661 49 20
                                    

23

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

23.09.16 - 00.23 

Defalarca geldiğim ve saatler boyu hayatıma lanetler okuduğum uçuruma doğru ilerlerken kalın kapüşonlu hırkama daha sıkı sarıldım. Ayaklarımı yönlendirmiyordum, onlar yolu ezberlemiş, en sevdiği yere misafirliğe giden heyecanlı küçük çocuklar edasıyla uçurum kenarına doğru hızlanmaya başlamıştı bile. 

Benliğimin atmosfere karıştığı bu yer, benim için bir mabet niteliğindeydi. Karanlıktı, kasvetliydi ve insanın canını yakan korkunç bir havası vardı. Burası insanın kendisiyle baş başa kaldığı, sorguladığı, uçurumdan bile daha derin olan uçsuz bucaksız  zihin boşluğuna düştüğü ve çıkmanın tek yolunun delirmek olduğu bir yerdi. Buranın her zerresini her zerremle seviyordum.

Ayakkabılarımın acımasızca çiğlenmiş çimleri ezişini seyrederken duyduğum sesle durdum. Yağmur veya uğuldayan rüzgar sesi değildi, bir hıçkırık sesiydi bu. Başımı yavaşça kaldırdığımda saçlarımından birkaç tutam uğuldayan ve şiddetle esen rüzgara isyan edercesine yüzümü kapatmaya çalıştı. Buz tutmaya başlayan parmaklarımı zorlukla hareket ettirerek onları kulağımın arkasına sıkıştırdım, ellerimin titrediğini hissedebiliyordum. 

Arkası dönük ve üstünde siyah ceket bulunan bir erkek ayaklarını yüzlerce kez yaptığım gibi uçurumdan aşağı sarkıtmış sisli dağlara bakıyordu. Ritimle sarsılan sırtından rüzgarın sesini bile delip geçen hıçkırıkların sahibinin O olduğu anlaşılıyordu. 

Bana ait olan tek oyuncağı bir başkası almış gibi kaşlarımı öfkeyle çattım. Burası benimdi, kafamda öldürdüğüm insanların cenazelerini düzenlediğim, hayallerimin yasını tuttuğum, gözyaşlarımı azat ettiğim, pişmanlık ve kaderin ördüğü ağları boynuma dolayarak nefesimi kestiğim, yalnızca bana özel bir mabetti. 

6 aydır buraya her gün gelirdim, günümün çoğunluğunu burada geçirirdim ve ilk kez birinin geldiğine şahit olmuştum. Üşüyen ellerimi cebime soktum ve sağ cebimde varlığını hissetmekten dahi güven duyduğum sigara paketimin jelatiniyle oynayarak davetsiz misafirin yanına doğru ilerlemeye başladım.

see the cliff | kthHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin