-Will hayatım düşüceksin dikkat et!
+Hayıooor düşmem anneğğ yupiii
-Onun başına bir şey gelicek diye çok korkuyorum Lisa, kendini hiç korumuyor
*Çocuk işte bu kadar enerjik olması gayet normal.
-Peki, bak anne canım acımıyor diye üst katın merdivenlerinden atlaması yada makasla parmağını kesmeye çalışması sence normal mi?
*Bunlar gerçek mi? Sadece dedikoducu Rebekah nın uydurması sanıyordum.
-Malesef gerçek ve ne yapmam gerekiyor bilmiyorum
*Daha kapsamlı bir araştırma yapmalısın. Önereceğim bir psikiyatrist var geç olmadan sorunu öğrenmelisiniz.
En son hatırladığım Frankestein kostümüme sarılıp uyuyakaldığımdı. Yarın Cadılar bayramı her şey mükemmel olucak. 2 arkadaşımla her şeyi planladık. Önce sokağın çıkışında ki yaşlı, Jake amcaya gidicez. Ne kadar huysuz olsada en güzel şekerler onda oluyor. Basit bir hayal değil mi? Şaka mı şeker mi demek..
Sabah uyandığımda annem apar topar üstümü değiştirdi. Kostümüm dolapta asılı kalmıştı. Nefretimi farketmemeleri için sesimi çıkarmadım.Sokağın çıkışından geçtim arabadayım annem elimi tutuyor. Kapıları neşeyle dolaşan çocuklar var.. Hayallerin çalınınca çocuk olmanın bi anlamı kalmıyor.
Benim için çocukluğum annemin uyudum sanıp yarıda kestiği ne kadar uğraşsamda sonunu öğrenemediğim masallar gibi.. Başı once upon a time diye başlayan devam ederken hep hiçliğe giden mutlu sonla asla bitmeyen masallar. Kimseyi bir daha affetmedim aslada 5 yaşıma girmedim. Benden çalınan hayatımın satılık ruhumun belkide sonsuz yalnızlığımın bir yansıması olan bu aptal dünyada daha yaşıycak uzun yıllarım vardır, belki de yoktur. Sanırım yok, yok değil mi? Evet haklısın halat sen böyle bileğimi sıkarken yaşıyacak uzun zamanım olduğuna inanmam çok aptalca.