LP - Other People
'Ruh eşini ilk gördüğün andan sonra her cinsel ilişkisini hissedersin. Vücudunda her ilişkiden sonra sana miras kalan benler oluşur ve o kadar acıtırlar ki, zamanla güçten düşersin.'
|bebeğim kendi bedenin, öyleyse git ve herkesin üzerine yat. Fakat üzgün olduğunda yanında olmayacak, diğer insanlar.
Alnına düşen sarı saçlarını, dudaklarını yalayıp arkaya atarken derin bir nefes verip etrafında toplanan ve adını haykıran kalabalığa göz kırptı. Çığlıklar daha fazla artarken şarkının hızlı tarafına geçilmiş ve Yoongi herkesin ritimle, "Agust D! Agust D" diye bağırışının tadını çıkarmak için saniyelik gözlerini kapayıp memnun gülüşünün dudaklarında sergilenmesine izin vermişti. Çevresindeki dört kamera onun kendi çapında rahatça sergilediği hareketleriyle terli saçlarını karıştırışını çekerken, Yoongi kameraların nerede olduğunu adı gibi bildiği için gözlerini 2. kameranın merceğine bakarak açmış ve sırıtmıştı. O seyirciyi delirtecek her şeyi ezberlemişti artık.
Şarkının son sözleriyle utanmadan dans edişi de tam bu zamana denk geliyordu. Hızlı sözleri hiç zorlanmadan saniyelere yüzlerce kelime sığdırarak ritmine uyduruyor, ellerini kalabalığı coşturmak için aşağı yukarı indirip hareketlerini yapıyor ve çevresindeki fanlarının onun istediği gibi aynı hareketleri yapmasını oldukça tatmin olmuş suratıyla seyrediyordu. Hızlı hareketleri yüzünden sarı ve terli saçlarını saran kırmızı bandanası arada mikronu tutan eline çarpıyor, ama o asla sözlerini bırakmayarak her zaman ki gibi mekandaki ve idol dünyasındaki en iyi rapçi olduğunu belli ediyordu.
Min Yoongi 7 yıldır müzik sektöründeydi ama, 3 yıldır yer altından çıkmayı kabul etmişti. 3 yıldır da Kore'deki en iyi rapçi ünvanını ellerinde tutuyordu. Sert bir alfaydı, feromonları erkeksi okyanus ve çam ağacı karışımıydı. Tabi, her zaman tütünde üstüne sinerdi.
İnsanların bazıları ona o kadar kapılmıştı ki; kokusunu duymak, feromonlarını hissetmek için çıktığı her sahne de ön taraflara büyük paralar yatırıyordu. Yoongi bunu çok iyi bildiğinden ilerleyen saatlerde terlemesi çok normalleştiğinde yüzündeki büyük gülüşle sert feromonlarını devreye sokuyordu. Omegaların kendinden geçmesini utanmadan izlerdi. Ne kadar istendiğini en çok kendisi biliyordu zaten.
Fakat olay şu ki, Min Yoongi'nin çok da büyük çizgileri vardı. Açık açık normal yaşamında, sokakta yürürken, evindeyken ya da arkadaşlarıyla takılırken rahatsız edilmemek isterdi. Karışılmaktan hoşlanmazdı, televizyonda onu laf vurana canlı bağlanıp laflarını yedirmekten utanmazdı ve sözlerini hiçbir zaman esirgemezdi. Kafası iyiyken konsere çıkmış, gizli hayatının çizgisini aşmaya çalışan muhabir ve kameralara küfür etmiş, bazen kavga çıkartmış, idollerin sahne de almaları gereken feromon bastırıcılarını bilerek almamıştı.
Min Yoongi gece kulüplerinden kaçırdığı omegaları kameralara sokmaya da hiç çekinmemişti. Cinsellik hep onun için kolay bir olmuş, aşkı hiç yaşamamıştı. Yoksa yaşamıştı da gereksiz bulmuştu denilmeliydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heartbeat | yoonmin
Fanfiction[omegaverse] "Keşke sevseydin beni. Kaderi hissediyorum sende, kaderi hissediyorum bende." for bal nektarı, @wansthetic