0.6

1K 112 304
                                    

Jaymes Young | Infinity

"İki insan birbirini seviyorsa,mutlu bir son yoktur..."

-Ernest HEMİNGWAY


|Flashback end|


Yıllardır gelenek olarak sürdürülen 20.gün toplantıları düzenleniyordu.Bu yılda onuncusu düzenlenen etkinliğe babasını temsili olarak Jin de katılacaktı.Yıllar önce tanıştığı arkadaşı Yoongi ile beraber arabaya binmiş yola koyulmuşlardı.

Toplantıdan sonra eğlenmek için parti yaparlardı.Jin bunu hiç istemese de Yoongi yüzünden gelmek zorunda kalmıştı.Aslında yıllar önce onun eline düşmüş olmasaydı bunların hiçbiri olmazdı.

Sonunda partiye varmışlardı.Jin içeri girdiğinde her zamanki gibi tüm gözler yine ondaydı.

Jin üzerinde ki gözleri umursamadan en köşede ki masaya oturarak içkisini yudumlamaya başlamıştı.

Ama bu sefer daha farklı bir bakış vardı üzerinde.Onu tamamen baştan aşağı yakacak o gözlere tutsak olacak ve yeniden kendini bulmasına yardım edecekti.Daha fazla dayanamayarak gözlerini yavaşça kaldırdı bakışların sahibine.

O an bilmeliydi o kişinin sonsuzu olacağını ama hata yaptı.

Yavaşça ayağa kalktı ve kalbini takip etti.İçkisi elinde bakışların sahibinin yanına gidiyordu.

Diğeri kalkmış yüzündeki hafif bir gülümse ile ona doğru adım atıyordu.Sevdiği adama yaklaşıyordu...

Onun bakışların da yılların acısı,özlemi ve derin tutkusu tutsaktı.

Jin bir anda duraksayarak olduğu yerde kaldı. Karşısında duran kişiye bakmaya başladı.Tanıyordu,biliyordu bu yüzü.Yıllar önce ezberlediği her bir ayrıntısına baktı. Gözlerinden başladı.Sonra dudaklarına indirdi gözlerini.

Vücudundaki değişen detaylara bakıyordu. Hala aynı asalet vardı. Gözlerini onun gözlerine çıkarırken aynı zamanda da korkuyordu.Ama bunu yapabilirdi.Yıllardır bekliyordu. Geri gelmesini. Doya doya sarılmayı,kokusunun değişip değişmediğini merak ediyordu.

Gözleri buluşunca göz yaşları yavaş yavaş dökülüyordu. O,yine aynı şekilde siliyordu göz yaşlarını .Daha da yaklaşarak aralarındaki mesafeyi kapattı. Zarif elleri ile yanaklarına dokunuyordu. Herbir dokunuşu ile Jin'in içinde ki çiçekler tekrar yeşeriyordu.

Dudaklarını gözlerinin üzerine bastırarak önceki gibi öpüyordu.Rahatlatmıştı Taehyung,Jin'i.

Bunlar olurken çevrelerinde yaydıkları feromonlar ise çiçek bahçesi edası ile salonu süslüyordu.Ama bu diğer türleride etkiliyordu. Diğer alfalar saldırmak için an kollarken Taehyung Jin'in elini sıkıca tutarak dışarı çıkarmak için uğraşıyordu. Kalabalığın içinden çıkmak için herkesi itiyorlardı.

Bahçeye çıktıklarında güvende olduklarını kararlaştırarak oturmaya karar verdiler.Jin yüzüne bakmak istemiyordu.Biliyordu gardını indirecekti.

Taehyung ise haklı olduğunu biliyordu. Aramalarına,mesajlarına ve hatta mektuplarına dahi cevap yazmamıştı. Pişmandı. Ama dayanamıyordu. Özlediği,kıyamadığı kişi karşısında oturuyordu. Sarılamıyordu,öpemiyordu ve özlediği kokusunu içine çekemiyordu.

Passion ,taejinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin