Episode 4 -Anlatacaklarım Var

133 5 3
                                    

Will bakımsızlığına rağmen ilk bakışta dikkat çekmeyi küçüklüğünden beri başarıyordu. Yalnız kaldığı her an aklından geçenler onu 4 yaşına kadar korkuttu. Ama artık korkması gereken o değildi...

Bir kısmı kabus tadında rüyalarla geçen uyku olarak nitelendirilen ve beni ölü olduğuma en çok inandıran bir sabaha daha günaydın. Meşe ağacının güneşi yansıtan altın renkli yaprakları gözümü alıyordu. Evimde uyanmayalı tamı tamına 2 yıl olmuştu. Her gece üstüme atılan toprağın yerini ince bebeklik battaniyem almıştı. Ah bazı şeyler yaşamadan önce çok daha güzel inanın bana yaşamak isteyipte yaşadıktan sonra kaçımız mutlu olduk ha kaçımız? Yine zaman bana ihanet edip yerinde saymayı seçti. Ne gariptir ki annem olacak kadın ortalarda yoktu. Haa bu arada Size babamdan hiç bahsetmedim. Piç olduğumu düşünmenizi istemem sadece ruhumun sahibi veya başlangıcı yok. Bir annem ve babam var resmiyette. Babam adi herifin tekidir. Hayatımın her anında olan ama hiçbir sahnesinde rol almayan sizin tabirinizle iskele babası gibi bişey işte. Neyse ondan fazla bahsetmek kalbimin atmasına sebep olur diye korkuyorum..

Eşya gibi insan gibi mekanlarında yaşlanmaya hatta ölmeye meyilli olduğuna inanmaya başlıyorum. Hastane odası ilk gittiğimde aydınlıktı pencereler güneşe karşı dik ve azametlilerdi yada ben onları bir kapı olarak gördüğüm için böyle, bilmiyorum. Son gördüğümdeyse oda yaşlı ve üzgündü ruhunu çoktan güneşe teslim etmiş, tek düzelik içinde boğulup gitmişti. İkimiz beraber öldük işte! o gün satılığa çıktı ruhlarımız o gün. Biz hep bekledik bayım yeniden ve yeniden doğmak için..

Aşağıdan boğuk bir ses yükseldi:

-Will hayatım aşağı gel kahvaltı hazır. İçimden sövmeyi bırakalı çok oldu. Size yalan söylemiycem. bu sürtük kadın çok iyi rol yapıyor.
+Senin lanet çayını içmiycem içinde kan tadı var. Bana pizza söyle!
-Will hayatım yalvarırım böyle yapma tekrar o lanet yere mi dönmek istiyorsun?
+Kapa çenesi pis fahişe beni tekrar o odaya tıkarsan seni öldürürüm. Ve inan bana bu hiç hoşuna gitmez....
-.......
Sessizliğin huzuru odamı kaplamaya başlamıştı. Yüzler olmasada hatıralar küçük birer tını gibi kulağımda.. Odanın kapısı yavaşca aralandı. Bu evde ben ve o lanet kadından başka kimse yok, umursamadım. Keskin parfümü yine beynimin mıncıklanmasına sebep oldu. Ama dur biraz, aman tanrım bu da ne yanılıyor olmalıydım günler sonra sigara ve yeni sevişmiş hemşire kokusundan başka aldığım ilk koku. Yabani otlarla çeşnilenmiş kişniş gibi.. Beni kamçılamayı başarmıştı. Adını sordum.
-sende kimsin ne işin var burda?
+Bu miri..
-Kapa çeneni sana sormadım! Sesini duymak istiyorum
*Ben Miriam beni hatırlamaman çok normal hakkında çok şey duydum. Ve benimde Anlatacaklarım Var. Yüzündeki gülümsemeyi göremesemde ruhundaki kurnazlık beni ürkütmüştü. Sanırım korkmam gerekiyordu. Yada o korkmamı istiyordu. Bekliycektim henüz tüm kartlar açılmadı...

Satılık RuhlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin