10

4.5K 267 289
                                    

Bacaklarımı üst üste atarak aramızda bir yakınlaşma olmamış gibi kaşlarımı kaldırarak tüm masanın ağzı açık şekilde beni izlediğini fark etmemiş gibi yapıyordum.

Pekala, yaptığım şey hakkında gram fikrim yoktu ve hareketimden saniyesinden beri pişmandım.

Lisa güzel gözlerini büyüterek hala bana bakarken kıkırdayarak garsonun masaya bıraktığı menülere uzanmıştım.

"Ne yiyeceksiniz? Omletlerinin güzel olduğuna eminim."

Hala aynı şekilde duran Jisoo sorumla kendine gelince ilk önce kısa bir küfür etmişti. Bunın onun sonra konuşacağız deme şekli olduğunu bildiğimden gözlerimi merakla Rose'ye çevirmiştim.

"Bayan Park?"

Sorumla kendine gelerek bana naif bir gülümseme sunan kadın, tam karşımda duran edebiyat öğretmenimin sinir dolu nefes seslerini duymama sebep olmuştu.

"Sen güzel diyorsan öyledir. Bize dört Fransız kahvaltısı ve dört kahve."

Cümlesini güzel aksanıyla yanımızda bekleyen garsona ilettiğinde arkadaşıma özür dileyen bakışlarımı göndererek konuşmuştum.

Ne derler bilirsiniz.

Kıskandırmaya giden yolda her şey mübahttır.

"Saçlarınızın rengi... Fazla etkileyici olmuş."

Tae ne yaptığımı anlarcasına sinirden kırmızıya dönen Jisoo'ya kısaca öksürdüğünde, utangaç fakat hala naifçe konuşan kadına dönmüştüm.

Bilirsiniz, vahşi kadınlardan hoşlanmasam ilk tercihim kesinlikle bu kedicik olurdu.

Fakat bir Lalisa Manoban değildi işte.

Kimse de olamazdı.

"Oh şey, teşekkürler..."

Utançla servis edilen tabağına döndüğünde Tae ortamı alevlendireceğin dair bana piç gülüşü attığında, onu şu çok istediği 'süper havalılar' grubuna dahil etmek konusunda düşünmüştüm. Bu şerefsiz tam olarak bizdi.

"Bayan Manoban?"

Karşımdaki kadın Rose ile olan kısa muhabbetime sinirlendiğini göstermek istemezcesine omletini bölerken çıkardığı hıncıyla buradaydı. Ateş saçan gözleri kırmızı kafalı arkadaşıma değdiğinde, aldığım hazla gülümsemiştim.

Çatalımla, böldüğüm kruvasanı ağzıma aldığımda Tae kıpkırmızı olmamı sağlayacak cümleyi kurmuştu.

"Bay Park ile nasıl gidiyor?"

Lisa elindeki bıçağı sertçe tabağına bıraktığında oluşan sesle bize dönen bir kaç kişiyi önemsemiyormuş gibiydi. Derin bir nefes aldığımda duvarlarını kat be kat daha genişletmiş kadın soğukça konuştu.

"Sana öğrencilerime özel hayatımı açacağımı düşündüren nedir?"

Küfür etmemek için dişlediğim dudaklarımla 'genelde öğrencilerine sevişmeyi mi teklif edersin' cümlesini kurmamak için kendimle savaş halindeydim.

Bir yandan bizi dünyanın en küçük şeyi olarak görüyordu fakat bizim sikik bilgi yarışmamız için New York'a kadar gelmiş miydi?

Siktir oradan.

Kıçımla gülerdim.

Tae sinirle dişlediği dudakları ile ona küçümseyici bakışlar atan kadına cevabı geciktirmemişti.

"Hayır. Genelde sevgilileriniz diğer erkeklere hatta sizin özel hayatınızı açmadığınız öğrencilere sapık tekliflerde mi bulunur bunu öğrenmek istiyordum."

teacher || jenlisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin