EVETT ARKADAŞLAR SONUNDA YAZDIM :D EMİNİM YAZMADIĞIM GÜNLER İÇİNDE BENDEN NEFRET ETMİŞSİNİZDİR. SONUNA KADAR HAKLISINIZ. TAM BİR GÖTLÜK YAPTIM. AMA SÖZ BUNDAN SONRA OLMAYACAK. SİZDEN TEK İSTEĞİM VOTELER VE YORUMLAR AYNI OLSUN. TAKİPTE KALIN. YORUMLARINIZ BENİM İÇİN ÖNEMLİ. BU ARADA HER HAFTA BİRİNİN HİKAYESİNİ HİKAYENİN SONUNDA PAYLAŞACAM BU VOTELERİNİZE VE YORUMLARINIZA BAĞLI ŞİMDİDEN TEŞEKKÜRLER...
VE DIĞER HIKAYEM MR.BLACK E BAKARSANIZ SEVINIRIM.
MULTİMEDYA = EMRE
GELECEK BÖLÜMDE OKULA GAY BİR ÇOCUK GELİYOR BU ARADA :D GAY FANLARINA BURDAN SELAMLAR...
Barış... Çok farklıydı. Aramızda çok masum bir ilişki vardı. Hem gizemli hem de heyecanlı bir ilişkiydi. Sanki onsuz yapamayacakmışım gibi geliyordu. Sanki onsuz ben yokmuşum gibi... Hayat benim için sadece o ydu... Erkeklere hiç güvenim kalmamıştı. Kızları bir oyuncak gibi görmeleri sinirimi bozmuştu. Sanki duygusuzlardı. Kızları kırmalarından zevk alıyor gibiydiler. Erkeklerden ayrı nefret etmeye başlamıştım ki o mucize karşıma çıktı... Beni sahiplenmesi, koruması, ilgisi o kadar çok hoşuma gidiyordu ki... Ama bir yandan da ya eski ilişkilerim gibi olursa diye korkuyordum. Ya beni bırakıp giderse ? Ya yürümezse. Hayata karşı olumsuz bakışımdan nefret ediyorum ama bunları düşünmekten de kendimi alamıyorum. İkimizin yaşadığı duygular arkadaşlıktan çok öte...
EMRE NİN AĞZINDAN
Çok sesliydi. Kalabalıktı. Kesinlikle burayı özlememiştim. Kokusu, ses, gergin havası, o bakışlar... İnsanların bana uzaylı görmüş gibi bakması hiç hoş değildi. Ve artık her gün bunu yaşayacaktım. Dolabımı açtım ve hoşgeldin şakasıyla karşı karşıya kaldım. Şaka mı ? Tam bir götlüktü. Başımdan aşağı köpükle kaplanmak... Bunu bir milyon kez de yaşamıştım. Hala akıllanmamışlardı. Yani daha burdakiler ünümü duymamışlardı. Çünkü benden korkmuyorlardı. Dalga malzemesi olarak görüyorlardı. Zaten istediğim de bu değil miydi ? Yeni bir başlangıç (!) Tek dileğim şanslarını fazla zorlamamalarıydı. İlk ders tarih di. Sınıfa gittim. Hiç boş yer kalmamıştı. Sanki ders işlemeye çok meraklıymışım gibi hocayı bana yer bulması için beklemeye başladım. Sonra sınıftan bir çocuk çıktı. Böylelikle bir kızın yanı boş kaldı. Kızın yanına mecburen oturdum.
Hoca sınıfa geldi. Yanıma kadar yaklaştı, adımı sordu.
"Emre" diyerek geçiştirdim.
Bunla yetinmeyeceğini de biliyordum. Beni soru yağmuru bekliyordu. Geçmişimi kurcalayacaktı. Hangi okuldan geldiğimi sordu. Hera Koleji deyince beklediğim şeyi söyledi.
"Geçen seneki cinayet işlenen okul değil miydi o?" Diyerek ağızımı aramaya başladı.
"Öyle" kelimesini ağzımdan zor çıkardım. Daha fazla soru sormasını istemiyordum.
"suçluyu bulabildiler mi ?" Dediği anda birden
"bilmiyorum !, sana bilmiyorum dedim !" diye bağırdım.
Herkes bana bakıyordu. Büyük ihtimalle ergenlik sorunları yaşayan bir aptal olduğumu düşünmüşlerdi. Kemdimi dışarı atarak böyle düşünmelerine daha çok izin vermiştim. Tuvalete gittim ve yüzüme baktım. Bu ben miydim ?
*****************************
Yeni gelen çocuk gerçekten çok tuhaftı. Yüzümdeki hafif yara izleri dikkatimi çekmişti. Acaba nasıl olmuştu. Ama gizemli havası ona çekicilik katıyordu. Çocukların ona rahat vermeyeceğine eminim. Karşıdan Barış ın geldiğini gördüm. Bana sarılıp "Bu gün çok güzelsin" diye kulağıma fısıldadı. Öğle arasıydı ve ben açlıktan ölüyordum. Beraber yemekhanenin yolunu tuttuk. Yemeğimizi yerken gelen kavga seslerini fark ettim. Barış "Ben bir duruma el atayım" dedi ve olayın içine doğru gitmeye başladı. Kalabalık elleriyle masaya vurarak ritim tutturmuştu -sanki güzel birşeymiş gibi-. Kavganın kimler arasında olduğunu görünce hiç şaşırmadım. Kendini badboy sanan futbol takımındaki çocuklar yeni çocukla oyuncak gibi oynuyorlardı. Neyseki Barış ordaydı. Olaya müdahele etmezse çocuk orda ölecekti. Ve kafamı çevirdiğimde Barış'ın çocuğu tekmelediğini gördüm. Ne olduğunu anlayamamıştım. Barış nasıl bunu yaptı ? Böyle bir çocuk muydu ?! Elimden gelen tek şey vardı. Kendimi kavganın ortasına attım. Tekme atmayı bıraktılar sonraysa kalabalık sessizleşti.
''Hepiniz işinize bakın !'' diye bağırdım.
Barış ''Mira napıyorsun '' dedi.
''Senin yapmadığın şeyi'' dedim ve çocuğu ordan alıp revire götürdüm. Şu an Barış a hala inanamıyordum. Ona o kadar çok kızgındım ki...
''Bunu yapmana gerek yoktu'' dedi.
''Neden kendini korumadığını anlayamıyorum, ordaki birçok kişiden daha güçlüsün.''
.''Anlamıyorsun, anlatsam da anlamazsın.''
''Anlatmayı dene o zaman.''
''Teşekkür ederim tamam mı, bunu duydun ve artık beni rahat bırak !''
''Çok ilginçsiniz gerçekten !''
direk oradan ayrıldım. Barış sürekli mesaj atıyordu. Cevap vermek içimden gelmiyordu ama. Onun böyle birşeyi nasıl yaptığını anlayamıyordum. Ezgi yine imdadıma yetişti.
''Noldu sana ?''
Özetleyerek olanları anlattım.
Ve kızın tek dediği şey ''Yeni çocuk tatlı mı bari ??''
Cidden bitane yapıstırasım geldi. Bazen bu kızın beyninden şüphe ediyorum. Ben o kadar anlatmışım bu mudur yani. Yakışıklı çocuk desem bırakacak burda beni böyle gidip yavşayacak. Suratımdan anlamış olacak ki tekrar ciddileşti.
''Ama Barış neden böyle yapmış anlamadım ya hiç beklemezdim tipik badboy işte.''
Hay senin badboy u na ya. Ne badboy muş. Yakışanı da yakışmayanı da kendini badboy sanıyor. çoğu bu kelimeyi telafuz bile edemiyor. Şu an erkeklerden tam anlamıyla tiksiniyorum ya.
''Mira şu yeni çocuğun olayı neymiş onu öğrenelim bi. Neden ergen gibi davranıyor acaba ?''
''Haklısın ya bu olayı kendi ağzından öğrenmemiz lazım''
Barış'ın yanıma geldiğini gördüm. Ezgi yanımızdan ayrılarak bizi yalnız bıraktı.
''Benden kaçman hoşuma gitmiyor.'' dedi en etkileyici ses tonuyla.
''Neden kaçtığımı hiç düşündün mü ?'' dedim
''O çocuk için değer mi''
''Önemli olan o çocuk değil, senin insanlara nasıl davrandığın.'' dedim ''Yeni geldi diye bunu ona yapamazsın''.
''Haklısın ya, eski alışkanlıklar işte.'' dedi ''Kendimi sana nasıl affettirebilirim ?''
''Bir bardak mocca hiç fena olmazdı'' dedim.
Boynuma bir öpücük kondurdu. '' Bir an seni kaybettiğimi sandım'' dedi.
''Bu kadar çabuk benden kurtulamazsın.'' dedim ve dudaklarıma yapıştı.
Elleri belimden aşağı doğru kaymaya başladı. Dudağını ıssırdım. İnleyerek geri çekildi.
''Bu akşam benden kurtulamazsın güzelim'' dedi ve zilin çalmasıyla küçük ateşli öpücüğümüz sona erdi...
