🗝18

568 62 24
                                    

Belki de en sevdiğim bölüm oldu
beğenmeyi unutmayın !!!
Yorum sınırı varrrr
20 yorum


Bakışlarımı ne kadar denesem de onun yüzünden ayıramamıştım ona hipnotize olmuştum adeta gözlerim ondan başkasına bakmıyordu

Bu çok kötüydü benim için çok kötüydü
Onu düşünmemeliydim ona bakmamalı asla da onun olmamalıydım artık
Ama kalbim bana ihanet ediyor ilk gün gördüğüm gibi ritmini unutmadan atmaya devam ediyordu

Kitabımı kapattım ve kendimi kandırmayı bırakarak ayağa kalktım bir adım iki adım derken ondan uzaklaşmak da bana kötü hissettiriyordu kalbim ağrıyordu ona geri dönmem gerektiğini düşündürüyordu
Ona dönüp tekrar olmayı denemeyi önermemi istiyordu
Ama beynim her zaman olduğu gibi kalbime küfürler yağdırıp beni kendime getiriyordu
Beni bir üniversite için terk eden adama tekrar bakmak yüzsüzlük diyordu

Ona tekrar baktığımda hareketlendiğini gördüm nedense içimde ondan saklanma hissi vardı adımlarımı hızlandırarak ordan uzaklaştım kütüphaneden hızla çıkıp bahçeye kendimi attım tanrım kalbim inecekti
Elbet bir gün beni görecekti biliyordum ama korkuyordum
Tekrar yüzleşmek istesem de içimde bir korku vardı
Anlatılmaz ama yaşanması kötü olan korku

Karşıdan bana gülerek gelen Jennie ile ona bakıp gülümsemeye çalıştım

"Lalisa benim dersim yok senin de bittiyse beraber bir yerlere gitmeye ne dersin?"

"Olur gidelim"

Benim koluma girmiş beni de kendiyle beraber götürmeye devam etmişti
Ona alışmıştım
Jisoo benim ne kadar en iyi arkadaşım olsa da o da olabilirdi
Rose'yi de en kısa sürede arayıp ne yaptıklarını sormam gerekiyordu

Bir kafede oturmuş kahve içerken aynı zamanda sohbet ediyorduk
Kafenin küçük ve şirin olmasıyla beraber insanların konuştuğu amerikan aksanı beni etkiliyordu
Jennie'de de bu vardı ama biz genellikle korece konuşuyor veya küçük ve tatlı olan İngilizce kelimeler kullanıyorduk

Oturduğumuz kafe kalabalık olmasına rağmen sessiz ve sakin bir yerdi
Çalışanlar ordan oraya koşuşturuyor sipariş alıyor ya da masaları siliyorlardı

Jennie ile koyu bir sohbete girmiştik ona ailemden ve arkadaşlarımdan bahsettim o da bana ailesinden bahsetti
Zengin ve varlıklı bir aile olduğunu açıkça belli etmese de ben anlayabilmiştim

Uzun ve koyu bir sohbetin ardından hesabımızı ödeyip yolda beraber yürümeye başladık beni yurda bıraktı daha sonra kendisi de taksiye binip evine gideceğini söyledi

Turdun kapısından girip binaya girdim bir hizmetli bulup ona müdürün odasını sordum söylediği yere gidip adımı verdim ve benim için uygun olan bir odayı bana verdiler yalnız kalabileceğimi söylediler bu garipti galiba burs yüzünden kendime ait bir odam vardı

Eşyalarımı yerleştirip üstüme rahat bir şeyler giydim aşağıda olan yemekhaneye gittim her yer dolu olduğu için boş yer bulmak zor olsa da bulmuş ve yemeğimi alıp yemeğe başlamıştım buradaki tek yemek yiyen kişi ben değildim sarı saçları olan bir kız gördüm kırpmaları vardı sessiz birine benziyordu yemek tabağımı alıp onun yanına gittim ilk önce merhaba desem de beni garipsemişti

LİTTLE BOYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin