Aşkın gizemi, ölümün gizeminden daha büyüktür.
Gözlerimi sıkıca kapatmış olanları düşünmemeye çalışıyordum. Şuan burada olmadığımıza, yüzüme yakın hissettiğim nefesin penceremden içeri sızan rüzgar olduğuna ve yatağımda yattığıma kendimi inandırmaya uğraşıyordum. Bu sırada duyduğum ses ile kuzeyin omuzlarını sıktım onunda nefesini tuttuğunu farkettim. Gözlerimi yavaşça açıp tuttuğum nefesimi serbest bıraktım. Kuzey yavaşça arkasını dönerek karşısında ki 13-14 yaşlarındaki küçük çocuğa baktı.
-Burası bizim siz kimsiniz!
-Biliyoruz senin olduğunu al şu parayı ve sus!
Şaşkınca Kuzey'e baktım.
+Biraz kibar olmayı denesen?
Bize anlamsız bakışlar atan çocuk sonunda kendine gelmiş olacak ki Sağol abi diyerek yukarıya doğru yöneldi.Çocuk yukarı çıkarken Kuzey bana döndü.
-Arabayı almaya gidiyorum. Beni bekle! Sakın saçma bir şey yapma bir de seninle uğraşamam.
Sinirle arkasından baktım ve dil çıkardım.Algının sesi iyice gitmişti çünkü çıkmaz sokakta olduğumuz için bağlantı kopmuştu.
+Benimle laf yarışına girme de git al gel
Hızla gözden kaybolurken yara bere olmuş ayaklarıma bakıp sıkıntı ile iç çektim. Başıma gelmeyen bir bu kalmıştı zaten ve mükemmel bir şekilde bundan da nasibimi almıştım. Bir kaç dakika sonra gelen Kuzey'le arabaya hızla bindim ve çantamdan telefonumu çıkardım. Algın'ın numarasını tuşlayıp sesi dışarı verdim eminim ki çok sinirliydi.
-Ne var!
-Senin şu sikik planın yüzünden geberiyorduk!
Kuzeyin sert sesi ürkmeme neden olurken yerimde huzursuzca kıpırdandım.
-Bana bak kuzey zaten çok sinirliyim yemin ederim acımam.
-Sizin gibi iki ruh hastası ile ortaklık yapılmayacağını biliyordum!!
Algın'ın duvara attığı her neyse büyük gürültüye neden olmuştu. Sakinliğini koruyan tek kişi olarak işim zordu. Yutkunarak dinlemeye devam ettim.
-Bana bak komutan senin de ailen gözünün önünde terör örgütüne yem olduktan sonra bakırköy'e gittiğini biliyorum kes sesini ve beni dinleyin!
Kuzeyin kasılan kolları ve direksiyonu sıkı bir şekilde tutması, alnındaki çizgilerin sert bir hal alması beni geriyordu.
-Biri bizi biliyor. Kim olduğunu bilmiyorum ama biliyorlar.
O sırada karşıdan gelen silah sesi ile çığlık attım. Algın'ın telefonu kapanırken korkuyla Kuzey'e baktım.
+Algın'a bir şey oldu ona bir şey yaptılar!
-Bağırma sakin ol gidiyoruz o kendini eminim korur.
Arabayı ne kadar hızlı kullanıyordu bilmiyorum ama evler ve ağaçlar ışık hızı ile geçiyordu. Her geçen saniye korkum dev gibi büyüyordu. Evin önüne geldikten sonra koşarak indim. Eve girdiğimde kırık camlar delik deşik olmuş masa beni karşılamıştı ama algın yoktu. Algın'ın çalışma odasından boğuşma sesleri geliyordu. Kapıyı açmaya yeltendim fakat kilitliydi. Peşimden gelip kapıyı hızla kıran kuzey ile birlikte içeri girdim algın 4 kişi ile kavga ediyordu. Fazla yara almıştı hızla bacaklarına sıktığım silah ile yere düşen birinin kalbine ayağımı bastım.
+Siz kimin köpeğisiniz lan!
Adam acı içinde çırpınırken diğeri konuştu.
Y-yasin K-Kaşıkçı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VI AĞUSTOS
Actionİnsanın yaradılışında vardı kaybetmek, kazanmanın olduğu kadar. Beyin ve kalbin yıllarca süregelen bir savaşı vardı ortada. Duygular mı kazanırdı yoksa mantık mı? Ne yönde ilerlemeyi seçtiğimiz önemliydi aslında. Elimizden kayıp gidenlerin peşinde...