Gözlerimi devirerek Rose ve sırf sevdiği kadın onunla aynı yatakta uyuyacak diye bayılma numarası yapan arkadaşıma son kez baktığımda derin bir nefes alarak kapıyı kapatmıştım.
Jisoo benim telaşlı sesimi duyduktan sonra nedense(!) bir anda ayılmış ve iyi olduğunu söyledikten sonra az kalsın bayılacak Rose'yi sakinleştirerek odama gitmem gerektiğini söylenmişti.
Sarhoş Lisa'yı her ne kadar tek bırakmak istemesem de kısa süreliğine ayrılmam içimi rahatlatmıştı.
Tae'nin büyük ihtimalle lobide birilerini ayarttığını bildiğimden kendi odama geçerek yatakta büyük vücuduyla yatan kadına bakınmıştım.
Beni titretecek derecede hayran olunası gözleri kayarken yanına adımladığımda dönmüştü.
"Sonunda minik kızımızda geldi."
Kıkırdayarak yattığı yerden kalkmaya çalıştığında kendini taşıyamamış olacak ki tekrar düşerek bu haline kahkaha atmıştı.
Bana 'minik' demesine mi yoksa ilk defa kahkaha atıyor oluşuna mı şaşırıyor olsam bilememiştim ama bembeyaz dişlerini görmek ciddi manada rahatlatıcıydı.
Her şeyi o kadar güzeldi ki...
"Bayan Manoban lütf-"
Cümlemi dudaklarını dişleyerek kesen kadın, baştan çıkartıcıydı.
"Ağzından çıkan bu iki kelimenin beni nasıl etkilediğinin farkında değilsin, üzücü."
Elleri hayranlıkla bana bakan gözleriyle birlikte vücuduma değdiğinde ne olduğunu anlamadan kendimi onun kucağında bulmuştum.
Sikeyim ki, ne olursa olsun gecenin sonunda illa ki bu sarhoşken tatlılık abidesi kadının kucağında bitmesi büyük bir şanssızlıktı.
"Beni kucağınıza almaktan kesinlikle vazgeçmelisiniz."
Bana çok yakın olan ve muhtemelen şu an nefesimi kesecek olan dudaklarının yakınında konuştuğumda fısıldayışımın tüylerini ürperttiğine yemin edebilirdim.
"Neden? Yoksa yine basit bir kadın olduğumun imasını mı yapacaksın?"
İlk defa onun gözlerinde bir duygu gördüğümde, bunun içindeki küçük kızdan gelen kırgınlık olacağını asla tahmin etmemiştim.
Arabada ona yaptığım imanın o kadar canını yakacağını, hatta bu umursamaz kadının benim söylediklerimi umursayacağını bile düşünmemiştim.
Suçlulukla gözlerimde olan gözlerine baktığımda, sarhoş olduğundan beri ilk durgunlaşmasının benim yüzümden olmasını beklemiyordum.
"Size basit bir kadın iması yapmadım."
Sözlerimle her zaman insanları kırmadan önceki yüz ifadesini takındığında, canımı yakan öldürücü laflarını beklemiştim.
Açtığı ağzını kapatarak büyük kemikli ellerini hareketlendirerek yüzümde gezdirmişti.
"Biliyor musun? Şu sikik mesleği seçip öğretmen olduğum için ilk defa mutluydum."
Kaşlarımı çattım, aniden gelen itirafı kalbimi delicesine çaptırdığında gülümseyen suratı beni öldürecek gibiydi.
Umarım dedim, bunu benim için söylemiştir.
"Neden efendim?"
'Efendim' kelimesini saygı manasında kullanmadığımın farkındalığıyla bana baktığında nane kokan nefesleri suratıma çarparak geri dönüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
teacher || jenlisa
Short StoryTüm sınıfın ilk defa bu kadar sessiz olduğunu fark ettiğimde yanımda oturan en yakın arkadaşımın gözlerini hayran bir şekilde sınıfına adımını attığı andan beri herkesin taparcasına baktığı kadından bir an olsun çekemediğini fark etmiştim. Kusursuz...