🗝10

712 70 11
                                    

Oy vermeyi unutmayın! Önceki bölüme de

"Anlamama izin vermiyorsun bana hiç bir şey anlatmıyorsun!! Lanet olsun ben senin erkek arkadaşınım , sevgilinim!!"

"Evet sonunda bunu itiraf edebildin, sana inanamıyorum sen benim sevgilimsin nasıl böyle düşünürsün?!? Nasıl seni aldatacağımı düşünürsün?!?! Lanet olsun seni çok seviyorum ve senin bu saçma hareketlerinden dolayı kendimi sınırlıyorum , o gece, dün gece buna izin verseydim sonra da bana gelip ne kadar ucuz olduğumu mu soracaktın?!? Sana inanamıyorum cidden!! Seni böyle çok severken, sana aşıkken, içimdeki şüphelere rağmen sana kendimi açmışken, sen, bana neler diyorsun!! Yazıklar olsun! Lanet olsun Taeyong Lisede beni kandırdı benimle çıktı ve daha sonra beni rezil etti ona verdiğim sırlarımı herkese yaydı!! Ona da aşıktım Jungkook, onu da çok sevmiştim, ama şimdi ona karşı tükenmiş olan bir nefretim var artık!! Bunu senden saklama sebebim, korkmam, korktum tekrar yaşamaktan korktum lisedeki üç yılım zehir oldu, tekrar yaşamak istemedim ama sağol ya sayende böyle bir şüphede de durmayacağım, kendine iyi bak sevgilim artık rahatça koluna kız takıp beni görmezden gelebilirsin ya da bana inanmak yerine yıllar öncesinde bıraktığım dün bana özür dilemek için yalvaran piç kurusuna doya doya inanabilirsin"

Bir anda neler püskürdüm bilmiyordum ama aklıma ne geldiyse söylemiştim bundan belki de pişman olacaktım ama yine de söylemiştim

Evet onu hala çok seviyorum ama gidip de ona inanması, bu çok kötüydü, bana inanmıyordu açıklama yapmama bile izin vermiyordu

Arkamı dönüp kapıyı açtığımda peşimden gelmeyeceğini anlamıştım
Ben olsam en azından peşinden gelir ve beni affetmesi için yalvarırdım
Tekrar ona döndüm ve içimi parçalasa da kelimeleri teker teker döktüm

Bunu kalbim kaldırmıyordu ama beynim doğru yaptığımı söyleyip duruyordu

"Jungkook"
Dedim adı çok güzeldi keşke bu adını doya doya her gün ona söyleyebilsem
Ama çok geçti yapamazdım artık
Sevgilim bize ne yaptın böyle?

Adını seslenmem ile bakışları yerden ayrılıp benim gözlerime tutunmuştu kızarık gözleri resmen ben buradayım diyordu
Gözlerindeki damarlar kırmızının en zirve tonunu almış, beyaz tonunu yok etmişti

Gözleri bana baktığında hala ona sarılma fikri kalbimi dürtüp duruyordu
Beynim ise bir yumruğu hakettiğini söylüyordu

Tanrım aklım ve kalbim neden aynı şeyleri düşünmüyordu?

Bana 'yapma, dur bunu bize yapamazsın' der gibi bakarken içimdeki acıyı arttıran kelimeleri bir bir sıraladım

"Seni çok seviyorum, belki bunu anlamayacaksın ama seni gerçekten çok seviyorum, tekrar ihanete uğramak güzel değil ama ilki kadar acıtmadı sanırım alışıyorum, umarım kolay bir ayrılık olur, ayrılalım Jungkook "

Dediğimde gözlerinde göl misali olan göz yaşları bir boşluk bulup göz pınarlarından şelale gibi akıp gitmişti

Ben zaten halimi düşünemiyordum, belki de ağlamaktan göz altlarım morarıyordu , ayrılık kolay olmalıdır ama hiç bir zaman kolay olmaz hele ki çok seviyorsanız

Bana 'hayır' diyordu bunu kim görse anlardı
Bir adım atmıştı ama yürüyemecek gibiydi yanıma gelmeye cesaret edemiyor muydu? Yoksa hali mi yoktu?

LİTTLE BOYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin