yoksa, sen bana göre harika birisin.

Ona kafamı salladıktan sonra, bir iş bulmam gerektiği geldi aklıma. Artık kimseye muhtaç olmak istemiyordum.Bir kafeye geldiğimizde arabayı durdurdu, ve beraber arabadan indik. Çıkar çıkmaz elimi tutması, bana güven vermesi,paramparça olan ben'i düzeltmeye çalışması hoşuma gidiyordu. Kafeye girdiğimizde bir masaya oturduk, ben manzarayı izlerken, o sipariş veriyordu.Mutluydum belkide hiç olmadığım kadar.

Lisa:Jungkook?

Ben ona dönmüştüm fakat o, yüzüme bakarak dalmış gitmişti. Çekingence elimi omzuna koydum ve hafifçe sarstım.

Jungkook:Ha? ne oldu?

Lisa:şey... Ben çalışmak istiyorum jungkook.

Jungkook:Neden?

Lisa:Ben... kendi ayaklarımın üzerinde durmak istiyorum ama bu.. alışveriş konusu ile alakalı değil merak etme.

Jungkook:Seni bu konuda engelleyemem ama,benden çekinmeni istemiyorum.Tamammı güzelim? benim yanımda rahat olmanı istiyorum.

Lisa:Seni seviyorum.

Jungkook:Seni seviyorum, sevgilim.

Nedense içime sinmedi. Umarım beğenmişsinizdir. Yorumlara yazmayı unutmayın:/

Desperation✴️️LiskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin