𝘀𝗲𝗰𝗼𝗻𝗱 𝗺𝗶𝗻𝘂𝘁𝗲

331 41 4
                                    

Havanın kararmasına sadece saatler var. Tony, babasının arkadaşları konuşmalarını yaparlarken suratında hiçbir ifade olmadan onları izliyor.

Gitmeden önce tek kelime bile etmediklerini hatırladığında gözleri doluyor, nefes alamadığını hissediyor ama hala o koltukta.

Annesi onu yanağından öptüğünde içten içe hissettiği şefkat yeni gün yüzüne çıkıyormuş gibi bir eli yavaşça öptüğü yere dokunuyor.

Annesinin aynanın karşısında üzerindeki gömleği düzelttiği o son an gözlerinin önüne geliyor, tekrardan oradaymış gibi hissediyor.

Yerinden kalkıp kiliseden çıkıyor ve kendini arka sokaklardan birine atıyor. Gözyaşlarını sonunda bırakmanın verdiği rahatlıkla hıçkırarak ağlarken ne yapacağını bilmediğini fark ediyor.

Hayatı boyunca bilmeseler de ona yol gösteren iki kişi artık yok ve Tony yalnız başına nasıl devam edilir bilmiyor.

Nefesi kesiliyor, dizlerini kendine çekiyor ve belki de yıllar sonra ilk kez bu kadar aciz hissediyor.

Tek başına, kimsesi yok.

Dakikalar sonra hıçkırıkları dinip sakinleştiğinde ayağa kalkıp mezarlığa yavaşça yürüyor.

İkisini de son kez görebilmek için.

Hava tamamen kararmışken, Tony mezarlığa adımını atıyor. Bakışları tüm o isimler arasında dolaşırken anne ve babasınınkini gördüğünde bir anlığına duruyor ama hemen kendine gelip oraya yürümeye başlıyor.

Konuşmak istiyor ama ne diyeceğini bilmiyor, tüm o kelimelerin boğazına tıkılıp nefesini kestiğini hissedebiliyor. Her ağzını açtığında olduğu gibi.

Soğuk havayı her içine çektiğinde ciğerlerinde jilet yaraları gibi keskin kesikler açılıyor. İçindeki kelimeler dışarı çıkamadan içinde bir yerlere kilitleniyor.

Tony ayağa kalkarken içinden bir gün hazır olacağını kendine söylüyor, ikisiyle de gerçekten konuşmaya bir gün hazır olacağını.

Dakikalarca ayakta durup bekledikten sonra son bir kez kendine söz verip mezarlıktan çıkıp evine gidiyor.


O sözler asla söylenmedi.

seven minute-TONY STARK [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin