Odanın karşısında bulunan cam'dan gördüğüm kadarıyla,hava hala karanlıktı. Sabah mı,akşam mı olduğunu kestiremiyordum. Akşamsa zaten karanlıktı ama sabaha yakınsa birazdan aydınlanırdı. Büyük ve dolu oda karanlıktı. İçeri'ye tül perdeden sızan beyaz ay ışığı aydınlatıyordu.
8 Ekim 2007 tarihinde Forks'a ilk ayak basışım sırasında,bizi karşılamaya gelen genç bir adam vardı. Amcamın yakın bir ahpabı imiş. Adam arabayı çalıştırdığı gibi çıkışa doğru ilerletti. Bizi burada tanıdığımız tek kişi olan teyzemin evine götürürken babamla derin bir sohbet içerisindeydiler,arka koltukta ağaçları seyrediyordum. Adam,benden altı yaş büyük oğlunun dün geceden beri kayıp olduğunu söyledi. Henüz küçük olduğum için konu hemen ilgimi çekmişti; oturduğum yerde hafifçe doğrulmuş ve bir kulağımı onlara verirken,gözlerimi hızla hareket ettiklerini sandığım ağaçlardan onlara doğru çevirdim.
Sabah babamla ormana,yürüyüşe gittiğimizde öylesine tırmandığım bir ağaçtı. Kafamı yukarı kaldırdım,soğuktan dolayı kızarmış burnum haricinde görebildiğim iki çift parçalanmış ayakkabı vardı.
Kuşlar kanatlarını çırptı,bir rüzgar esti,ağaçların dalları sallandı yapraklarıyla.
Stefan Stanley ile de karşılaşmam kuşun kanadını çırpması gibi olacaktı; Hayatımda gördüğüm en güzel sarışın erkek çocuk o olacaktı ama... Acaba ben onun hayatında gördüğü en güzel kızı olacak mıydım?
Ve bunu da düşündükten sonra her şey o an,o karede öylece durdu. Ne ben bir harekette bulundum,ne de o ağaçta sallanan ayaklarını hareket ettirdi; her şey sadece o karede dondu. Ve zamanla hiçbir şey çözünmedi,sadece bu kadarını hatırlıyordum. Ve ben sadece hafızamda kalan bu silik anıyı habersizce yıllar boyu hafızamda tuttum.
Bu film şeridin de ki olaylar bittikten sonra diğer bölüm resimine geçip yanan film şeritleri gibi,bu anı da alevlerde ki yerini aldı. Ve yerini bir başka iyice kavrulmuş gri bir toz'a,küle bıraktı.
Bu sorunun cevabını da hiçbir zaman bilemedim.
Annemin biri kız,biri erkek olmak üzere iki kardeşi vardı; Georgie ve Darryl Winona. Tabii Georgie teyzeminde soy adı annemin ki gibi evlilikten sonra değişmişti. Teyzem ile ilgili hatırladığım bir anı ise, ben küçükken babam teyzemin,benim annemin yarısı olduğunu söylemesiydi. Haftalarca teyzemin annemin yarısına sahip olduğunu ve babamla evli olduğunu sanmıştım. Şimdi ki yaşıma geri döndüğümde ne kadar korkunç bir düşünce olduğunu anlıyorum.
Teyzemin annem olması... Teyzemin babamın karısı olması; teyzemin babamın ceketini alıp asması,teyzemin gülme eşliğide babamın tabağına yemek doldurması,teyzemin gece babamla sevişmesi...
Göğüs kafesimde ani bir sıkışıklık'la bilincim açıldı.
Saatlerce kapalı olmasına rağmen hala yorgun olan gözlerimi araladım. Büyük ve sık nefesler alıyordum,ellerim yorganın ucuna giderken rehabilitasyondayken doktorumun bana söylediği talimaları aradım: Sakin ol ve soğuk bir günün ardından sıcacık yatağına girdiğini düşün. Şuan yatakta olmama rağmen bu düşünceyi çok fazla zihnimde tutmadım ve adrianalin'li geçen bir kaç dakikanın ardından profosyonel bir şekilde sakinleşmeyi başardım. Yavaşça soluk borumun yarısına gelebicek kadar dein bir nefes aldıktan sonra ilk olarak gözlerimi etafta gezdirdim; Karşıda duran cam,görebildiğim kadar büyük bir gardop ve şifonyer dışında etraf siyahları yorgan bellemişti.
Gözlerimi hızla açıp kapadım,hava fazla soğuktu. Ne zaman içine girdiğimi hatırlamadığım yorganı ani soğukluk hissiyle kulaklarıma kadar çekme girişiminde bulundum ve yatağın içinde cenin pozisyonu aldım,böylelikle daha önce bedenimin ısıttığı yatak tarafını ayaklarım gelecekti. Rahatca yeniden uykuya dalmak için yatakta yüzü koyun yatmadım,göğüslerimin üzerinde yatıp yeniden nefessiz kalmak gibi bir salaklık yapamazdım.
Sıcak geçen uzunca dakikalaran sonra göz kapaklarımı büyk bir ihtiyaç dürtüsüyle gerçekten araladım. Sanırım karnım acıkmıştı. Üzerimde ki kalın,güzel ve sıcacık yorganı zorla ve yavaşça iterek ayaklarımı yerde sarkıtmadan önce alışmamak için hızlıca yataktan kalktım. Burada yapacak hiçbir şeyim yoktu zaten,mutlaka birazdan gelecek ve tekrardan yatağın içinde pinekleyecektim.
Aşağı,mutfağa inmeden önce saolunun ışığnı açıp üstü kapalı ve ayakalarımı sıcak tutacak bir terlik buldum. Mutfağa indiğimde ellerimi ratgele duvarda gezdirerek ışığı arayacağım sırada tam cam ın önünde duran büyük insan bedenini fark ettim.
Hareket eden bedenim aniden durmasıyla nefes alış verişimi de yavaşlattım. O muydu?
Yeniden gelmiş miydi?
Düşünmeye bile fırsatım olmadan,adrianalin bütün vücudum un kanıymşcasına deli gibi koşmak için arkamı döneceğim sırada sert bir şey koluma yapıştığı gibi çığlık atmak için hazırlandım ama ağzımı kapatan bir şey yüzünden ses tellerimden başlayarak ağzımın içinden düşecek olan çığlıklar yerini ağzımın içine akan belli belli belirsiz seslere bıraktı.
-Devamı gelecektir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DECODE
FantasyÇıkan seslerin ardından nota bitiminde bir ses daha ölüyorsa pianodan,o kişi o sesin avcısıdır. Avcı,bir hayvanın bedeniydi,bir bitkinin bedeniydi,bir insanın bedeniydi. Avcı,bir şeytanın bedeniydi. Avcı,bir hayvanın bedeniydi ve avcı bir bitkinin...