BÖLÜM 4: Gizemli Adam

17 1 0
                                    

Spencer ısrarla yerdeki çaresiz halime öylece korkuyla bakıyordu. Bana doğru bir hamle yapacak oldu ama geri çekildi, benden korktuğunu hissettim.
"Spencer, sana git diyorum. Git ve ambulansı ara!" diye ısrarla bağırdım. Gözlerinin içine baktım. Bir anda gayet soğukkanlılıkla dediğimi dinlemiş ve arakasını dönüp sınıftan çıkmıştı. Şimdi ne yapacaktın Sky? Böyle iğrenç bir şeyi yapan sendin ve bunu sen düzeltmeliydin. Açıkcası hala kendimde değildim. Doymamıştım ve açlığım yerdeki kızın yanında durdukça şiddetleniyordu. Yeter artık! Burdan bir an önce gitmeliydim. Sınıfın kapısından çıkıp kanlı ellerimle dikkat çekemezdim. Etrafıma bakındım. Çıkış için uygun sadece üç tane pencere vardı. Olduğum yerden doğruca doğruldum. Pencerenin önüne doğru yürüdüm. Bu sırada ön bahçeden gelen siren seslerini duyabiliyordum. Tanrım! Bana ne oluyor böyle? Yaklaşan polislerin telsizinin cızırtısını buradan duyabiliyordum. Düşün Sky, düşün. Sınıfımız üçüncü kattaydı. Aslında bir yükselti bulup onun üzerine camdan atlayabilirdim. Peki bu cesareti kendimde bulabilecek miydim? Etrafa göz gezdirirken pencerenin kenarından aşağıya kadar uzanan boruyu fark ettim. Kollarımı sarabileceğim ve aşağıya inebileceğim derecede genişti.Hadi Sky! Başarabilirsin. Bu son şansımdı. Sirenler gittikçe yaklaşıyordu. Pencerenin kolunu çevirdim ve hızlıca açtım. Ah! Az kalsın unutuyordum. Sıranın üstünde duran çantamı omzuma geçirdim ve ellerim yardımıyla cama tırmanmam salise sürmemişti. Artık yaşadığım şeylere şaşırmamaya başlamam gerektiğini anladım. Neyse, bu benim şuanlık işime yarar. Boruya doğru camın mermerine basarak yavaşça yürüdüm. Boruya geldiğimde derin bir nefes aldım ve sanki itfaiye direğinden inercesine boruyla aşağıya kaymaya başladım. Kahretsin! Boru zemine kadar ulaşmıyordu. Sadece bir kat inebilmiştim. Hala atlanacak mesafe değildi. Ellerimi boruya iyice doladım ve aşağıya baktım. Yakınlarda zıplayabileceğim bir zemin de yoktu. Son çare kendimi bırakmaktı ki zaten bir kaç saniye içinde kollarım dayanamayıp istemsizce bir düşüş yaşanacaktı. O yüzden kendimi aşağı bıraktım. Lanet olsun! Ah..! Yere düştüğümde kanayan ve ağrıyan dizim, kolum ve bacağım dışında iyiydim. Toparlanacak gücü kendimde bulabilecek miyim derken elimdeki yaralar bir anda yok olmaya başladı. Elime bir kaç kez diğer elimle yokladım. Hayır,gerçekten yaralar gitmişti. Acının da geçmesiyle beraber hayretle ayağa kalktım. Üstüm başım kan içinde kalmış olsa da sanki küllerinden doğmuş bir Anka kuşu gibi hissediyordum. Her uzvum sanki yeniden oluşmuşlar gibi rahat hissettiriyordu. Şimdi ne yapacaktım? Kara kara bunu düşünürken en sonunda en doğrusunun eve gitmek olacağını düşündüm. Arka bahçede olduğum için ön taraftan çıkmayı göze alamazdım. Arkada bildiğim bir geçişten geçerek evimin yoluna giden sapağa girdim. O da ne? Bir hışırtı sesi duymuştum. Buna eminim çünkü kulaklarım son günlerde nedenini bilmeyerekten çok keskindi. Sanki birisi bir yaprağa yavaşça basıp ayağını geri çekmişti. Arkama döndüm ve uzun uzun etrafa baktım. Kimse yoktu ve işin saçma tarafı buydu. O sesi kim çıkarmıştı? Ya da ne? Gözlerimi kısıp uzağa doğru baktım. Bir sincap da olabilir diye düşündüm. İlerlemeye devam ettim. Yine aynı ses! "Kim var orada? Beni takip mi ediyorsunuz?" diye boşluğa bağırdım. Tabii ki cevap alamadığım bir soruydu bu. Bugün yaşadıklarımdan sonra bir dramı daha kaldırabilecek değildim. Devam etmeye karar verdim ve tekrar önüme döndüm. Önüme döndüğüm sırada bir çığlık attım. Önümde 20-23 yaşlarında uzun boylu siyah saçlı bir erkek dikiliyordu. Aramızda üç santimetre vardı yoktu. Gözlerinin içine baktığımda hafiften sarı-bal rengi karışımı olduğunu fark ettim. Hemen geri çekildim. Ürkütücü bir havası vardı. Ağzını konuşmak için açtığında korkudan altıma kaçırabilirdim.Oysaki diyeceği şey "Merhaba. Ben Pablo." oldu.

Arkadaşlar seneler sonra küçükken merakımdan deneyip yazmış olduğum bu hikayeyi buldum ve okuyarak kahkahalar attım. Ama aynı zamanda yazmayı özlediğimi fark edip bir bölüm de olsa devamını getirmek istedim. Hem de neden olmasın? Yazı yeteneğimin ne kadar geliştiğini buradan anlayabiliriz belki. Hikayeye o kadar klasik başlamışım ki dönüşü yok klasik gidiyor. Stilimi beğenirseniz gerçekten yeniden farklı bir hikayeyle başlayabilirim.Şimdiden teşekkürler. :)

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 05, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

OLAĞANÜSTÜ HAYATIM.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin