arkamı dönerek yüzümde ki sahte gülümsemeyi sonlandırdım ve Ali Bey'in odasından çıktım.
Ali Bey benim psikoloğumdu.
evet, anne ve babam beni zorla buraya getirmişlerdi.
onlara bir daha asla güvenmeyecektim.sinirimle beraber yine o deniz kenarına gittim.
kalbimin ait olduğu yerdeydim.
onunla en son konuştuğum yerdeydim.sanki daha dünmüş gibi..
sanki o gideli 2 yıl değilde iki gün olmuş gibi.
yarın onun gidişinin tam ikinci senesi doluyordu.
zaman ne çabuk geçmişti öyle.."zaman ne çabuk geçmiş sevgilim. sen benden hiç gitmedin gibi.."
ona baktım ve burukça gülümsedim yine.
o güzel yüzünde ne yaşasam unutuyordum.
sanki her gördüğümde yeniden başlıyordum hayata.duyduğum müzik sesiyle gözlerimi kapattım.
sanki onu anlatan her şarkı burdan geçiyordu.
her şeyini burda bırakmıştı."seni unutmaya ömrüm yeter mi?.."
her şarkı mı seni anlatıyor sevgilim?
yoksa sen bir müziğin en güzel notası olup onlara mı karıştın?seni unutmaya ömrüm yetmez..
seni unutmaya hiçbir şey, dünya da var olan hiçbir zaman dilimi yetmez.ruhunu sakladığın bu denize gömülmek dileğiyle..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ölenlerle yaşamaya çalıştık |
Short Story[kısa hikaye, tamamlandı] ve tekrar hatırlattım kendime. ölenlerle yaşanmaz. 18120 | v'