on iki

187 30 0
                                    

"Böylelikle de seni bulmuş oldum." diyerek sözünü bitirdi.

"Seni ne kadar özlemişim anlatamam. Okuldan sonra bir yerlere gidelim. Vakit geçirelim. Eski arkadaşlarımızdan konuşalım." dedim. Gülerek onayladı. Ardından yanımıza Jimin geldi.

"Hyung," dedi ve beni görünce durakladı. Sonra Hoseok'a baktı ve tekrardan bana.

"Hyung, aradığın kız Danbi miydi? Yani Park Danbi, bizim Danbi?" dedi. İkimiz de güldük onun şaşkın haline. Ardından Hoseok başıyla onayladı. Daha sonra Jimin de yanımıza oturdu ve beraber sohbet etmeye başladık.

°°°

Zil çalınca hızlıca çantamı toparlayıp montumu giydim. Öğretmenin verdiği fotokopi ödevini de çantama bir yerlere sıkıştırdım. Hoseok'un sınıfının olduğu, 11. sınıfların olduğu kata, çıktım. Merdivenin sonuna geldiğimde onun da sınıfından yeni çıktığını gördüm. Yanında yine şu gördüğüm gamzeli çocuk vardı.

Beni görünce adımlarını hızlandırdı. Yanıma gelince "Tanıştırayım," dedi. Ardından devam etti. "Namjoon, sınıftan arkadaşım. Namjoon sana da bahsetmiştim, Danbi." Benden büyük olduğu için, sonuçta 1 yaş 1 yaştır, hızlıca eğildim.

"Tanıştığıma memnun oldum." dedim. O da başını hafifçe eğerek karşılık verip gülümsedi. Ve tabii ki o muhteşem gamzeleri de ortaya çıkmıştı.

Hoseok ona dönerek "Biz biraz dışarıda dolaşacağız. Sonra görüşürüz." deyip bana döndü. "Hadi gidelim." dediğinde el sallayıp oradan ayrıldık.

"Namjoon'un gamzeleri çok güzel, değil mi?" dedim ona takılarak. Anında dediğime bozuldu ve daha sonrasında benim de bozulacağım bir cümle kurdu.

"Hıı, ne demezsin! Sırf onun yüzünden güzel kızlar hep ona gidiyor!" dedi. "Yah!" diyerek kafasına hafif bir şekilde vurdum. O da gülüp beni kolunun altına aldı, ondan kısa olduğum için bu eylemi yaparken pek de zorlanmıyordu.

"İnan bana sen görüp görebileceğim kızların en güzelisin." deyince durakladım ama ilerlemeye devam ettim.

İçerisi sıcak bir kafeye gelmiştik. Fazla dolu değildi. Ben sıcak çikolata sipariş ederken o soğuk kahve sipariş etmişti. Ve tekrardan sohbetimize devam ettik. Onu gerçekten çok özlemişim.

Siparişlerimiz geldiğinde bir sessizlik oluştu, garson gittiğinde de bu sessizlik devam etti. Ardından onun telefonu çaldı ve özür dileyerek masadan ayrıldı.

Geri geldiğinde annesinin aradığını ve eve gitmek zorunda olduğunu söyledi. Bu yüzden hızlı bir şekilde içeceklerimizi içtik ve hesabı ödeyip kafeden ayrıldık. Her ne kadar bana evime kadar eşlik etmemesini söylesem de yanımda yürüyüp beni eve kadar bırakmıştı.

Apartmandan içeri girmeden önce yanağına küçük bir öpücük bırakıp bugün için teşekkür ettim. Ardından hızlı bir şekilde içeri girip evimin olduğu kata çıktım.

Arkamdan onun kıkırtısını duyunca ben de gülümsemeden edenemiştim.

dream • jung hoseok Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin