Hermione yavaşça elindeki dosyaları yerine bıraktı. Bugün fazlasıyla yorulmuştu. Kimse onu zorlamıyordu tabi ama o ev cinleri için daha çok çalışmak istiyordu. Kapının sesiyle kendine biraz çeki - düzen verdi ve " girin.." diye bağırdı. Gelen kişi ile mutlulukla ayağa kalktı ve sarıldı.
"Aptal! Hani işin vardı..." dedi Hermione.
"Evet ama seni çok özledim.." dedi Edison yanağına minik bir buse kondururken.
"Asıl amacınız mr. Watersun?" Diye sordu Hermione.
"Sizinle minik bir akşam yemeği mrs. Granger..." dedi Edison. Hermione ona tereddütle baktı.
"Bilemiyorum Eddy fazla yoğunum.."
"Ah hadi ama Mione... Kendini fazla yoruyorsun.."
"Senin farkın var sanki!" Diye takıldı Hermione. Edison'un yüzünü daha ciddi bir ifade aldı."Mr. Potter benden fazla şey bekliyor.. Ya da beni hiç sevmiyor.. " dedi Edison.
"Yapma Eddy... Seni sever. İyi bir seherbazsın... O sadece... işini çok ciddiye alıyor.." dedi Hermione sesindeki kırıklığı ustaca gizleyerek.
"Hermione acaba o seni -"
" Hayır ! Edison o konu kapanalı çok oldu! Lütfen bu konuyu açma..."
"O zaman neden, hala onunla görüşmekten kaçıyorsun? Üç yıldır kardeşlerim dediğin insanlarla görüşmüyorsun... " dedi Edison.
"Sadece kendimi hazır hissetmiyorum Eddy... Zamana ihtiyacım var."
"Zaman? İki yıldır konuşuyoruz ama daha ciddi bir karar alamadık!" Dedi Edison. Hermione sustu ve acıyla gözlerini camdan dışarıya dikti.
"Ben onu unutmalı çok oldu..." diye fısıldadı Edison'a bakmadan.
Ancak bu kadar can yakabilirdi...
"Biliyorum tatlım... Seni seviyorum"
"Ben de seni seviyorum Eddy..."
Camdan gelen minik tıklatma ile camı açtı. Kahverengi, cüce bir baykuş mektubu Hermione'ye verdi ve hemen uzaklaştı. Hermione merakla mektubu açtı ve okumaya başladı.Hermione,
Seni ne zamandır göremiyoruz.. Özlettin kendini hem de fazlasıyla... Ron yüzünü unuttuğunu söylüyor - Ah Ron! Hem bizi hala Edison ile tanıştırmadın. Şimdiden söyleyeyim - sanırım hamilelik hormonları - Ginny onu rahat bırakmayacak. Bu aralar komik anlar yaşanıyor buralarda. Ginny'nin hamileliğini hiç böyle hayal etmemiştim. İçinden piskopat çıktı - Klasik Ginny işte..Küçük Rose seni çok özledi - belki daha üç aylık ama kalbi büyük ablası...Ah sana anlatmalıyım, dün Draco ve Ron en çok kurabiye yeme yarışması yaptı. Sanırım sonucu tahmin edebiliyorsun... Her yer kurabiye kırıntısı ve iki hantal ayı! Sanırım asla büyümeyecekler... Draco öyle heyecanlı ki, Ginny'ye her istediğini alıyor - Sanırım bu durumu biraz kullanıyoruz. İtiraf etmeliyim ki biraz kıskandım - Ron tam bir odun, seni dinlemeliydim... Hermione bir yıl oldu. Seni özledik, hepimiz... Neden bizi cezalandırıyorsun? Sadece mektup yazıyorsun ve bir tek Rose'un doğumuna geldin. En son Ginny ve Draco'nun düğününde beraberdik! Yani teknik olarak seni üç yıldır görmüyoruz! Edison ile birlikte yarın akşam bizim evde bir araya gelelim diyoruz - eski tayfa. Yani... Harry de burada olacak. İtiraz istemiyorum!
Pansy Weasley"Eee gidiyor muyuz?" Dedi Edison pis bir sırıtışla. Hermione ona gülerek baktı.
"Elbette gidiyoruz! Rose'u çok özledim..."
"Ciddi olamazsın... Onu en son gördüğünde bir günlüktü!" Dedi Edison gözlerini büyüterek.
"Pekala belki de Ginny ve Pansy'yi de özlemişimdir..." Edison ona tek kaşını kaldırarak baktı.
"Pekala! Ron ve Draco 'yu da özledim! Oldu mu Edison Watersun!"
"Kesinlike Hermione Granger!" Hermione bunun üzerine gülümsedi ve dosyalarını toparlamaya başladı.
"Hermione mr. Potter' a yazacağım raporu yazar mısın?""Hermione mr. Weasley'e yazacağım raporu yazar mısın?"
Hermione gülümseyerek Edison'a baktı.
"Elbette yazarım Edison... Yarına hazır olur."" Elbette yazarım Harry... Yarına hazır olur."
Hermione'nin gözünden bir damla yaş aktı ama o hemen sildi. Onların arasına zaman girmişti... O artık sadece buruk bir anıydı... O kadar... Daha ötesi artık asla olamazdı... Anılar hiç canlanır mıydı? Hem o artık Edison'u seviyordu... Her şey için artık fazla geçti...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Derin Sevgi
FantasySevgi zamanla biter mi? Yoksa içinizde bir yerlerde daha fazla mı büyür? Tutulmayan bir söz ve kırılan bir kalp... tuzla buz olmuş cam bir vazo tamir edilebilir mi? Ama sevgi en güçlü sihir değil miydi? Sihirle herşey mümkün değil miydi? Belki de t...