3

7.1K 591 594
                                    

Bölümü anlatım olarak bayağı değiştirdim. Eski okuyuculara duyurulur, okumadan geçmemeniz şiddetle tavsiye edilir

 Eski okuyuculara duyurulur, okumadan geçmemeniz şiddetle tavsiye edilir

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"...Ah işte böyle."

Hayatım monotondu. Gerçekten monotondu. Herhangi bir farklılık yaşamak istemez, her gün aynı şeyi yapardım. Çoğu zaman sıkıcı olurdu fakat en azından kaldıramayacağım yüklerin altına girmiyordum.

Bu monoton hayatımda her gün aynı konuşmayı yapan varlığa ise Park Jimin denirdi. Her sabah, bir önceki gece yediği bokları anlatırdı. Her günümüz aynıydı. Hayatımın monotonluğunu ona borçluyum.

"Kimseye cevap vermiyor biliyor musun? Sadece gülümsüyor. Ayrıca yüzü de kapalı, maske var."

"E, sen zaten bunları bilmiyor muydun? Hayranıyım demiştin."

"Beni görünce açar sandım."

Dün gece o adamı izlemeye gittiğinden bugün çok mutlu olur sanmıştım ama aksine, asıktı suratı. Sebebi ise bu; her zaman maskeyle sahne alan adamın yüzünü göstermemesi.

"Seni görünce mi?"

"Evet."

"Sen kimsin ki?"

"Bir numaralı hayranı."

"Vay canına..." dedim başımı sallaya sallaya. "Kesin sensindir bir numara."

"Jungkook, beni çok üzüyorsun." Huysuz bir çocuk edasında öylece duran iki dosyasını ittirdi. Dudaklarını sarkıttı bilerek. "Zaten üzgünüm, bir de sen gelme üzerime. Ne umutlarla gitmiştim oraya."

"Keşke tek derdimiz Kim Taehyung'un yüzünü göstermemesi olsa."

Dediğim şey ile ters ters bana bakıp, hemen elinin yanında duran faresini kaptığı gibi, bana atar gibi yaparken kendi dosyamı siper ettim önüme. Aldığım darbeler reflekslerimi geliştirmişti resmen.

"Kimdiniz pardon? Aa, hayır, bağırmayın lütfen." Ofisin içine bir anda dalan Hoseok'un sesiyle ona döndü başımız. Kulağına yaslı telefonunu yüzünü buruşturarak uzaklaştırdı ve yeniden yasladı. "Benim B12'im düşük ondan unutmuşumdur adınızı. Gerçekten."

Anlamsız bakışlarımın sahibine, Jimin'e döndüm anında. Yerini yurdunu bilir gibi o da bana baktı.

"Aaa! Ama bakın annemin bu işle ilgisi yok. Ayrıca, lütfen biraz daha kibar küfürler edin. Bunlar ne biçim kelimeler böyle?"

Gözlerim Hoseok ve Jimin arasında birkaç git-gel yapıp Jimin'de kaldığında, "N'oluyor?" edasıyla Jimin'e kaş göz yaptım. O bilirdi genelde böyle olayları, herkesten önce onun haberi okurdu. Ama o da, dudaklarını uzattı, ellerini kaldırdı "Bilmiyorum." dercesine.

"Chaemin Hanım, ben sizi daha sonra arasam? Şimdi işteyim malum. Tamam... Tamam, iyi günler."

Telefonu kapattığı gibi tavana kaldırdı başını. Derin bi soluk bırakırken güzelce ofladı, hemen ardından masasına yönelip sandalyesine bıraktı kendini. Yüzünü elleri arasına alıp bir güzel ovuştururken ayaklandık Jimin'le. Ofisimizin pozitif enerji kaynağını bu şekilde görmek ruhumuzu sömürürdü.

Peeler || TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin