Alican içeri girdi ve polislerin bulundumuz yere gelmek üzere olduklarını söyledi. Sanırsam çevredeki halk silah sesleri yüzünden ihbar etmiş olmalıydı bizi. Ben hala ne yapacağımı bilmiyorum, benim boş anımdan yararlanarak kumarhane sahibi silahına davrandığı anda Alican onu vurmuştu. Bizde hemen paraları alıp oradan kaçmıştık. Ancak unuttumuz bişey vardı kamera kayıtlarında ayan beyan ordaydık. Alican ben ve Kazım yanımıza hafif makinalı bir kaç silah ve bir sniper alıp gruptan ayrıldık.
Kumarhaneye geri dönmüştük ve biz ne kadar istemesekte polisleri vurup görüntüleri almalıydık. Alican Kumarhane'nin karşısındaki apartmanın çatısına yerleşmiş ve benden işaret bekliyordu. Kazımla bende arka kapıdan içeri girip görüntüleri almalıydık. Ben Alican'a beklediği işareti vermemle saniyeler içerisinde kapıdaki polisleri etkisiz hale getirmiş ve tüm dikkati oraya çekmişti. Kapıdan çıkan tüm polisleri bir bir avlıyordu. Polislerin hepsi ön kapıya yönelmisti bizde arkadan girip görüntüleri alıp çıkacaktık. Ve bekledigimiz o an gelmişti ama bir polis bizi fark etti. Bizde tüm polisleri arkadan ateş ederek vurmuşduk. Ardından görüntüleri alıp oradan çıkarken Kumarhane'yide cesetlerle yaktık.
Hep birlikte oradan uzaklaşırken bir telefon geldi bizi bodrumda bir koyda bekliyen yatın oldugunu 3 gün içerisinde orda olmamız gerektiğini eğer gidemezsek başımızın çağresine bakmamız söylendi. Ama biz nasıl bu şehirden çıkacaktık ki heryerde polisler bizi arıyor olmalıydı. Bu yüzden ortalıkta gezmemeliydik hemen gidip bir pansiyon bulduk. Orada kaldık.Sabah olmuştu ve şehirden çıkmanın yollarını aramalıydık. Hemen bir toplantı yaptık ve herkes fikrini sundu. Eğer bir aksilik olmazsa şehirden çıkacak bir plan yaptık.
Planı uygulamak için gece yarısını bekledik ve yola koyulduk beklediğimiz gibi yolları jandarmalar ve polis ekipleri tutuyordu.Bizde arabadan indik ve mısır tarlasının içine girdik nasıl yolumuzu bulucaktık hiç bilmiyorum o karanlıkta, alabildiğine ilerliyorduk sonunda tarladan çıktık bir ihtiyar adam bize ponpalıyı doğrultmuş "İt oğlu itler" diye bağırdı sanırsam ona göre mısır tarlasına giren bir hırsızdık.
Ben amcacım yanlış anladın bizi diyerek onu sakinleştirmeye çalışıyordum ve bizi Jandarmaya vericeğini söyleyince Alican bana yaklaşarak vurmamız gerektiğini söyledi bende hayır olmaz diye çıkıştım ve amca bağırmaya başlayınca Alican silahı çekip vurdu.Ben naptın diye bağırdım ve diğerleri kaçmalıyız hadi dediler masum bir kişi daha ölmüştü. Hızlıca ordan kaçtık ve bir köye saklandık sabah Jandarmanın uyarı sesleri ile uyandık ne yapıcaktık nasıl çıkacaktık çok zor durumdaydık Jandarma kapıyı zorlamaya başladı ve tam içeri girdiklerinde...