9. YALNIZ YILDIZLAR

9 2 2
                                    

Merhabalar sevgili okuyucularım :D Her zaman beklediğim ve her zaman bekleyeceğim gibi yorum ve oylarınızla desteklerinizi bekliyorum :D Bu bölüm de çok uzun oldu ya! Yine sıkılacağınız, ne diyor bu yazar diyeceğiniz bir bölüm olduğu için ortalara yüzünüzü gülümsetebileceğini düşündüğüm bir şey bırakıverdim :D İyi okumalar ve bu zor zamanlarda sağlıklı ve huzurlu günler diliyorum :D

Bir gün öleceksem, bir yıldız gibi olsun ölümüm isterdim. Uzayda, milyonlarca yıldızın içinde, ve milyonlarca kilometre tüm yıldızlardan uzakta... Etrafım milyonlarca ışıkla kaplı ancak yalnız... Yalnız bir yıldız olarak... Ölümüm varla yok arası! Ölümüm, başkalarının umudu, başkalarının heyecanı, başkalarının dilekleri ile örtülmüş! Hayatın içinden ve hayattan milyonlarca kilometre uzaklıkta. 

Bir gün öleceksem yıldızların altında olmalı ölümüm, kendimi onların arasında bir yıldızmışım gibi hayal ederken olmalı. Bir Yıldız; yeri doldurulamayacak değil, yeri büyük çarpışmalar sonucu milyonlarla doldurulabilecek olan. 

Ben milyarlarca yıldızın arasında, o yalnız yıldızlardan biri olarak öleceğim...

***

Meltem beni uğurlamak için kapıda duruyordu. Bense onun önünde çocuk gibi bir sağa bir sola sallanarak gözlerinin içine bakıyordum. 

"Tatlım, ne oldu? Arkadaşın için üzüldüğünü biliyorum. İstersen okul çıkışı hastaneye gidebilirsin." 

"Şey ben onu demeyecektim. Bir şey isteyeceğim senden."

"Ne istersen kızım, söyle çekinme!" Derin bir nefes aldım. Bazen Meltem ile bu kadar yakın olduğumuz için üzülüyordum. Anneme ihanet ediyormuşum gibi hissediyordum. Ama Meltem için de üzülüyordum. Belki de beni ölen zavallı kızının yerine koyuyordu. Yüzündeki hüzün sürekli canıma okuyordu! 

"Odamı yeniden dekore edebilir miyim? Ama tamamen kendi istediğim gibi!"

"Tatlım bunun için mi bu kadar kıvrandın! Orası senin odan istediğini yapabilirsin!"

"Gerçekten mi?" 

"Gerçekten."

"Peki duvarların rengini değişebilir miyim?"

"Elbette!"

"Ev iğrenç kokarsa ya?"

"Havalandırırız sorun değil!"

"Okul çıkışı Ersin'e bakmaya da gideceğim bilgin olsun o zaman!"

"Tamam canım!"

"Görüşürüz!" diye şakıyıp merdivenleri sekerek indim. Levent balkon kenarına oturmuş bekliyordu. Ben gidecekken:

"Konuşabilir miyiz?" deyince ona baktım. Bana bakıyordu. 

"Niye ki?"

"Dün söylediklerin hakkında!"

"Sinirden öyle konuştum! Boş ver!" diyerek merdivenleri indim. Peşimden geldi. 

"Seni ben bırakacağım okula!" deyince ona baktım. 

"İstemiyorum. Gelip yine arkadaşlarıma mal mal şeyler söylersin sen!" dedim. Belimi sarıp yürümeye devam edince şok oldum. Mecburen ona ayak uydurarak yürüyordum. Nazlı:

HEY KİRACIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin