'Dominant alfa ve baskın omegalar ruh eşlerini ilk gördükleri anlarda ağır hislerle baş etmek zorunda kaldıkları için kendilerine gelemezler. Kontrollü değillerse ve çok geçmeden yine aynı ortamda bulunurlarsa kendilerine hakim olmaları zorlaşır. Öyle ki, ruh eşlerine zarar bile verebilirler.'
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
|duygularım çıplak, aklımı kaybettiriyorlar. şuan edepsizim. yüzleşmekten korkma. Sana çok ihtiyacım var.
"Şerefsiz!"
Yoongi tereddüt bile etmeden sert feromonlarını havaya bırakırken Taehyung'un ona karşı hızlı adımları ve muhtemelen yumruk atmak için kaldırdığı eli durmuş, kahverengi saçlı olan dişlerini sıkarak Yoongi'ye karşı koymak için uğraşmıştı. Daha kötüsü siyah saçlı alfaya sözünü geçirebilen sayılı kişilerden biri olan Seokjin, Yoongi'nin kurt tarafının kendini ele geçirmesiyle alfa güçlerinin etkinleşmesi yüzünden nefes almakta bile zorlanıyordu. Diğer müşteriler korku dolu gözlerle dükkanın ortasındaki idolün kim olduğunu anlamanın şaşkınlığı ve kokunun ağır etkisiyle ne olduğunu kavrayamazken, korkutucu bir gülüş yayılmıştı ortalığa doğru.
"Biri bile içeri girmeye çalışırsa onun kafasını bedeninde ayırmakta çekinmem."
Taehyung oynatamadığı bedeniyle sinirden hırlarken, içinden küfür edip yine Jimin'i koruyamadığının bilinciyle çıldırıyordu. Hoseok'u düşündü sonra, kesinlikle büyük olan kafayı yiyecekti. Karşılarındaki kişi Min Yoongi değildi, onun kurt tarafıydı ve kurtlar her zaman agresif olmuştu. Taehyung korkusuna yenilmemek için uğraşsa da gördüğü manzarada parlayan kıpkırmızı alfa gözler hiç iyi değildi, Jimin'e zarar verirse Taehyung nefes bile alamazdı. En yakın arkadaşı şimdiye kadar onun yüzünden acılarından, omuzlarına eklenen benlerden kurtulamazken bu sikik gelip ruh eşine böyle adımlar atamazdı, hakkı yoktu.
Seokjin titreyen bedeniyle zar zor bileğindeki Namjoon'un ismine tutunurken direnerek kafasını kaldırmak için uğraşmıştı. Böyle bir şeyin olacağı elbette aklına gelmişti fakat Yoongi her zaman kontrolü elinde tutmayı bilen biri olmuştu. Kolay kolay vücuduna ya da irade sistemine karşı gelebilen şeyler yoktu ve Seokjin aptallık ettiğini, daha az önce Yoongi'ye nasihatlar dizerken böyle bir konuyu geri plana atmaması gerektiğini anlayabiliyordu. Alfanın kızgın ve aç feromonları yakınında olduğu için kendisine büyük etki ederken, ruh eşinden farklı bir alfaya maruz kalmanın acısıyla midesi ve bedeninde büyük ağrılar meydana geliyordu. Seokjin söz geçirebilen bir omegaydı fakat bir baskın geni bile taşımıyordu. Yoongi'ye böyle bir durumda etki edebilmesi çok zordu. Dudaklarını araladı nefes nefese, seslenmeye çalıştı. "Yoongi, oraya gitme." dedi. "Jimin'i düşün."
Ayakta kalabilen tek kişi olan Yoongi usulca başını iki yana sallamıştı. Ellerinden biri kapı kolundaydı. Gözlerinin kan kırmızısı rengi bir katliamı andırırken, vücudundaki 'Hadi siktir et bunları. Jimin içeride, omegaya git, omegaya git.' diye sayıklanan hücrelerine ters düşerek ön dişleri sivrileşmeye başlamış ağzını saf ciddiyet ve arzudan hırıldayan sesiyle aralamıştı. "Burada kalıyorsun. Herkesi uzak tut."
