İnsanların iki çeşidi vardır...
Biri korkak diğeri daha korkak.
Aslında hepimiz korkağız. Ben hiçbir şeyden korkmam diyen bir insan bile hayatında bir kere bu korkuyu tatmıştır.Aslında korkak olmak daha kötüdür.Çünkü insan korktuğu şeyi bilmeli,ona dayanacak gücü ilk önce kendinde bulmalıdır.Ama korkaklar daha korktuklarını bile kabullenmezler. Daha korkaklar gelelim...Onlar neden korktuklarını adları gibi bilirler.O korkuyu kendileri yönetirler aslında ve en sonunda o korkuya dayanacak gücü kendilerinde bulduklarında o korku kendileri olur...Kaçarsan kovalanırsın kaçarsan kovalanırsın Ege bunu dediğinden beri aklımda bu iki kelime var. Eve geldiğimden beri. şunu düşünüyorum.Ege ne yaşamıştı.Tamam annesini ve kız kardeşin kaybetmişti ama o bakışlar sadece bu kadar değil diyordu... O bakışlar çaresizdi beni kurtar diye bağırıyordu sanki. Karnım açıkmıştı bende odamdan çıkıp mutfakta bir şeyler atıştırdıktan sonra
oturma odasına gidip koltuğa uzandım.Biraz kanallarda gezindikten sonra otur otur nereye kadar dedim içimden. Acaba dışarı çıkıp biraz hava mı alsam. Hem kafamı da dağıtmış olurum.Son dakika kararıyla odama gidip üzerimi değiştirdikten sonra küçük el çantamı alıp:"Anne ben çıkıyorum."
"Nereye kızım."
"Biraz hava alacağım bir saate dönerim."
"Tamam, dikkatli ol."
"Tamam hadi öptüm."Evden çıktıktan sonra o civarlar da ki bir alışveriş merkezinde bir kitapçıya girip -en
sevdiğim şey olan- kitapların arasında gezip orada olan kitaplara bakamaya
başladım.Aslında herkesin bir hobisi vardır ya benimde hobim buydu. Beni
burada bıraksalar saatlerce burada kitaplara bakar dururum.En sevdiğim
kısım şiir kitapları kısmıdır.Bende orada yeni çıkan şiir kitaplarına bak-
maya başladım. O sırada daha önce hiç görmediğim bir şiir kitabı vardı.
Merak edip kitaba uzandım ki:"Deniz n'aber." Bu Adaydı.Onu gördüğüme çok sevinmiştim. Bende
"İyidir senden n'aber."
"İyidir bende biraz gezeyim dedim sen ne yapıyorsun?"
"Bende evde sıkıldım öyle kitaplara bakayım diye geldim."
"Starbucks bir üst katta istersen biraz orada oturalım hem de senle dertlerimiş oluruz."Biraz kararsız kalsam da:
"Tamam gidelim ama anneme bir saate eve dönerim dedim.Ona göre."
"Ay, tamam hele bir çıkalım üst kata!"
"Hemen de sinirlendin."
"Tabi sinirlenirim. Alt tarafı bir şeyler içmeye yukarı kata çıkacağız.Bunu bu kadar düşünmene gerek yok." Aslında
Ada haklıydı çünkü şu hayatta düşünmeden karar verdiğim hiç bir şey yok. Annemler de bu durumdan şikayetçi olsalar da bunu değiştiremiyorum.Her insanın hayat-
ta bazı korkuları vardır. Benim de en
büyük korkum pişmanlıktır.Eğer bir
şeyin durumu benim kararlarıma bağlıysa bunu sürekli düşünürüm.
Olabilecek her şeyi... Çünkü doğru düşünemeyeceğim bir şey ilerde çok büyük felaketlere neden olabilir...Sesimi çıkarmadan yürüyen merdivenlere doğru yürüdüm. Sonra Ada
tüm sessizliği bozarak "Deniz sana bir şey soracağım.""Tamam sor."
"Şey... Benim annem ve babam boşanıyor ve vekaletimi kime verdireceğim konusunda hiç bir fikrim yok."Ne diyebilirdim ki bu onun kararı.
"Ben çok üzüldüm ama bu kararı kendin vermen gerekiyor.Sonuçta onlarla ben değil sen kalacaksın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ege'nin Denizi
Teen FictionAşk sevmek mi dir sevilmek mi. İşte bunun cevabı için bir de benim hikayemi siz dinleyin. Bazen gerçek aşkı bulmak bu kadar zor mu diye isyan edeceksiniz. Bazen sevmek bu kadar zor olabilir mi diyeceksiniz. Ben de bunları dedim. Hayata karşı hep isy...