Onlarca hayat vardı.
Herkesin derdi kendine göre büyüktü. En fazla ne yaşamış olabilir dediklerimiz, onların kalbine yüktü.
Genç kız düşündü.
Onların hayatı yıpranmamıştı,
belki de ömürleri hep kıştı.❄
Bazen insan, içinde bulunduğu durumu, duyguyu algılayamaz. Ne yapacağını, ne diyeceğini, ne şekilde hareket edeceğini bilemez, eli ayağı birbirine dolaşır.
İşte içinde bulunduğum durum tam olarak böyleydi.
Üzerimde tanımdağım genç bir adam vardı. Her yerim ıslanmıştı ve kalbim deli gibi çarpıyordu.
Neden böyle olmuştum ?
Muhtemelen hiç tanımadığım bir insan üzerimde olduğu içindi.
"Aptal! Hazal. Diğer bir ihtimal aklına bile gelmememişti."
Oysa sen zeki bir kızdın.
Neden gözlerime kitlenmiş bir şekilde bakıyordu ki. Gözlerimin diğer yeşil gözlü kızlardan pek fazla bir farkı yoktu.
Peki neden böyle büyülenmişcesine bakıyordu gözlerime ?
İlk defa böyle bir durum yaşıyordum. Daha önce bir erkekle bu kadar yakın bir temas halinde olmamıştım. Fena bocalamıştım.
Sanki dilim tutuldu, üzerimden kalk diyemedim.Çünkü ben asla erkeklere yapışan bir kız değildim. Bana yakinen temas halinde olmak isteyen erkekleri şuana kadar hep dövmüştüm. Bence olması gereken buydu.
Çünkü erkeklerin oyuncağı olmak bana çok ters gelen bir durumdu. Herkese de bu durum ters gelmeliydi yoksa, kadınların varlığı hepten yok olurdu.
Erkeklerle yakın temas halinde olan kızlardan da nefret ederdim. Kızlara zorla yaklaşmaya çalışan erkeklerden de. Tabi onlara erkek denilirse. İşte bu huyum yüzünden dövmediğim erkek kalmamıştı.
Boyuma göre zayıf olmama rağmen benden katbekat iri erkekleri tek hamleyle alt edebiliyordum. Bana göre Allah tarafından bahşedilen bir özellikti ama insanların çok farklı düşünceleri vardı. Özel bir eğitim aldığımı düşünenden, kavga sırasında bıçak çıkardığımı düşünene.Hatta sihir güçlerimin bile olduğunu düşünen vardı. Bense onların bu dediklerine verdiğim tek cevap gülmekti.
Gerçekten komiktiler.Hak edeni dövmek en büyük huyumdu.
Ama neden şimdi bu huyum baş göstermemişti ? Şuan hiç bişey düşünemiyordum.
Tüm algılarım kapalıydı.
Tam üzerimden itip benden izinsiz bana temas halinde bulunduğu ve üzerime şemsiyeyi neden tuttuğu için canına okuyacaktım ki, boğazını temizleyip,
hemen ayağa kalktı ve beklediğimin
aksine bir tepki verdi."Kızım, sen delimisin ? Ne diye itiyosun beni ?" Utanamaza bak ya bide bana suç buluyordu. Tabi, ben hiç pabuç bırakırmıyım.
"Evet, deliyim." Yüzüne hiç bakmadan yere düşen çantamı aldım. Arkamı döndüğümde yüzünde alaycı bir gülümseme vardı. "Bak, seen! Bide deliymiş. Sen deliysen, ben zır deliyim."
Hala zeytinyağı gibi üste çıkıyordu. Erkek değil mi? Topuda aynıydı. Benim dilimin kemiği yoktu ki. Cevap vermeden duramaz, asla altta kalamazdım.
"Allah, Allah küçük efendiye bak sen. Zır deliymiş bide. Söyle o zaman zır deli. Ne diye şemsiyeni üzerime tutuyorsun ?"
Sanki, ona onu neden öldürdün
demişim gibi yüzüme baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZİNCİR
Roman pour AdolescentsBir kadın ruhunu yüreğiyle kelepçelemişti. Yüreğinin etrafına sarılı zincirlerin kilidini kırabilecek tek bir anahtar vardı. Bir gün zincirler kırıldı. Lavanta kokulu kadın, Okyanus kokan adama aşık oldu. Kadın; Kalbinin odalarında lavantalar açacağ...